“Demokrasinin beşiği” yaftasıyla modern masallar üreten İngiltere, birkaç gün önce bir skandala daha imza attı.
Sözde insan hakları ihlallerini inceleyen onlarca örgüte ev sahipliği yapan ve istihbarat çalışmalarını insan hakları üzerinden yürüten İngiltere, bu kavramları sadece istismar ettiğini bir kez daha ispatladı.
Tam bir ateş hırsızı, bilgi avcısı, uluslararası siyasetin önde gelen isimleri ve kuruluşlara ait gizli belgeleri sızdırmasıyla tanınan Wikileaks’ın kurucusu Julian Assange; 2012 yılından beri yaşadığı Londra'daki Ekvador Büyükelçiliği’nde gözaltına alındı.
Ekvador; İngiltere'nin Assange'ı "İdam cezasının yürürlükte olduğu bir ülkeye göndermeyeceğine" dair garanti vermesinin ardından Londra'daki Ekvador Büyükelçiliği'nde Assange'a verdiği sığınma hakkını kaldırdı.
Ekvador'un İngiltere Büyükelçisi, Scotland Yard’a haber vererek Assange'ı gözaltına alabileceklerini söyledi.
Londra'nın merkezindeki bir polis merkezinde bir süre gözaltında tutulan Assange, daha sonra Westminster Sulh Hukuk Mahkemesi'nde yargıç karşısına çıktı. Mahkeme yargıcı, Assange'ı kefalet koşullarını yerine getirmediği gerekçesiyle “suçlu” buldu ve tutuklanmasına karar verdi.
WikiLeaks kurucusu Julian Assange kimdir?
Julian Paul Assange; Avustralyalı bilgisayar programcısı, internet aktivisti, “Wikileaks” adlı internet sitesinin editörü ve basın sözcüsü.
Ağustos 1999'da ses-veri toplama teknolojisi için Ulusal Güvenlik Ajansı'na verilen bir patent için: "Bu patent, insanları endişelendirmelidir. İnsanların denizaşırı telefon aramaları anlaşılmaz bir yabancı casus ajansının bağırsaklarında kopyalanıp arşivleniyor ve dinleniyor" demişti.
Julian Assange, 'Yönetişim Olarak Komploculuk' başlıklı makalesinde, bilgi sızdırılması sayesinde, bilgiyi gizli tutmak sayesinde hükmünü sürdüren ve halkını temsil etmeyen yönetimlerin nasıl yıkılabileceğini anlatmıştır.
Sermayenin küresel egemenliğine başkaldıran Julian Paul Assange, radikal demokrasiden yana. Ezilenlerin, sömürülenlerin, hakları gasp edilenlerin sesi.
Her insanın bir zaafı olabiliyor. Onun da zaafı bu. Bu duyarlılığının İngiliz istihbaratı tarafından kullanıldığına şüphe yok.
Assange, 1971’de Avustralya'da Queensland eyaletinin Townsville şehrinde Annesi görsel sanatçı anne Christine Ann Hawkins, anti-savaş eylemcisi ve müteahhit baba John Shipton çiftinin çocuğu olarak doğdu.
Biyolojik babasının değil üvey babasının soyadını taşıyor. 1 yaşındayken annesi, aktör Richard Brett Assange ile evlenmişti. Assange, göçebe bir çocukluk yaşadı, 13'ten fazla Avustralya şehrinde annesi ile birlikte dolaştı durdu.
İlkokulu 1979–1983 arasında New South Wales'ta, liseyi Townsville'da okudu. 1994'te Central Queensland Üniversitesi'nde ve 2003–2006 yıllarında Melbourne Üniversitesi'nde programlama, matematik ve fizik eğitimi aldı.
Boş beleş bir adam değil.
Deyim yerindeyse feleğin çemberinden geçmiş.
1995’te bir grup arkadaşıyla birlikte bilgisayar korsanlığı ile suçlandı. Bilgi sistemleri, dijital güvenlik ve mahremiyet, teknolojinin bilgi uçurma üzerindeki etkisi, sağlık bilişimi alanlarında uzman, İnternetin gizli yüzünü araştıran akademisyen Suelette Dreyfus ile 3 yıl çalıştı ve onunla birlikte çok satanlar listesine giren 'Underground' (Yeraltı) isimli kitabı yazdı.
Gizemli isim Suelette Dreyfus…
“Underground” (Yeraltı) isimli kitabın editörü, İnternet gazetecisi Suelette Dreyfus pek ortalıkta görülmeyi sevmiyor. Dünyayı sarsan belgelerin yayınlandığı WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın bir anlamda akıl hocası.
Etnik kökeni bilinmiyor. Avustralya’da yaşıyor ve bir kadın. Ama soyadı –Dreyfus- yüklendiği misyonun ipucunu veriyor. Hatırlarsanız "Dreyfus Olayı"; 1894 yılında Yüzbaşı Alfred Dreyfus'un haksız yere casuslukla itham edilerek Fransa'da yargılandığı dava ve ardından gelişen olayları anlatır.
Dreyfus’un sadece Türkçe’de değil, başka dillerde de hakkında çok az ‘tanıtıcı’ bilgi bulunmasından, kitapları ve yaptığı film dışında göz önünde olmayı sevmediği anlaşılıyor ama WikiLeaks belgelerinden bu yana herkes adını duydu.
Kitap, “Yeraltı”ndaki hackerları, zor sorunlara ustaca teknik çözümler bulabilen insanları anlatıyordu. Onlardan biri de kod ismi Anthrax (Şarbon) olan siyahi bir Müslümandı.
WikiLeaks’ın Gizli Müslüman Kahramanı Anthrax
Anthrax, hackleriyle açtığı yoldan gizemli American System X’e ulaşmıştı. ABD Enerji Bakanlığı’nın ve NASA’nın bilgisayar ağlarına girip, orada çok büyük miktarda bilgileri yok edecekmiş gibi yapıyordu.
Gece boyu süren hacklemenin ağrıları daha geçmemişken, her sabah gün ağarırken hackleme ekranını dondurur, namaz seccadesini açar ve iyi bir Müslüman olarak sorumluluklarını yerine getirmek üzere Mekke’ye dönerdi.
Kendi kuşağının en iyi hackerlarından biri olan Electron’a Avustralya Federal Polisi baskın yapıp makinelerine el koymuştu. ABD Denizcilik Araştırma Laboratuvarlarını hacklemenin adrenalinine duyduğu ihtiyacı köreltebilmek için, onu geçici psikoza sokacak kadar uyuşturucu alması gerekmişti.
16 yaşında okul kütüphanesinde İngilizceye tercüme edilen Kur’an’ı Kerim’i okumuş ve Müslüman olmuştu.
Amerikan Rap müziğini yakından takip ediyordu; hemen hemen rapçilerin tüm kaset veya plaklarından oluşan zengin bir kolleksiyona sahipti.
Müslüman olduğunda ilk tanıştıkları Amerika'da faaliyet gösteren Nation of Islam (İslam Ümmeti) adlı örgütün mensuplarıydı.
Örgütün başkanı siyahi milliyetçisi Louis Farrakhan, FBI işbirliği ile Malcolm X'in ölümünden sorumlu görülüyordu.
Martin Bernal'in Klasik Medeniyet'in Afro-Asyatik Köklerini anlattığı, Antik Yunan ve dolayısıyla Batı Medeniyetinin kültürel kökeninin Afro-Asyatik Antik Mısır ve Finike kültürlerine dayandığı faraziyesini ortaya koyduğu Black Athena/ Kara Athena kitabından çok etkilendi.
Fikirlerini şekillendiren bir diğer düşünür ise Noam Chomsky olmuştu.
Sonrasında Siyahi Müslümanların efsane lideri Malcolm X'in hayat öyküsünü okudu. Odasına Malcolm X'in dev bir posterini astı ve egemen zalimlerle savaşmaya ant içti.
Nation of Islam (İslam Ümmeti)’nden ayrıldı. Arayışı onu Arnavut Müslümanlarla buluşturdu.
Oturduğu evin sokak başında bulunan Arnavut Müslümanların işlettiği lokantada tanıştığı insanlarla yaptığı sohbetlerle Sünni İslam anlayışını benimsedi. O da ‘siyasallaşmış hacker’lar ordusuna katıldı
Anthrax, Julian Paul Assange ile 'Underground' (Yeraltı) kitabının hazırlık sürecinde tanıştı…
Bu çekirdek, daha sonra WikiLeaks’e de taşındı. Assange bu ekibin lideri olmaktan çok sözcüsüydü yani vitrin yüzü. Arka plandaki isim tabii ki akademisyen Suelette Dreyfus.
Julian Paul Assange 'Underground' çalışmaları sırasında tanıdığı dünyayı değiştirmek ve sömürü düzenine son vermek amacıyla yanıp tutuşan idealistlerle, 2006'da gizli bilgi ve fotoğrafları yayımlayan WikiLeaks'i kurdu.
İlk ses getiren çıkışları 2010'da ABD askerlerinin Irak'ta bir helikopterden ateş açarak 18 sivili öldürdüklerini gösteren görüntülerdi dünya çapında manşet oldular.
WikiLeaks’in ortaya çıkardığı şu oldu; zor bir sorun karşısında hükümetlere ve şirketlere hakikati söyletmek/itiraf ettirmek mümkündür Çünkü teknolojinin yaratıcı bir uygulaması güvenli, anonim çevrimiçi yayıncılık biçimi mevcut.
Anthrax şimdi nerede?
Belki İstanbul’da Süleymaniye Camii'ne bakan, Boğaz manzaralı köhne bir İstanbul evinde, kahvesini yudumluyor, Arnavut hanımının hazırladığı arnavut ciğerinden tadıyordur? Çocukları da başlarında namaz takkeleri, kim bilir hangi Kur’an Kursu'nda dini bilgileri öğreniyordur?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete