?>

Türkiye, Suriye’den sonra Yemen’i de kurtarabilir mi?

Mehmet Yıldırım

23 saat önce

Türkiye, Suriye’den sonra Yemen’i de kurtarabilir mi?

Neml Suresinde Süleyman Peygamberin insan, cin ve kuşlardan oluşan ordusu anlatılır.  Neml Suresi 18. ayette; “Ordu sefere çıktığında, bir karıncanın kendi topluluğuna; ‘evlerine çekilmeleri gerektiği yoksa ezilip telef olacaklarıçağrısını işitir, Süleyman Peygamber.”

Neml Suresi 22-23. Ayetlerde ise, Hüdhüd adlı kuşun konuşmasına yer verilir; “Senin (Süleyman Peygamber) bilmediğin bir hakikati öğrendim. Yemen’deki Sebe kavminden doğruluğu kesin bir haber getirdim. Hakikaten ben, orada onlara hükümdarlık yapan bir kadın gördüm. Kendisine, (bir hükümdara gereken) her şey verilmiştir ve onun büyük bir tahtı da vardır.”

Surenin devamında Yemen’deki Sebe Melikesi Belkıs anlatılır.

Osmanlı’nın var olduğu topraklardan, üzerine en çok ağıt yakılan, türkü söylenilen coğrafyadır; Yemen. Balkanlardan Anadolu’ya yiğitler Yemen Cephesine gitmiş; birçoğu geri dönmemiştir. Her kasaba, köy, mahalle ve sülaleden muhakkak bir fert Yemen’de şehit olmuştur.

Ah o Yemen'dir, gülü çemendirGiden gelmiyor, acep nedendir

Mızıka çalınır düğün mü sandın

Al yeşil bayrağı gelin mi sandın

Yemen’e gideni gelir mi sandın

Arapların anayurdu olduğu kabul edilen Yemen; Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır’ı 1517’de fethetmesiyle Osmanlı yönetimine dahil oldu.

19. yüzyılın sonlarında başlayan Yemen İsyanları 20. yüzyılın başında devam eder. İsyanın baş aktörü İmam Yahya; isyan etmesine rağmen Osmanlı yanında Hicaz-Yemen Cephesi’nde İngilizlere karşı saf tuttu.  Osmanlı İmparatorluğu, 1918 yılında Mondros Ateşkes Mütarekesi’ni imzalayarak Arabistan’dan çekilmesiyle İmam Yahya, Sana’ya girerek bağımsızlığını ilan etti. Lozan Anlaşması ile Yemen; Osmanlı’dan fiilen ayrıldı.

İmam Yahya’nın isyanlarda şehit edilen Osmanlı/ Türk askeri için daha sonra üzüldüğü ve pişman olduğu da söylenmiştir.

Osmanlı Devleti’nin en son kaybettiği eyalet Yemen’dir.

Kim bilir burada yatan şehitlerin ahı tutmuştur. Yemen huzura, istikrara kavuşamaz.

“Kara çadır ss mi tutar” türküsünde söylendiği gibi;

“Yemen yolu çukurdandırKaravanam bakırdandır…

Şol yemende can verenlerBiri memet biri memiş.”

Kırcaali’de söylenen bir başka Yemen türküsünde ise düğünden hemen sonra cepheye giden bir askerin duygu ve düşünceleri yer alır; “Yemen, Yemen şanlı Yemen / Toprakları kanlı Yemen / Ben Yemen’e dayanamam / Nazlı yardan ayrılamam / İstihkâma indirdiler / Allı gömlek giydirdiler / Bir ananın bir oğlunu / Tâ Yemen’e gönderdiler.”

Yemen’deki kırılgan siyasi iklim sürmektedir. İstikrarsızlık, güvenlik ve asayiş sorunları, temel altyapıdan yoksunluk, ekonomik ve mali bunalım Yemenliler için zorlu sınamalar oluşturmaktadır.

Birçok farklı grubun iktidar mücadelesi sürdürdüğü Yemen; adeta şehir devletçiklerine dönüştü. Yemen; iç savaşın getirdiği ekonomik ve siyasi yıkımla yüz yüze kaldı.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin zorlaştığı iç savaşta 150 bini aşkın insan öldü.

Dünyada son dönemin en kötü insani krizlerinden birinin yaşandığı Yemen'deki nüfusun yüzde 80'i yardıma muhtaç.

Milyonlarca çocuk da kıtlık ve çeşitli hastalıklar sebebiyle ölüm riskiyle karşı karşıya.

Yemen’de giderek kötüleşen insani durum; Türkiye tarafından yakinen takip edilmekte. Türkiye’den birçok sivil toplum kuruluşu (STK); kamu ve sivil halka yardımda bulunuyor.

Antalya Diplomasi Forumu’nda 155 ülkeden 21 devlet ve hükümet başkanı ile 64'ü bakan olmak üzere 6 bini aşkın kişi; “Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek” temasıyla ağırlandı. ADF'de, krizlerin odağında yer alan pek çok aktör, aynı çatı altında bir araya gelerek fikir teatisinde bulundu.

İki kutuplu bir düzenin dayatıldığı dünya toplumu için, ADF kıymetli bir ‘nefes’ alanı açıyor. Ayrışan dünyada diplomasi ile kutuplaşma değil uzlaşmaya ulaşılır. Diplomasi sadece kriz anlarında değil değişim ve dönüşüm için onarıcı bir irade olarak da kullanılıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Türkiye'nin Suriye'deki önceliğinin; istikrar ve güvenliğin temini olduğu vurgusu dikkat çekiyor. Türkiye’nin bu çağrısı hem Suriye’deki hem de Suriye dışındaki aktörlere uyarı olarak okunmalı. Bu noktada İsrail; Suriye’deki eylemleri ile istikrarsızlığı körüklüyor.

Suriye artık Türkiye’nin yeni cephesi. Emanet. Türk askeri, insanlığını onurunu koruyor. Suriye’de çok işimiz var!

Türkiye için Suriye ve Gazze hassasiyeti sona ermeyecek.

Yemen’in güneyinden gazeteci ve Aden El-Gad gazetesinin yayıncısı Fethi Bin Lazrak sosyal medyadan yaptığı açıklama ile gündemi sarstı. Lazrak, X Platformunda yayınladığı paylaşımda; “pazartesi günü Hadramut'ta, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile doğrudan temas halinde olan bir Yemenli siyasetçinin başkanlığında, Türkiye desteğiyle yeni bir siyasi oluşum duyurulacak. Türk hükümetinden doğrudan destek alan ilk Yemen siyasi oluşumudur. Bu, Türkiye'nin Yemen'deki siyasi arenaya 'resmi olarak' girmeye karar verdiği anlamına geliyor" ifadelerini kullandı. Hareketin, Suriye'yi şu anda yöneten silahlı gruplara yakın çok sayıda Yemenli siyasi ismi bünyesinde barındırdığını söyledi.

Türkiye, kendisine bağlı bir siyasi yapıyla Hadramut'u kontrol etmeye çalışıyor.

Hadramut, jeopolitik ve jeoekonomik açıdan Yemen’in en önemli bölgesi. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki “Yemen pastası”nı kimin paylaşacağı konusundaki rekabet ve çekişme artık Yemen siyasi sahnesinde açıkça sergileniyor. Amerika ve İngiltere de burada önemli aktörler. Taraflar arasında adeta ‘Soğuk Savaş’ rüzgarları esiyor.

ABD, El-Reyyan Havaalanı ve birçok stratejik noktada asker bulunduruyor. ABD, burada siyasi ve askeri unsurları ile diplomatik baskı kuruyor.

BAE, Yemen’in güney ve doğu illerinde liman, havaalanı ve stratejik adaları kontrol etme derdinde. Ayrıca güneyin kuzeyden ayrılması yönünde bir politika uyguluyor.

Suudi Arabistan ise Hadramut’u ilhak etmek istiyor. Hadramut kökenli Suudi vatandaşlarına burada üstünlük sağlanması noktasında hedefi var. Bu eski ve yeniden canlanan tehlikeli bir tehdittir. Suudi Arabistan, Yemen’in petrol ve mineral sahalarına hükmetmek istiyor. Hürmüz Boğazı'ndan uzakta, Arap Denizi’nden açık denizlere açılan enerji hatları/ boru çekmek istiyor.

Yemen elitleri; ülkeyi çatışma alanına çeviren yerel ve bölgesel güçlerin farkında. Suudi, BAE, ABD ve İngiltere’nin projelerinin geçici olduğu ve tutunamayacağı düşünülüyor.

Hadramut, bölgesel ve küresel gerginliklerin arasında sıkışsa da elbette bu kargaşanın içerisinden çıkacak kapasiteye sahip.

Kızıldeniz’deki Amerikan Savaş Gemileri ve İsrail’e füze sallayan Hussiler de Yemen’de ciddi bir güç. Fakat son günlerde Yemen’de ciddi gelişmelerin olacağı varsayılıyor.

Nihayetinde Pazartesi günü (14 Nisan) beklenilen açıklama yapıldı.

Hadramut’un Seiyun kentinde "Değişim ve Kurtuluş Hareketi" adı verilen yeni bir siyasi oluşumun duyurusu yapıldı. Hareketin ilke ve hedeflerinin duyurulduğu etkinliğe çok sayıda toplum siması ve siyasi aktivist katıldı. Hareket, Yemen'deki siyasal gerçekliği reform etme ve adalet ve bağımsızlığa dayalı modern bir devlet inşa etme çabalarını vurguladı.Hareketin kuruluş bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “Kritik bir ulusal anda, vatan kayıpları ve hayatta kalma talepleri ortasında, bugün Tanrı'nın yardımıyla, Yemen halkının dürüst bir sese ve uygulanabilir bir vizyona olan ihtiyacına yanıt veren popüler bir ulusal hareket olan Değişim ve Kurtuluş Hareketi'nin kuruluşunu duyuruyoruz.”

Hareketin önde gelen liderlerinden Ebu Ömer el-Nahdi; Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara (Colani) ile birlikte bir süre Irak El Kaidesi’nde yer almış. Ebu Ömer el-Nahdi, Suriye Lideri Ahmet Şara gibi 2018'de El Kaide’den ayrılıyor.

Türkiye'nin desteğini alan Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara ile olan ilişkisine atıfla, "Irak'taki mücadelede el-Şara'nın yoldaşı" olarak da biliniyor.Hareketin lideri konuşmasında, yeni oluşumun slogan atmak veya teori üretmek peşinde olmadığını, aksine sahada pozisyonları somutlaştırmaya çalıştığını vurgulayarak, "Değişim sloganlarla değil, irade ve pratik adımlarla yaratılır" dedi.“Değişim ve Kurtuluş Akımıüç stratejik hedef benimsiyor:1. Kapsamlı reform çabası, yolsuzluk ve kaosla mücadele.2. Devlet kurumlarının adalet ve verimlilik temelinde yeniden inşa edilmesi.3. Hak ve özgürlükleri korumak, sosyal ve ekonomik adaleti sağlamak.Hareket, hedeflerine ulaşmak için tüm meşru yollara başvurma sözü verirken; halkın karar alma süreçlerine dahil edilmesi, yetkin kişilerin seçilmesi, şeffaflığın etkinleştirilmesi ve yargı, medya, eğitim ve güvenliğin rolünün güçlendirilmesiyle başladığı vurgulanıyor.

Ebu Ömer el-Nahdi, farklı bir gelecek isteyen tüm Yemenlileri siyasi eyleme katılmaya çağırarak, "Silahlı örgütlerdeki eski liderlerin sivil ve siyasi eyleme yönelmesi, Yemen'i on yıllardır tüketen istikrarsızlık ve yıkım yollarından daha olgun bir adımdır" dedi.Hareketin duyurusu, ülkedeki karmaşık siyasi manzara ve Yemen'i yıllardır etkileyen güvenlik ve ekonomik karmaşıklıkların ortasında, savaş sonrası düzenlemeler çerçevesinde kendilerini dayatmaya çalışan yeni siyasi oluşumlar oluşturma çabalarının arttığı bir ortamda geldi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Türkiye Yüzyılı'nda yumuşak gücün (soft pwer) sert güç (hard power) kadar önemli olduğu günümüzde; Türkiye, elbette Yemen’den uzak duramaz.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, Suriye’yi kurtarmadan önce Yemen'in karşısında Sudan ve Somali'de, yani Afrika Boynuzu'nda askeri üsler kurmuştu.

Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara’nın Türkiye ziyareti, sıradan bir ziyaret ve görüşme değil.  Bilakis bölgede hızlanan değişimlerin yaşandığı bir ortamda Türkiye- Suriye ilişkilerinde yaşanan derin değişimi yansıtan stratejik boyutlar taşıyor.

Kısaca Türkiye; İsrail’i kıskaca alıyor. Yani bölgenin kuzeyi, güneyi ve doğusu Katar, batısı Libya, merkezi ise Suriye ve Lübnan'dır. Bu, İsrail'in etrafında sıkı bir ilmik anlamına geliyor ve bu, Türkiye-Yemen ittifakıyla başlayabilir.  İran, Rusya ve Amerika gibi aktörler Arap Coğrafyasında güç kaybederken Türkiye, bölge halkları ile yeni bir aktivasyon başlatıyor.

Anaların, gelinlerin ve nice yetimlerin ıssız yerlerde döktüğü gözyaşları yağmur olup Yemen Çölü’nün üzerine yağsaydı bağrında ormanlar fışkırırdı. Bir milletin ölüsü bir toprağı vatan yapmaya yetseydi, Yemen’in Türk vatanı olduğundan kim şüphe edebilirdi?” diyen ve “Yemen!.. Âh! Yemen” romanında Yemen’deki hâl-i pür melâli bütün yönleriyle dile getiren Mehmet Niyâzi Özdemir’i ve Yemen’de Şehit olan Askerimizi/Ecdadımızı rahmet ve şükranla anıyoruz.

Yemen, Türkiye ile tekrar bir ve bütünlüğe kavuşacak; temennimiz bu çerçevede.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://x.com/fathibnlazrq/status/1911349050303000820

https://x.com/fathibnlazrq/status/1911821314501030036

https://www.adngad.net/news/793378

https://www.kirmizilar.com/turkulerimiz-ix-yemen-turkuleri-4

https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/2025391435_yemende-gunluk-yasam/146

https://www.aa.com.tr/tr/info/infografik/31672

https://www.tarebhtoday.online/2025/04/13/149718/

https://crater-sky.net/posts/194349

https://www.yemen-window.com/news/200129

YAZARIN DİĞER YAZILARI