R.3: Veli Baba Türbesi içi, yıl 2014.
TÜRKİYE DEVLETİNİN KURULUŞUNUN 950. YILI
Öz
Makalenin amacı, Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın Beyşehir, Şarkîkaraağaç, Yalvaç, Gelendost, Eğirdir, Barla, Senirkent, Uluborlu gibi birçok şehirle birlikte İznik’i fethinin 950’nci yıl dönümü olan 2025 yılına işaret ederek, bu kutlu fethin, 2025 baharında kutlanması hususu ile kutlama hazırlıklarına başlanılmasını adı geçen bu şehirlere önermektir.
Malûm olduğu gibi Türkiye Devleti, 1075 yılında Senirkent-İznik’in fethiyle kuruldu. Süleymanşah’ın fethettiği bu bölgenin adı Asya veya Anadolu (Anatolikon) eyaletidir. Anadolu adının menşei de bu bölgedir. Onun için olsa gerek, Merrakeşi (İbn Battuta?) Hamidoğlulları Beyliği için Anadolu Hükümeti demiştir.
Açar Kelimeler: Türkiye, Senirkent-İznik, Uluğbey, Anadolu Eyaleti, Anadolu Hükümeti, Hamidoğulları
Giriş
İznik’in fetih tarihi hâlâ tartışılır. Osman Turan ve Yılmaz Öztuna, İznik’in fethini 1075, M. Halil Yinanç ise 1080 olarak verirler. Hatta merhum Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye adlı eserini, “1075 İznik, Anadolu’da Türk Devleti’nin kuruluşunun 900. Yıl dönümü hatırasına armağan” eder. -Durumun bu sarahatine rağmen Bizantistlerin yanlış izahı ve İslâm kaynaklarına dikkat edilmemesi yüzünden İznik'in fethi ve Süleyman'ın payitahtı oluşu tarihi 1077-1081 yılları arasına alınmış ve bir vuzuha varılamamıştır. Açık.27’de de: Bugüne kadar bu hata bütün ilim adamları tarafından tekrarlanmıştır- der (Turan, 1998: 54). Merhum Öztuna da, -Büyük Türkiye Tarihi I adlı eserinde “Türkiye Devleti, 1075’de İznik’in fethi ile kuruldu- der (Öztuna, 1977: 423).
İkinci bir İznik var (Mysia veya Mikra İznik)
M. Halil ise, Arap tarihçisi Azîmî başta olmak üzere İbn Dokmak ve diğer müverrihler İznik’in 1075 senesinde alındığını söylüyorlar. İbn Hamdun el-Bağdadî ile onu mehaz ittihaz eden müellifler ise daha muahhar bir zamanda, yâni 1085’te bu şehrin açıldığını zikrederler. Fakat bunlar vak’aların cereyan mahallinden uzakta oldukları için Bizans müverrihlerinin rivayetleri daha doğrudur- ve İznik’in fethi 1080 yılıdır der (Yinanç, 2013: 87-88, açık.63).
Remsi, -(Türkler), Eskişehir'den İstanbul'a giden yol üzerinde ilerlediler, hatta İznik’i bile zaptettiler. Güney batıda muvakkat bir zaman için Sozopolis'i (Uluborlu), Apameia'yı (Barla-Boyalı önü) ve Laodicia'yı (Eğirdir) ellerine geçirdiler. Türklerin bu havalideki hâkimiyetleri kendileriyle 1076’da aktedilen o utandırıcı müsalâha ile tanınmış, büyük bir kısım arazinin terkiyle yardımları satın alınmıştı. (…) Sozopolis, 1074’de, İmparator VII. Mihael'in Selçuklularla yaptığı bir mukavele neticesi Türklere geçmişti- der (Remsi/Ramsay, 1960: 81, 448). Remsi’nin 1960, s.221, açık. 1: “1074’te Süleyman’la İmparator VII. Mihael arasında aktedilen o utandırıcı muahede” ifadesinden s.81’de zikredilen 1076 yılının sehven yazıldığı; doğrusunun s.448’deki gibi 1074 olması gerektiği anlaşılıyor.
Bithynia-İznik ve Mysia/Mikra İznik olmak üzere iki İznik var. Attaleiates ve Bryennios gibi Bizans kaynakları buna işaret ederler (Attaleiates, 2008: 302; Bryennios, 2008: 147, 173).
Öyle anlaşılıyor ki; Yinanç, Turan, Öztuna ve diğer tarihçiler, ikinci bir İznik’i bilmiyorlardı. Remsi ve Umar, ikinci İznik’in farkındadırlar, ama ikinci İznik’i Remsi, Alaşehir’in güneyine; Umar ise Trakya-Havsa’ya yerleştirdi.
Mysia İznik’i, MÖ 320’lerde Firikya valisi Tekgöz Antigones kurdu ve Antigonia adını aldı. MÖ 301’de Gelendost-Köke köyü hududu ve Kıral Yolu (Anayol) üzerindeki İp kuyusu mevkiinde yapılan İpsos harbinin galibi Lizimahos, Antigonia adını İznik (Nikaia) olarak değiştirdi.
Lampe, Senirkent-Uluğbey olup, Süleymanşah’ın 1075 Mayıs-Temmuz aylarında fethettiği İznik’tir. 1098’de Lampe valisi tayin olunan Kamitzes’in, 1113-14’de İznik valisi gösterilmesi buna delildir (Anna, 1996: 339, 457-459). İznik’in Mikra İznik adı, şehir küçük olduğu için değil, Küçük Firikya’da bulunduğu içindir. Bu İznik, Uluborlu (Ammûriye) ile birlikte Anadolu (Asya) eyaletindedir ve 1075 ile 1304 yılları arasında birçok defa el değiştirmiştir.
Uc’un Fethi
Süleymanşah, 467 yılının Rebiülevvel ayında Halep’i kuşattı; ardından kendisine koşan Horasan Türkmenleri ile önce Antakya üzerine yürüdü. Kendisine karşı ittifak eden Şam emirlerinin askerlerinin çokluğu dolayısiyle orada kalmadı; Rum'a geçti; evvela Konya ve Gevale kalesini aldı; birçok müstahkem kaleyi ele geçirdi. Konya’dan İznik kapısına kadar her tarafı aldı; hiç bir ordu karşısına çıkamadı. Süleyman'ın bu fetihleri ve hususiyle Hıristiyanlık tarihinde mühim bir mevkii olan ve İstanbul'un yanıbaşında bulunan İznik şehrinin fethi bile Rum kaynaklarında bir akis bırakmamıştır. Bu devir İslam kaynakları çok zayıf olduğu ve bu bölge İslâm dünyasından çok uzakta bulunduğu halde, Suriye müellifleri "Kutalmış oğlu Süleyman 467 (1075) senesinde İznik (Nikiyye) ve havalisini fethetti" ifadesiyle bu fetih ve tarihini tesbit edip Anonim Selçukname'yi teyid etmişlerdir (Turan, 1998: 48, 54).
Doğruluğu katiyetle tevsik edilemeyen bazı manzum Selçuklu Şehnamelerine göre Rükneddin lâkabını da alan Anadolu’nun ve Türkiye’nin ilk sultanı bu hükümdardır.
1079 ve 1080 yıllarında Türk fetihleri Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarına kadar geldi. Bu sırada Bizans zadegânından ve en büyük generallerinden olup İstanköy (Kos) adasındaki malikânesinde yaşayan Melissenos, Ege sahillerine gelmiş olan Türk emir ve beyleri ile münasebetler tesis etmiş ve bu dostluklar ona da Botanyates gibi imparator olma sevdasını ilham etmişti. Kendisini imparator ilân eden bu adam Türk kuvvetlerini kendisine yardımcı kılabilmek için Anadolu şehirlerinden olup da henüz onlar tarafından açılmamış olan belde ve kaleleri birer birer onlara teslim etti. Bu suretle Frigya ve Lidya şehirleri Türklerin eline geçmiş olduğu gibi, İonya ve Karya havalisindeki şehirlerin bir kısmı da onların eline düştü. Buna karşılık Melissenos Türkler’den aldığı yardım kuvvetleri sayesinde İznik’e yerleşti. Bilâhare Melissenos ile Bizans kuvvetleri savaşa tutuştu. Melissenos’a yardıma gelen Türkler, Bizans kuvvetlerini mağlup ettiler. Bu zaferden sonra Anadolu Sultanı da İznik’e girerek bu şehri kendi ülkesine ilhak etti (yıl 1080) (Yinanç, 2013: 87).
Açıklama
Kendini imparator ilan eden Melissones’in (Asya ilinde kalan kentleri de) vermesiyle, -Türkler kısa sürede Asya (il), Firikya (Küçük) ve Galatya’nın (Kıreli-Beyşehir yöresi) kentlerine sahip oldular- (Bryennios, 2008: 173). Bryennios’u esas alan Yinanç, Bursa-İznik’in 1080’deki fethinde haklıdır, ama coğrafya konusunda hatalıdır.
Süleymanşah, VII. Mihael’e verdiği yardım karşılığında Konya’dan itibaren Eğirdir Gölü’ne kadar olan bölgeyi ve Uluborlu ovasını fethetti (yıl 1075). Yinanç’ın zikrettiği Anadolu, Anadolu eyaleti, Ege Denizi dediği eski Eğirdir Gölü; Kos, Eğirdir Gölü’ndeki Gülistan Adası’dır. Firikya (Frygia) ve Lidya şehirleri, Anadolu eyaletindeki Firikya ve Lidya şehirleridir. Eski Eğirdir Gölü’nün kuzeyi ile Yalvaç çayı arası Karya, Yalvaç çayının kuzeyi Lidya’dır. İonya ise Lydia içinde ve Kemer Boğazı civarıdır. Hayton Eğirdir için Yunan Likya’sı (Lichie de Grecie); Khalkokondiles ise Eğirdir Gölü için Ege Denizi, gölün garbı için Yunanistan ve Avrupa, şarkı için Asya der (bk. Topraklı, 2023).
Remsi’nin zikrettiği Apameia, Barla-Boyalı önünde olup, diğer adı İzmir’dir; Laodicia ise Eğirdir’dir. Bir şehrin birden çok adı veya aynı adı taşıyan birçok şehir olabiliyor. 1097 Haçlı seferinde Yalvaç (Antakya, Alaşehir), Eğirdir (Laodikya), Barla (Sart), Efes (Ayasluk, Gelendost-Ayapa Hüyük yanı), İzmir, Lampe (İznik) gibi şehirlerin 1098’de elden çıkması, Süleymanşah’ın 1075’de buraları da fethettiği anlamına gelir (bk. Anna Komnena: Alexiad).
Mysia İznik’in Fethi Tarihi
Turan, -bu devir İslâm kaynakları çok zayıf olduğu ve bu bölge, İslâm dünyasından çok uzakta bulunduğu hâlde, Suriye müellifleri "Kutalmış oğlu Süleyman 467 (1075) senesinde İznik (Nikiyye) ve havalisini fethetti" ifadesi ile bu fetih ve tarihini tesbit edip, Anonim Selçuk-name'yi teyid eylemişlerdir- der (Turan, 1998: 54, Açık.25-26).
Bu metinlerden Süleymanşah’ın 1075’de VII. Mihail’den Uluborlu ve birçok kentle birlik Mysia-İznik’i, 1078’de Botanyates’in imparator olması üzerine imparatorluğunu ilân eden Melissenos’tan da birçok kent aldığı anlaşılıyor. Bryennios ve Yinanç’ın ifadeleri ile olayların seyrinden, Süleymanşah’ın 1080’de de Bursa-İznik’i aldığı anlaşılıyor.
Hicrî 467 yılı, 27 Ağustos 1074 ile 15 Ağustos 1075 Miladi tarihleri arasına yerleştiği için fethin 1075’de olduğu hemen belli olmaz. Ancak Süleymanşah’ın, 467 Rebiülevvel ayında (25 Ekim-24 Kasım 1074) Halep’i, ardından da Antakya’yı kuşatması ve daha sonra da Rum’a yönelmesi (Turan, 1988: 48) birlikte düşünüldüğünde Mysia-İznik’in fethi, 1075 yılı, hatta 1075 yılı Mayıs-Haziran-Temmuz ayları olmalıdır.
ULUĞBEY (KÜÇÜK İZNİK) TARİHİ HAKKINDA
Uluğbey, bir belediye iken, nüfusu 5000’den küçük yerlerin belediye olamayacağına dair 5393 sayılı kanun gereği 2005’ten sonra köy yapıldı. Resmî adı Uluğbey iken, halk arasında İlegüp dendi. Bazı eserlerde Ulugün, Uluküp, Uluköy, Çanlı-kilise İt-kara ve Işıklar köyü geçer. Daha önce Uluborlu’ya tâbi iken Senirkent’in ilçe olmasıyla Senirkent’e bağlanmıştır.
Uluborlu’nun (Ammûriye) 838’de Halife Mu’tasım’ın fethinden, belki de Sahabe Fudale bin Ubeyd’in 669’daki fethinden itibaren bu şehirde bir Müslüman cemaatin bulunduğu söylenir.
Ehli Beyt’ten olduğuna inanılan Veli Baba Sultan buralıdır; burada yatmaktadır. Cezayir’de yatan Veli Dede ile Budapeşte’de yatan Gülbaba dahi buralıdırlar. Bizans imparatoru Nikeforos Botanyates ile –İslâm’ın tesiriyle olsa gerek- Hıristiyanlığa yeni bir görüş getirmek isteyen diplomat ve laik görüşe sahip ilahiyatçı Demetrios da buralıdır, yâni Lampe’lidir (yıl 1160-1166, Kinnamos, 2001: 182-185).
Botanyates’i öven ve destek çıkan hemşehrisi hukukçu Mihail Attaleiates de, Side-Antalya ve şimdiki Antalyalı değil, Uluğbey (Lampe) yakınındaki Antalyalı, yâni Barlalı olmalıdır. Bizans’ta 820-867 yılları arasında hüküm süren Amorion veya Phryg hanedanı Uluborlu’dandır. Anna Komnena Uluborlu için şehirlerin kıraliçesi, İbnü’l-Esir ise “Rum’un en büyük ve en güçlü şehri olan Ammûriye, Hıristiyanlığın göz bebeğidir. Hıristiyanlar nazarında İstanbul’dan daha şereflidir” der.
Geçici Bizans (Roma) Başkenti: Uluğbey
Uluğbey’in tarihte Antigonia, Lagoen, İznik (Nikaia), Küçük İznik, Nikopolis, Plyristra, Nimfea (Nymphaion), Pentapolis, Pentaşir (Pentacheir), Lampe, Dristra, Stectorion (güçlü), Eukhaita, Dorostolon, Theodoropolis gibi birçok adı var. Bu şehir 1075 ilâ 1304 arasında birçok kez el değiştirdi.
1087 Sonbaharı iki iç kalesi Peçenek Tatış’ın (Tatou, Tatuş) hısımları elindedir (Anna, 1996: 218). Yalvaç merkezde Tateş, Eğirler ve Çetince köylerinde ise, Tatış lâkaplarının hâlâ yaşıyor olmasına dikkat çekerim. İstanbul 1204’de Lâtinler tarafından ele geçirilince başkenti Senirkent-İznik (Nimfea) olan Küçük İznik devleti kuruldu (bk. Akropolites, 2008: 104-105, Bilge Umar Açık.32).
Küçük İznik imparatorlarından III. Yuannis Dukas Vatas (1221-1254) ile oğlu imparator II. Theodoros (1254-1258) da Nymphaion/Nimfea, yâni Uluğbey’de yatmaktadırlar. 1261 yılında İstanbul’un tekrar Bizans’ın eline geçmesiyle bu iki imparatora ait iki lahit İstanbul’a götürülmüş olabilir mi bilmiyorum.
Bu köyde yapılan Cem’de, 12 görevliden birinin adı İznikçi’dir. İznikçi, Cem’de “su, havlu, sabun, kap vs. gibi eşyalar ve temizlikten” sorumludur. İznik (Nikaia), Yunanca “güzel” anlamında olup, kanaatimce İznikçi, Cem mekânının temizliğiyle ve güzelliğiyle ilgilenen görevli anlamınadır.
Sonuç
Süleymanşah’ın Uluborlu ile birlikte 1075 yılında fethettiği ve iki Bizans imparatorunun mezarının bulunduğu Mysia-İznik, Senirkent-Uluğbey köyüdür. Tarih şuuru bakımından bu fethin Anadolu eyaletindeki diğer ilçelerle birlikte kutlanmasında büyük yarar vardır. 1080’de fethedilen İznik ise Bursa-İznik veya Bithynia-İznik’tir. Anadolu Yarımadası’na adını veren Anadolu (Asya) eyaleti, bu kutlamayı ziyadesiyle hak etmektedir.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
Kaynaklar
Akropolites, Georgios (2008): Vekayinâme, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Anna Komnena (1996): Alexiad, Malazgirt’in Sonrası, Çeviri: Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi-İstanbul.
Attaleiates, Mikhael (2008): Tarih, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Bryennios, Nikeforos (2008): Tarihin Özü, Çeviri: Bilge Umar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.
Kinnamos, Ioannes (2001): Ioannes Kinnamos’un Historia’sı, Çeviri: Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
Öztuna, Yılmaz (1977): Büyük Türkiye Tarihi I, Ötüken Yayınevi-İstanbul.
Remsi (Ramsay, W. M.) (1960): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çeviri: Mihri Pektaş, MEB-İstanbul.
Topraklı, Ramazan (2023): “Çevirilerde Kasıtlı Tahrifat”, dikGazete, 20.11.2023, erişim 01.12.2023.
https://www.dikgazete.com/yazi/cevirilerde-kasitli-tahrifat-6247.html
Turan, Osman (1998): Selçuklular Zamanında Türkiye, 6. Baskı, Boğaziçi Yayınları-İstanbul.
Yinanç, M. Halil (2013): Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu-Ankara.
R.1: Uluğbey Camii, yıl 2014.
R.2: Uluğbey Camii ve Veli Baba Türbesi, yıl 2014.
R.3: Veli Baba Türbesi içi, yıl 2014.
R.4: Hamideli Derneği’nin Uluğbey Cemevi’ni Ziyareti, yıl 2018.
Kiepert Har.1912: Uluborlu, Senirkent, İlegöb (Uluğbey) ve Hoyran Gölü.
HGM Har.1947-1949. Uluborlu, Senirkent, Ulubey (Uluğbey). Alexiaos, 1114’de İznik (Ulubey), Malagina (Yassıvira), Basilika (Ayazma) ve Barla Dağı (Mysia Olympos) üzerinden geçti, Alethina’ya (Atabey) indi ve Akrokos’a (Eğirdir) vardı (bk.Anna).