Doğadaki her şeyin canlı bir varlık olduğuna ve bir ruhu olduğuna inananlardanım…
Meşhur virüs korona, hayatımıza girmeden önce de her şey canlıydı yine canlı ama biz insanlar evlerinde, diğer kalan her şey, dünya üzerinde serbest ve onlar da canlı…
Hatta “tekrar daha bir canlandılar” desek yeridir..
Denizler daha temiz ve mavi, yeşillikler daha bir canlı yeşil…
Hava daha temiz..
Yıllardır küresel düzeyde dünya üzerinde, insanoğlunun dünyaya en büyük zararlarından olduğu sürekli tekrarlanan “Ozon tabakasının çatlaması-delinmesi” bir zamanlar “Greenpeace" denilen “çevreciler” tarafından dile getirilen “büyük olay”dı!..
Şimdi “Ozon”daki o çatlak da kapanmaya başlamış; hadi bakalım!..
İğne ucu kadar bile olmayan gözle görülmeyen bir canlının, dünya üzerine gelmiş gelebilecek en acımasız varlığı, evlerine kapatıp normal yaşantısından el-etek çektirmesine siz ne diyorsunuz bilmiyorum ama ben “İlahi Adalet” diyorum…
“Küresel bir savaş” mı?
Evet…
“İklim de düzenleme” mi?
Evet…
“Yeni bir dünya düzeni oluşumu” mu?
Evet…
“Yeni bir savaş tekniği” mi?
Evet…
“Temel para birimleri için oynanan bir oyun” mu?
Evet…
“Biyolojik savaş” mı?
Evet…
Bütün teoriler geçerli ama sadece biri de bir bütünsellik içinde her biri de olabilir.
Sonuç olarak hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!..
Yıllardan beri her zaman ve her değişik dönemde söylenen “Yeni Dünya Düzeni” oluşturulurken dinamik, bilinçli, güçlü, faal ne istediğini bilen bir Türkiye olarak ön sıradan yerimiz belirlendi.
Neden mi böyle diyorum!
Bu “Virüs olayı”nı hazırlıklı karşıladık; sağlam bir organizasyon vardı, hastanelerle, doktorlarla ve diğer tüm sağlık çalışanlarıyla üstün bir çalışma sergilendi ve hala da sergileniyor.
Biz bize yettik, kimseden bir kuruş almadığımız gibi İspanya’dan İtalya’ya Afrika’lara hatta Çin’e bile ülke olarak yardım ettik mi?
Ettik…
İçeriden gelen tüm laf sokuşturmalara, engelleme girişimlerine, iftiralara, yapılan yardımlara set vurma çabalarına, yardım paketi bile yapıp ortaya çıkaramayanlara, üstüne üstlük İstanbul gibi, kırılıp dökülen kaç Avrupa ülkesinden daha fazla büyük ve nüfuslu gözde bir şehre yakışmayacak kısıtlamalar yapılmasına rağmen, halen de çok güzel devam ediyoruz her türlü iyilik çaba ve çalışmalarına..
Bundan sonra ne olur?
Korona belası biter, karantinalı günler biter ama asıl bundan sonra bizi bekleyen “Yeni Dünya Düzeni”nde ön sıradan savaş verilecek; bu belki büyük ölçüde bilinen silahla, topla-tüfekle olmayacaktır.
Daha teknik ekonomik ve biyolojik bir güçle, siber savaş teknikleri ve kimyasal araçlarla ilerleyecek bir süreç ama burada belki en çok halk olarak yine bize iş asıl düşecek…
Toplumdaki en ufak birimden, en alt kademeden en üst kademeye kadar bilinçli bir birliktelik ve sağlam bir duruşla azimli ve hırslı bir çalışma gerekecek bu savaşta..
Evet karantinada olmanın da bir sonucu, öğrettikleri olacak; mesela özgürlüğün bir insana verilen en büyük ödül olduğunun anlaşılması, sağlığın da keza öyle olduğu daha iyi öğrenilmedi mi?
Evet öğrenildi ama bu inşaallah bize uzun süren bir bilinçlenme getirir; çünkü her bir insana, “Müslümanım” diyen her bireye, bu günlerden öncesinde olduğu gibi bundan sonra da yine ve daha çok iş düşecek.
Hiç bir güç, Allah’ın kudreti dışında Müslüman Türk’e engel olamaz!
“Biz bize yeteriz” dediğimiz gibi “yeni dünya” oluşumunda yerimiz ilk sıradan hazırlanıyor ve daim olması da bizim elimizde…
Allah, vatanımızı milletimizi korusun ve ilelebet payidar eylesin!..
Yeniden bir daha doğuyoruz, yeniden ayağa kalkıyoruz İnşaallah; Allah, yar ve yardımcımız olsun…
.
Mine Tuna, dikGAZETE.com