İsmini Wikileaks belgeleri ile dünyaya duyuran Julian Assange isimli kişi, ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait çok sayıda yazışmayı, kurduğu internet sitesi aracılığı ile dünya kamuoyuna sızdırmıştı.
Yayınladığı gizli belgelerle ABD'nin içinde olduğu çok sayıda uluslararası olayı deşifre ettiren Assange'nin, bu girişimleri esnasında ciddi bir engelleme ile karşılaşmamış olması, akıllara bu durumun, kontrollü bir sızdırma olma ihtimalini getirmektedir.
Assange'nin yayınlattığı Wikileaks belgelerini sızdıran esas kişinin, o dönem ABD ordusunda görevli olan istihbarat uzmanı Bradley Manning olduğu daha sonra ortaya çıkarılmıştı.
Manning, 27 Mayıs 2010’da tutuklanıp, 35 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Tutuklandıktan sonra hapiste cinsiyet değiştirip “Chelsea" adını alan Manning'in cezası o dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından affedilmiştir.
Bilgileri sızdıran bu kişinin bir İngiliz yerleşim biriminin ve spor takımının ismini alması, ardından Assange'in de yıllarca Londra'da bir elçiliğe sığınmasına müsade edilmesi, ABD/İngiltere ilişkileri açısından ilginç bir tablo yaratmıştır.
*
Bir dönem, “Ergenekon" olarak adlandırılan yapıyla ilgili bilgileri sızdıran, daha sonra da eşcinsel olduğunu söyleyerek Kanada'ya yerleşen Tuncay Güney'in de aynı dönemlerde ortaya çıkmış olması tesadüf olamaz!
Tuncay Güney'in İngiliz Milletler Topluluğu'na üye olan Kanada'ya yerleşmiş olması da Assange ile aynı odak tarafından yönlendirildiğini göstermektedir.
ABD devlet politikaları ile ilgili ilk ciddi bilgi sızdırma girişimi olan "Wikileaks Belgeleri"nin ardından, önümüzdeki süreçte ortaya çıkması muhtemel ikinci sızdırma girişimi, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile ilgili olacaktır.
Peki neden NASA?
Uzunca süredir dillendirdiğimiz "Kozmik Çağ" sürecine dünyayı hazırlamak isteyen "Küresel Akıl" bir takım bilgileri bu yolla insanlığa duyuracaktır.
NASA'nın özellikle Pentagon ile geliştirmeye çalıştığı bazı projeler dahil olmak üzere, yüksek uydu teknolojisi ile elde edilmiş olan birtakım verilerin sızdırılması muhtemel olacaktır.
Türkiye başta olmak üzere, Ortadoğu coğrafyasındaki birçok yeraltı kaynağına ilişkin bilgi ile iklim kontrolü üzerine geliştirilmeye çalışılan bazı veriler de sızdırılacaktır.
*
Peki Türkiye'nin "Kozmik Çağ" ve bu kavramlarla olan süreci nasıl gelişmektedir?
Hatırlarsak Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan 13 Aralık 2018 tarihli "23 numaralı Kararname"de: "Türkiye Uzay Ajansı" kurulmuştu.
2019 yılının arefesinde böyle bir kurumun oluşturulması üzerine, 2019 yılı için "Kozmik Çağ'ın başlanacağı dönem" diyebilir miyiz!
Atatürk'ün "İstikbal Göklerdedir" sözü, bu çağa ilişkin bir işaret olabilir mi?
Halkımız "Kozmik" kavramına 2009 yılında ne ile aşina olmuştu!?.
Yine bir Aralık ayında yapılan "Kozmik Oda" aramalarında değil mi!..
Orada arayıp da bulamadıkları neydi!?.
*
Şimdi bir diğer sorumuz şu olmalı:
ABD'deki Wikileaks sızdırmasına paralel olarak Türkiye'de de Ergenekon sürecinin başlamış olduğu ortada ise…
İleride "Bir NASA çalışanın itirafları" şeklinde başlatılması muhtemel sürece paralel olarak, Türkiye'de de başlatılması muhtemel süreç ne olacaktır…?
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com