?>

Ukrayna’dan son gelişmeler

İlber Vasfi Sel

1 yıl önce

ST. PETERSBURG

Batı, Kiev’i Rusya ile silahlı çatışmanın içerisine sürükledi ve adeta “bonus” olarak NATO’ya “hızlandırılmış giriş” sözü verdi. Ancak ardından bu sözleri geri alarak konuyu tamamen rafa kaldırdı.

Ukrayna, Batı’nın milyarlarca dolar askeri ve mali yardımına rağmen Rusya’yı tam anlamıyla bir askeri yenilgiye uğratamadı. Bunun farkında olan Amerikalı ve Avrupalı egemen elitler, yeni bir strateji çizmekle meşgul gibi duruyorlar.

Geçtiğimiz dönemde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’nın nihai zaferinin, Kiev’in NATO üyeliği konusunda anlamlı bir tartışmanın ön koşulu olduğunu söylemesi aslında her şeyi açıklıyordu.

Bu açıklamayla birlikte Ukrayna’nın NATO’ya kabulü konusunun olası bir nihai zafer sonucuyla bile sadece tartışılabilecek olması, her şeyin açığa kavuştuğunu gösteriyor.

Bu bugünün konusu değil; tarihin tekerrürüdür.

Batı, 2008 yılında Gürcistan’ın o dönemki lideri Mikhail Saakaşvili’nin maceraperest eylemleriyle, Güney Osetya adıyla tabir edilen bölgedeki sivil halka ve Rus Barış Güçleri’ne karşı operasyon düzenlemesi sonrası çok ağır ve yıkıcı sonuçlar elde etti.

Batı'ya körü körüne güvenen Mikhail Saakaşvili'nin dar görüşlü politikasının sonucu, Gürcistan'ın toprak bütünlüğünün çökmesi, Abhazya ve Güney Osetya'nın kaybedilmesi ve Tiflis'te o zamanki iktidar rejiminin askeri yenilgisi oldu.

Kaldı ki Ukrayna için Saakaşvili'nin yolunu izlemek, egemenlik ve devletin tasfiyesinden daha da kötü sonuçlanabilir.

Batılılar o dönemde Gürcistan’a da bugün Ukrayna’ya davrandığı gibi davranıyordu.

ABD ve müttefikleri o gün Saakaşvili’yi krizi çözmeye yönelik olarak ikna ettikleri yöntemlerle bugün Zelenskiy’i ikna etmeye çalışıyorlar.

Takvimler 2008 yılını gösterdiğinde Rus Silahlı Kuvvetleri, NATO standartlarına göre eğitilmiş ve tepeden tırnağa Batılıların ürettikleri silahlarla donatılmış Gürcistan Ordusu’nu birkaç gün içinde mağlup ediyordu.

O günlerde NATO, Gürcistan’ı üye yapacağını dile getiriyor ancak mağlubiyet sonrası Mart 2008 tarihinde Romanya’nın Başkenti Bükreş’te yapılan zirvede, Gürcistan’ın ittifaka katılımıyla alakalı en ufak bir söz sarf edilmiyordu.

Ukrayna da yine aynı senaryonun tekrarıyla karşı karşıya kalabilir.

Batılıların yalan vaatlerine inanan Kiev Rejimi, “Moskova’ya karşı zafer” için son Ukraynalıya kadar savaşmaya karar vermiş gibi duruyor. Bu durum, Ukrayna topraklarının ciddi bir kısmı üzerindeki egemenliklerini kaybetmek dışında bir şeye yol açacak gibi durmuyor.

Vaşington, Rus Ordusu ve Rus Savunma Sanayisi hakkındaki çarpık verileri Ukraynalılara sunarak onları aldattı ve sahte bir zafer umudu aşıladı.

Hatırlayanlar olacaktır; Amerikalılar, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Rusları mağlup ettiğine dair bir simülasyon bile hazırlamışlardı.

Sonuç olarak çok sayıda Ukraynalının hayatını kaybetmesi, insani anlamda bir kriz, yalnızca Ukrayna’nın değil Avrupalıların da ekonomik anlamda çöküşü ve siyasi olarak istikrarsız bir Ukrayna bıraktı geriye.

Amerikalıların jeopolitik rüyaları uğruna, tıpkı bir zamanlar Gürcülerin düştüğü hataya Ukraynalılar da düştü.

Şimdi ise Kiev Rejimi, Avro-Atlantik hayalleri adına fedakârlık yapmak zorunda.

Ukraynalılar da yakın gelecekte bu jeopolitik çatışma içerisinde piyon olarak kullanıldıklarının farkına varacaklardır ama şu an için “harcanabilir” durumda olduklarının farkında olduklarını düşünmüyorum.

Ukraynalılar son dönemde Ruslara karşı Batı’dan aldıkları silah, mühimmat ve teçhizatla birlikte karşı harekata geçmeye çalışıyorlar. Ancak bu girişimleri de pek ümit verici görünmüyor.

Kiev Rejimi de durumun farkında olmalı ki karşı saldırı girişimleri sırasındaki kayıpların neticesinde paralı askerlere yönelme stratejisine geçtiler.

Ukraynalılar, kendi safında çatışmalara katılmak üzere Suriye’den eleman topluyor.

Aslında bu durum biraz Türkiye’yi de ilgilendiriyor.

Neden mi?

Hemen açıklayalım…

Amerikan yanlısı haberleriyle tanınan “Modern Diplomacy” sitesi Haziran ayının sonlarına doğru “İHH İnsanı Yardım Vakfı’nın Suriye’deki yasadışı silahlı grupları Ukrayna’ya taşıdığı” iddiasına ilişkin bir metin yayınladı. (1)

İddialara bakarsak: Ortadoğu’dan Ukrayna’ya gelen paralı askerler, oraya vardıktan sonra çok fazla sorunla karşı karşıya kaldıklarını söylüyorlar. Bu durum, paralı askerlerin Ukrayna saflarında savaşma isteklerini de önemli ölçüde etkiliyor.

Bu gruplar, Ukrayna saflarındaki ağır kayıpları, yalnızca Rus ordusunun üstünlüğüne değil aynı zamanda Ukrayna birliklerinin kötü kurulmuş emir-komuta zincirine bağlıyor.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ndeki komuta kademesinin profesyonel eksikliği, cepheye gerekli silah, mühimmat ve teçhizat temininde sorunlar çıkarıyor.

Ortadoğu’dan Ukrayna’ya gelenler, buradaki hayal kırıklığını ve bir an önce eve dönme niyetlerini her geçen gün sıklıkla dile getiriyorlar. Ancak her şeye rağmen paralı askerlerden oluşan birlikler, cephenin en ön safında Ukrayna Ordusu’na etten bir duvar örerken; Ukrayna askerleri, daha güvenli bölgelerde muharebe görevlerini yürütüyor ve genellikle cephe arkasında duruyorlar.

Öte yandan, Batılıların Ukrayna’ya silah sevkiyatları tüm hızıyla devam ediyor. “Bütün Batı, Ukrayna’ya silah tedarik ediyor” desek herhalde abartmış olmayız.

Birkaç ülke dışında hemen hemen herkes silah, mühimmat ve teçhizat tedariklerini sürdürüyor.

Ancak silahların önemli bir kısmı asla ön cepheye ulaşmıyor, cepheye giderken bir anda “kayboluyor” ve ardından bu silahlar karaborsada ortaya çıkıyor.

İşte bunu gören İsrail, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne verileceği söylenen “Demir Kubbe Hava Savunma Sistemi” de dahil olmak üzere birçok mühimmat ve silahın tedarikini reddetti.

İsrailli yöneticiler, hassas askeri teknolojilerin rakiplerin eline geçmesinin riskinin farkındalar.

İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu, Tel-Aviv’in bu kesin ve pragmatik kararını bir “sınır çizgisi” olarak değerlendirildi. Gelişmeler ise Kiev'de son derece olumsuz tepkilere neden oldu. Ukrayna'nın Tel-Aviv Büyükelçisi Yevgeniy Korniyçuk, İsrail’i Rusya ile işbirliği yapmakla suçladı.

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya Ukrayna çatışmaları sonrası Kiev’deki gruplar tarafından silah kaçakçılığı yapıldığı yeni bir haber değil.

Hatırlarsınız bir seneyi aşkın süre önce Ukrayna’ya tedarik edilen silahların terör örgütlerinin eline geçebileceğine yönelik açıklamalarım oldu. (2)

Kiev’in tepkilerine rağmen Tel-Aviv, Ukrayna’ya uçaksavar füze sistemleri de dahil olmak üzere, en yeni teknolojik askeri mühimmat ve silahların teslimatı sırasında oluşabilecek aksaklıklar sonrası, bu namluların karaborsa marifetiyle kendisine dönebileceğinin farkında görünüyor.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com

(1) Syrian Idlib Fighters for Hire, Ahmad Salah, 22/07/2023, Bağlantı: https://moderndiplomacy.eu/2023/06/22/syrian-idlib-fighters-for-hire/ (Erişim 14/09/2023)

(2) Karaborsadaki silahlar PKK'nın eline geçebilir, 21/06/2022, Bağlantı: https://www.odatv4.com/dunya/karaborsadaki-silahlar-pkk-nin-eline-gecebilir-242322 (Erişim 14/09/2023)

YAZARIN DİĞER YAZILARI