?>

Türkiye Yüzyılı’ndan İslam Milenyumu’na! Bir şenliktir seçim…

Mehmet Yıldırım

2 yıl önce

İslam Medeniyeti birçok coğrafyada altın çağını yaşarken, Batı, karanlık mezbelede (çöplük) boğuşuyordu. Avrupa’nın dehlizlerinde Papazlar; insanlığa sahte “Dünya Cenneti” vat ediyordu.

Kadim ve Mübarek Kudüs Şehri; dönemin Putperest/ Hegemonik Güç Odaklarının toplandığı şer yuvasına dönmüştü.

Hicaz ve Türkistan Çöllerinden kalkıp gelen Müslümanların, Kudüs’ü fethederek; asli kimliğini iade etmeleri, Şeytan Şebekesini çıldırtmıştı.

Onlar için adeta Kıyamet kopuyordu.

Küffar Orduları, adına “Haçlı Seferleri” dedikleri seferler için binbir safsata ile kitleleri savaş ve sefalete sürükledi.

1962 - 65 yılları arasında Roma’da toplanan II. Vatikan Konsülü, bir hedef çizer: “Kilise, misyonerlerini göndermeye devam edecektir. Yeryüzünde her taraf Hıristiyan olmadıkça bu görev sona ermeyecektir." (Prof. Dr. Abdurrahman Küçük 1996)

Papa II. John Paul, 24 Aralık 1999’da Hristiyan Dünya için kutsiyet addettiği 2000 yılının arefesinde, “bin yıl” hedefini vermek üzere bir “milenyum (bin yıllık süre) mesajı” yayınlar: “Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştı. Üçüncü bin yılda hedefimiz Asya’dır

Hedef aslında Müslümanlar.

Oynan Oyun/ kurulan düzende, Müslümanların; İslam olma kimliği tehdit edilmekte.

Müslüman Toplumlar ekonomik, kültürel, siyasi ve askeri operasyonlar ile çökertilmeye çalışılıyor.

Hatta öyle ki Türkiye örneğinde olduğu gibi; çocukların namaz kılıp/ Kuran okumaları başta olmak üzere İslami Hayat Tarzı; “gericilik” olarak adlandırılıyor.

İnsanlığın teknoloji ve iletişimde şimdiye kadar en ileri seviyeye ulaştığı iddia edilen “Dijital Çağ”da; Vahşi Batı, halen bünyesinde Haçlı Seferlerini barındırıyor.

Şeytan boş durmuyor.

İblisin Çocukları, Kaos/ Kargaşadan istikrar üretmeye çalışarak; insanlığı tüketerek heybelerine daha çok para yüklüyor.

Batı’nın korunaklı site ve devlet kademelerinde barınan, sözde ‘yasal Çeteler’; sahip oldukları varlık ve gücün devamı için kavgayı kızıştırıyor.

Kavga, dünyanın her bir köşesine yayılmış vaziyette.

Çok uzak coğrafyaları ekonomik, kültürel, siyasi ve askeri olarak şer/habis, pis bir ağ içerisine hapsettiler.

Papanın Yeni Binyılı; insanlık için küresel tehdit(ler) çağı olarak başlamıştır.

Küresel Çete; namlunun ucunu Müslümanlara doğrulttu.

Hak ile Batılın kavgası bu.

De ki: ‘Hak geldi, batıl yok oldu.’ Çünkü batıl, daima yok olmaya mahkumdur”, buyrulmuştur Kuranı Kerim’de (İsra Suresi 81. Ayet).

Hegemonya, hızlı bir dönüşüm içerisinde.

Ulusların siyasal iradeleri, bilinçli olarak zorla dönüştürülmeye çalışıldı.

Dünyaya kapitalizmin kuralları dayatılıyor. Bu kurallar çerçevesinde terör, uyuşturucu ve insan kaçakçılarına göz yumuluyor.

Dünya Tek Kutuplu mu İki Kutuplu mu?

Tartışma bu minval etrafında dönüyor.

Batı Dünyası, yaşadığı krizi üzerinden savuşturarak; Uluslararası Örgütler (BM, AB) üzerinden ayar çekmeye çalışıyor.

Küresel Emperyalizme hizmet eden siyasiler olduğu kadar bilim adamları, medya silahşörleri, kitle iletişim uzmanları ve bankerler şeytan arabasına binmiş; koşturuyor.

Yoksullaştırılmış, sağlık/ ahlaki olarak çökertilen, siyasal/ askeri şiddete uğratılan toplumlarda Direniş başlamıştır.

Putperest Çağın Alaca Karanlık Kuşağını dağıtacak enerjiye sahibiz.

Biz, Anadolu’ya Türkistan ve Horasan’dan ekonomik kaygılar ile gelmedik.

Ne kavurucu çölün sıcaklığı ne de düşmanın kılıcı bizi buraya sürüklemedi.

Biz Anadolu’yu İ'la-yı Kelimetullah uğrunda vatan edindik.

Hedef Kızıl Elma/ Roma.

İslam’ı hakim kılmak yeryüzüne; asli vazifemiz.

İslam’ın barış, dostluk ve misafirperverlik değerlerini biz yayarız dünyaya.

İslam’ın evrensel mesajını; dünya kültürleri ile biz buluşturabiliriz.

Sekiz milyar insan; Allah indinde İslam yolunda Müellefe-i kulûbtan ibarettir.

Dünyanın mazlum toplumları için adalet talebi askıda kalmayacak.

Türkiye; Sosyal adalet için İnsani Yardımda, Küresel Meşaleyi/ bayrağı taşımaktadır.

Afrika’nın kurak topraklarını suya biz kavuşturuyoruz.

Somali’nin denizini biz zehirden arındırdık. Buğdayını, ununu, ekmeğini Tahıl Koridorundan biz taşıdık.

Afrika, 28 Mayıs’ın ertesini bekliyor ve dua ediyor.

Türkistan’dan Balkanlar’a, Kafkaslar’dan Ortadoğu’ya, Akdeniz’den Endonezya’ya, Global Güney’den Rusya’nın steplerine yüz milyonlar Türkiye’ye odaklandı.

Abartmıyorum!

Resim uzaktan daha iyi görünüyor.

Türkiye, küresel saldırı altında. Bunca yabancı ülke lideri, ‘yırtıcı hayvan’ misali bize sataşıyor.

Londra, Paris, Berlin, Moskova, Pekin ve New York çıktığınız yolun sonunda uçurum var.

Kurtuluşunuz bizde!

Anadolu; ‘Sır’ doludur.

Bu memleketin Muhafızları dimdik ayakta.

Merhum Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde şöyle der: “Yarın elbet bizim elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış; ebed bizimdir!

Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Mayıs’ta seçimi kazanması (ki kazanacak inşallah) halinde; Türkiye Yüzyılı dünyanın da yüzyılı olacak.

Türkiye kazansın ki İslam muzaffer olsun.

Sağduyu Partisi Kurucusu/ Onursal Başkanı Muharrem Nureddin Coşan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklenmesi için yaptığı çağrı (*) muteberdir; başımız üstüne, uyarız.

“TÜRKİYE'm;

El ver Kasımpaşalı yiğidimize, haydi en üst lige…

Diliyorum, istiyorum; TÜRKİYE YÜZYILI, DÜNYA'ya HİDAYET MİLENYUMU OLSUN!”

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

(*) https://www.dikgazete.com/haber/sagduyu-partisi-kurucusu-cosandan-cumhurbaskani-erdogana-destek-835415.html

YAZARIN DİĞER YAZILARI