MOSKOVA
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçları gibi suçlamalar doğrultusunda yargılama yapan bir mahkeme.
Bu mahkemenin bağımsızlığı bugüne kadar sorgulanmadı.
UCM tarafından geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı alındı.
Bu kararın gerekçesi ise Vladimir Putin'in, Donbass'tan çocukların yasadışı bir şekilde Rusya'ya tahliyesiydi. Yani savaşın ortasında sivilleri güvenli topraklara sevk eden Rusya, UCM tarafından suçlu bulundu.
İnanılır gibi değil!
Rusya'nın, Ukrayna'da başlattığı özel askeri operasyonlar sonrasında uluslararası gözlemcilerin de bilgisi dahilinde, Ukrayna hükümetinin oluşturduğu müzakere heyetleriyle sivillerin tahliyesi konusunda karşılıklı bilgilendirilme yapıldı.
Rusya topraklarına tahliye edilen tüm sivillerden uluslararası gözlemcilerin ve Ukrayna hükümetinin haberi vardı.
Rusya Savunma Bakanlığı, sivillerin tahliyesi için oluşturulan güvenlik koridorlarına dair sürekli kamuoyunu bilgilendirdi.
Savaşta ilk kurtarılması gereken kadınlar ve çocukların Ruslar tarafından güvenli bölgelere tahliyesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından suistimal edilmiş. Yani Rusların insancıl adımları, art niyetli olarak raporlanmış ve siyasi koz olarak kullanılmak istenmiş.
Sonuçta mahkeme kararı da buna işaret ediyor.
Gelelim kararın Rusya'ya etkisine.
Bu karar, ABD ve birçok batılı ülkeleri bağlamadığı gibi Rusya Federasyonu'nu da bağlamıyor. Çünkü Rusya, bu mahkemeye taraf ülke değil.
Yani mahkemenin kararı hükümsüzdür.
Alınan bu kararın bağlayıcılığı olmasa da mahkemenin kontrolünü tutan batılı ülkeler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı uluslararası kamuoyunda güçlü bir algı oluşturmak istemişler.
Tüm dünya, bu mahkemenin “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i yakalama kararı” aldığını biliyor.
Batılı ülkeler, bu konuyu çok iyi kullandı. Ancak bu kararın bağlayıcılığı, dünya kamuoyu tarafından bilinmiyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taraf olmayan Amerika Birleşik Devletleri de her nedense mahkemenin bu kararını sevindirici buldu.
Taraf olmamasına rağmen mahkeme kararını bir anda tanıyan bir ABD'den bahsediyoruz.
Umarım ABD birgün, mahkeme kararlarını tamamen tanır ve Irak'ta, Vietnam'da, Afganistan'da, Suriye'de ve birçok ülkede işlediği savaş suçlarının hesabını verir.
Ancak tilki gibi kurnaz olan ABD hiçbir zaman cesurca davranmayacak.
Batılı ülkeler, Ukrayna'da çıkmaza girince artık saçma sapan yöntemlerle savaşta psikolojik üstünlük kurmaya çalışıyor. Belki de yapmaması gereken en saçma adımı, mahkemenin Vladimir Putin kararıyla attılar.
Bu karar, doğrudan Vladimir Putin'i hedef alan bir karar olmasının ötesinde Rus halkına karşı alınmış bir karardır.
Uluslararası hukuk kullanılarak hiçbir ülke yönetimi hedef alınamaz. Eğer bu yapılıyorsa hukuk eliyle o ülke yönetimine karşı darbe amaçlanmıştır.
Batı ile Rusya arasındaki ilişkiler, sürekli gerilse de bazen ilişkilerin yumuşaması yönünde adımlar da atılıyor.
Bu dünya toplumlarına pozitif yönde bir moral sağlıyor. Ancak Rusya'nın uzlaşmaktan uzak tavır sergilediğini iddia eden batılı ülkeler, bu karar ile uzlaşmaktan uzak tavrı kendilerinin sergilediğini de ispat ettiler. Çünkü kimsenin aklına gelmeyen bir mahkeme kararına sebep oldular.
Mahkemenin bağımsız bir karar aldığını düşünen var mı? Ancak Batı sevicileri, bu kararın bağımsız bir karar olduğunu savunabilir.
Batı, Rusya ile müzakere kapılarını kapatmak için büyük bir adım attı.
Artık Rusya ile müzakereler neredeyse imkansız. Pişkince alınan kararlar gelecekte Batı'nın başına çorap örecek.
Dünya artık çok kutuplu.
Sadece ABD ve NATO'nun sözü geçmiyor dünyada.
Çin'in de, Afrika ülkelerinin de, Rusya'nın da Türkiye'nin de söz sahibi ülkeler olduğunu unutmayalım.
Tek taraflı alınan mahkeme kararlarının sadece Rusya değil diğer ülkeler tarafından da kabul görmeyeceğini biliyoruz.
Birgün Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bağımsızlığının olmadığını düşünen birçok ülke, tam bağımsız bir mahkemenin kurulması önerisini de dünya kamuoyuna sunabilir.
Sonuçta dünya hukuku Batı'nın oyuncağı olamaz.
İşte tüm bu gerekçeleri önümüze koyduğumuz zaman Batı, son kozlarını da oynayıp güvenilirliğini kaybetti.
Rusya'nın artık ciddiye alacağı bir muhatabı yok.
Batı, Rusya ile müzakere kapılarını kapattı.
Batı, ne zaman bu tür kararlardan geri adım atarsa ve gelecekte de bu tür saçlamakları tekrarlamayacağının garantisini verirse işte o zaman Rusya, ciddi olarak muhataplarıyla müzakere edebilir.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com