Hürriyet Gazetesi’nin geçen haftaki manşeti şahsımı çok rahatsız etti.
“Hollanda Kabinesi’nde iki Türkiyeli bakan”
Türkiyeli mi?
Türk vatandaşına ne oldu?
Uyurgezer mi oldu?
*
Hürriyet’in bu manşetini bir hukukçu olarak kınıyorum, neden mi?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası 66. Madde: “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”
Yani Anayasa’mıza göre Türk vatandaşlığının resmi tanımı bu şekildedir; “Türkiyeli” kavramı, Anayasa’mızda yer almamaktadır.
Peki yılların gazetesi Hürriyet, Anayasa’da tanımlanan Türk vatandaşlığı kavramına neden hassasiyet göstermedi? Yoksa sehven bir hata mıydı? Matbaada bir yanlışlık mı oldu da Türk bakan yazılacakken Türkiyeli bakan yazıldı?
*
Cem Yılmaz’ın yılbaşında “Netflix”te yayınlanan yeni “stand-up” gösterisini izlediniz mi?
Ben izledim.
Cem Yılmaz’a özellikle değindiği bir konudan dolayı çok teşekkür ediyorum.
Yılbaşındaki bu programda "Tatilde Türk'e denk gelmek' diye bir dert olur mu ya? Kendileri gidiyorlar oraya, niye rahatsız oluyorsunuz? Türk zannedilmemekle sevinme vardı, biliyor musunuz? Yahu bana bazen diyorlar ki 'Türk'üm' diyorum şaşırıyorlar.” eleştirisinde bulundu.
O kadar yerinde bir eleştiri oldu ki “Allah’ım inşallah Rum ya da Ermeni çıkarım, Türk çıkmam!..” diye dua eden diaspora ırkçılarına, bu eleştirinin güzel bir cevap olduğunu düşünüyorum.
Hani hümanist olduklarını iddia ediyorlar ya, sanatta bile ırkçılık yapan sizsiniz!
Mesela Cem Yılmaz, “stand-up” gösterisinde sözde Ermeni Soykırımı’nı tanısaydı şu anda sosyal medyada gündemden düşmemiş, ayakta takdirle alkışlanmış, “Yaaaa Cem yine çoooooook güldürdü, harikaydın…” demişlerdi.
Yorumlara bakıyorum da “Cem bitmiş, Cem’de güldürme yeteneği kalmamış, Cem yerlerde...”
Mesele Cem, Ali, Fatma, Ayşe değil.
Mesele Türk düşmanlığı!
*
Hollanda’da kabineye seçilen Türk vatandaşı bakanlardan konuşalım biraz da.
Şu an Hollanda’ya gitsem, yerleşsem fakat hiçbir siyasi iltica talebinde bulunmadan… Gerekli bütün hukuki, dil, sosyolojik eğitimleri alsam 40 yaşıma doğru beni de adalet bakanı yaparlar mı?
Tabii ki de hayır!
Babam ya da annem PKK terör örgütünü destekleseler, Türkiye’de terör örgütü üyeliğinden yargılansalar, siyasi iltica talebinde bulunsalar ve hemen Hollanda’ya sığınsak, üç-dört seneye adalet bakanıyım…
İşte, Hollanda adalet ve güvenlik bakanı Dilan YEŞİLGÖZ ZEGERİUS böyle bir geçmişe sahip.
Muhtemelen bu satırları okuyan sözde demokratik, özgürlükçü ve hümanist vatandaşlarımız şahsımı “FAŞİST, KADIN DÜŞMANI…” ilan edecekler.
Dilan YEŞİLGÖZ, 2018 senesinde sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıyan Hollanda siyasetçilerinden birisiydi.
Babası Yücel YEŞİLGÖZ, 1984 yılında Hollanda’ya siyasi sığınma talebinde bulunmuştu ve verdiği bir röportajda PKK elebaşı Abdullah ÖCALAN için “DOSTUM APO…” diye bahsetmişti.
Şahsen Hollanda vatandaşı olsam “yahu kardeşim, adalet ve güvenlik bakanı yapacak başka birisini bulamadınız mı” derdim.
Altını çiziyorum; adalet ve güvenlik bakanlığından bahsediyoruz…
Bakınız yabancı istihbarat servisleri, öyle projeler çizer ki; yıllar süren bir plan neticesinde hedefledikleri avı tek atışta vururlar.
Bu yüzden bundan sonraki süreçte Türkiye’den Hollanda’ya terör örgütü üyeliği dosyalarından dolayı yapılacak siyasi iltica taleplerinde artış olacak mı özellikle dikkat etmek gerek.
*
Küresel dünya düzeninde “TAŞNAK VEYA PAKRADUNİ” iseniz hangi ülkenin vatandaşı olursanız olun, ABD’ye başkan bile seçilirsiniz!
Bu arada Türkiyeli değil Türk vatandaşı!
Saygılarımla…
.
Ayşenaz Çimen, dikGAZETE.com