Ya da şöyle demeli: 98 Ülke, 621 Şehir ve Yer!..
Şunu demeden de olmaz! Hem buraya, hem oraya-buraya!..
:
"Kısmetindir gezdiren yer yer seni...
Arşa çıksan akıbet yer yer seni..."
:
Bu rakamlar değişmekte her dem ama anlamı şudur: "621 yer”in de yarısında, tekrar be tekrar girişler.
Artık “Domain” denilen “Alan Adı” farkı mı denir yoksa "Arama Motorları” ile gelen "hesapsızca" girişler midir... Her ne ise kimilerinin “DİK” ve "Gazete” ibarelerini bir araya getirmelerinden imtina etmeleri ve “DİK” derken alışık olmadıklarından olsa gerek, başka "şey"ler devşirmeye kalkmaları mıdır nedir; sadece “Sübhanekellahümme ve-bi-ham-DİK...” de ve geç!
:
Ne midir bu sayılar! İnternet aleminin yeni sayılabilecek ve Türkçe yayınlanan bir gazetesi, dikGAZETE.com için analiz raporlarından son rakamlar.
300’e yakın yerde, dünyanın çeşitli bölgelerinde, öyle veya böyle, siteye 1’er defa girişler olmuş ancak, 2 kez girilen yerlerin sayısı o kadar fazla değil (75 ülke) hemen sonrasında, geriye kalan yerlerde (ki bu sayı da 200’ün üzeri) yani yerküre üzerinde ikiyüzden fazla "yer"de, 3 ve daha fazla girişle (zaten bu tek haneli rakamlar da fazla sürmeden, bir-iki adımda, yerini iki-üç-dört ve beş haneli rakamlara tahmin edilemeyecek sık aralıklarla çift hanelere bırakıyor) tekrar tekrar okuyucu bulan bir haber sitesi bu.
ANALİZ RAPORLARINA GÖRE ÜLKE VE ŞEHİRLER...
Web site analiz raporlarında, ülkeler ilk 5’i şu şekilde sıralanıyor: Türkiye tabii ki 1. sırada, 2. sırada ise Amerika var, sonra Almanya, Rusya ve Fransa geliyor.
Ülkeler bazında iş böyle iken Şehirler sıralamasında ise durum biraz değişken; siteye en fazla giriş, İstanbul’dan ama ilginçtir hemen ardından Moskova geliyor. Ankara nedense (3. sırada “Not set” girişler var) dördüncü sırada. Sonrasında Almanya ve İngiltere’den iki şehirle İzmir, Adana ve Bursa geliyor.
*
Hiç bir yerde reklam ve tanıtım yapmadan, sadece kendi kendine sergilediği duruş ve dar imkânlarla kısa sürede elde edilerek alınmış bir yoldur bu…
"Hit şehveti” olarak daha önce de tanımladığımız manipülatif, gireni “TIK manyağı”na çeviren, adı “Haber" ve “Gazete” sitesi olan içi boş kimileri gibi değil, (Çoğu haber, otomatik düştüğü ve gereken zaman ayrılamadığı için bazan haber kaynağı sebebiyle o türden saçmalıklar burada da olabiliyor) sırf bu işin "adam gibi” yapılması gerektiğini göstermek adına da olsa “Sırt”ını herhangi bir sermaye grubuna dayamadan, öyle iddialı yekün tutan meblağlarla da değil, aylık belli bazı ödemelerini gerçekleştirerek ortaya çıkmış bir “Portal” bu.
İşte bu sebepledir ki belli platformlara yüksek meblağlar karşılığı çeşitli ödemelerle değil, yalnız ve sadece kendi kendine dik durmaya çalışmasıyla gelen “Hit” geri de gitmiyor, artıyor ama yetmiyor, yetişemiyor ve yetiştiremiyor da.
Ve hatta bu sebepledir ki “Doğrudan Son Dakika” başlığı altında 6’şarlı gruplarla en son geçen 80’den fazla haberin peş peşe sıralandığını görenler…
Ve...
Ana manşete düşen 25 haberin “Patlatılmadan” ve “N’olur bir TIK… Allah rızası için bir TIK… Yeter ki tıkla; sonra istersen SÖV!..” cinliği ve mantığı güdülmeden verilmesi tercih edilmediğinden olsa gerek, -bu türden cinlikleri kâr bilenlere tahammülü olmayan- özellikle dışarıdaki "Türkçe haber, Türkiye’den haber…” diyenler dikGAZETE.com ile habere ulaşıyor.
*
Ön almışların her biri ayrı bir kendi kendine sidik yarışçısı olduğundan…
Her biri bir diğerini özel düşman bellediğinden…
Her biri, hep kendini haklı ya da diğerini kendi hakkına kasteder gördüğünden (o hak dediğini de nereden kendine hak görüyorsa!)…
Ve her biri sadece günübirlik, bugüne dair, günün cirosunu kurtarma derdiyle hareket ettiğinden…
Ve de en önemlisi pek çoğunun, aynen basılı olarak satmaya çalıştıkları gazetelerindekinden çok daha pervasızca kadın çıplaklığını, sitelerinin her noktasında "sadece bir haber” için bile olsa girmiş bulunanların gözüne gözüne soktuğundan….
Araya en “İtidalli”sinin dahi “Dozunda cinsellik” diyerek kattığı, kiminin kasten ve isimler de vererek ettiği hakaretamiz ifadelerle arttırmaya çalıştığı bir “Hit” de değil bu bizdeki.
YAZARLARIMIZ...
Haber akışı ve işleyişin nasıl olduğuna, yapılması gerekenler ve bazı sıkıntılara dair daha önce bir şeyler söylemiştik. tekrarına gerek yok.
Ama asıl adı burada teşekkürle anılması gereken yazarlarımızdır…
Baştan beri yanımızda olan, akıcı ve samimi yazılarıyla Sami Özey… Her hafta geniş bilgi birikimiyle -ve sadece burada yayınlanan- yazıları ile ufuk açan Yavuz Yıldırım… Yine baştan beri bizimle olan ancak yoğun meşguliyetinden ötürü, sıklıkla olmasa da dolu dolu yazıları ile usta sinemacı-yönetmen Raşit Anaral… Farklı üslubu, sanata ve özellikle emekçisi olduğu tiyatro serüvenleri ile Ulvi Alacakaptan… Arayı açarak da olsalar gene de yazmaktan vazgeçmeyen Orhan Beyoğlu ve genç arkadaşımız Yusuf Dönmez ile bu aralar kendisini yazmaktan alıkoyan -ki onlar da sadece burada yazıyor- Medya Berberi namıyla Ahmet Beyaz ile Yunus Fırat ve (her ne kadar başka bir mecrada kadrolu olarak yazıyor olsa da buraya özgü ve özenli) spor yazılarıyla -gene başından beri- Ahmet Gülümseyen…
Her biri ayrı ayrı değer kattıkları için de değerli bir internet gazetesidir bu.
Şimdilik bu kadar "laf" yeterli ama yapılanlar yeterli mi; değil!
Daha iyisi yapılsa yapılamaz mı!
Uğraşı, emek ve kararlılık bir de özverili katkı ve katılımlarla yapılamayacak “iş” yoktur.
“Bir” ya da “Birlikte”dir işin sırrı!..
*
Ne diyor Şems-i Tebrizî hazretleri:
"Bir şey yap;
Güzel olsun!..
Çok mu zor!
Öyle ise güzel bir şey söyle!
Dilin mi dönmüyor!
Öyle ise güzel bir şey gör!"
dikGAZETE.com