?>

Türkiye, Avrupa Güvenlik Mimarisi için devrede

Mehmet Yıldırım

9 saat önce

Türkiye, Avrupa Güvenlik Mimarisi için devrede

ABD Başkanı Trump, NATO üyelerinin ellerini cebe atarak; güvenlik harcamalarına para aktarmalarını istiyor. Amerika’ya göre NATO üyeleri, kendilerini savunabilmeli ve ittifakın kollektif savunmasına katkıda bulunmalı. Fatura hep Amerika’ya ödetiliyor. Faturayı sadece ABD ödemesin; tüm üyeler ortaya para koysun. ABD’nin iddiası böyle. Bu gerçekleşmezse Trump; NATO’dan çekilmekle tehdit ediyor.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin tek derdi; ABD’nin NATO’da kalması. Trump’ın Amerika’sı, Avrupa’dan uzaklaşıp HİNT PASİFİKİ’ne odaklanmak istiyor. NATO Genel Sekreteri Rutte, NATO için üyelerin yüzde beş oranında harcama yapmaları çağrısında bulunuyor.

Rusya, Ukrayna’ya savaş açarak; Avrupa’nın güvenlik mimarisini çökertti. Rusya-Ukrayna Savaşı, toplumlar için yıkıcı olsa da Avrupa’nın kendisine gelmesini tetikledi.

Amerika’nın Avrupa Güvenlik Sistemini kendi başına bırakacak olması; Avrupa’yı tedirgin ediyor. Üstüne üstlük, Nükleer bir güç olan Fransa’nın sağ partilerinin, mevcut silahların sadece Fransa için kullanılması çağrısı da diğer ülkeleri korkutuyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Avrupa’nın içerisine düştüğü çıkmazı dile getirmesi; sürpriz değil. Fidan’ın sözü; Avrupa’nın tepesinde yankılanıyor.

Hakan Fidan’ın da dediği gibi; Avrupa Güvenlik Mimarisi yeniden inşa edilecek. Avrupa Güvenlik Mimarisi tartışmaya açılırken; NATO hesapta yer almıyor.

Türkiye gibi büyük bir askeri güce sahip bir devletin yer almadığı, dışlandığı güvenlik sistemi gerçekçi değil. Avrupa, bu durumun farkında.

Türkiye, uzun zamandır Ukrayna’da kalıcı barış için mücadele ederek aynı zamanda Avrupa’nın güvenliğine katkı sağlıyor. Avrupa’nın güvenlik bunalımı çözülecekse Türkiye de masada yer alacak. Bu saatten sonra, Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı çözüm modeli gündemde.

Kayak Merkezinde ayağı sakatlanan Polonya Başbakanı Donald Tusk; ayağı sargıdayken Türkiye’ye geliyor. Vakit daralıyor; Polonya başbakanı merdivenlerden çıkarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan destek alıyor. Bu destek sembolik de olsa asıl desteği güvenlik meselelerinde bekliyorlar.

Türkiye ve Polonya, NATO’nun iki kilit üyesi olarak ortak çıkarlara sahip. Her iki ülke de Avrupa’nın en büyük kara kuvvetlerine sahip.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi, Türkiye ve Polonya; Avrupa’nın doğu ve güney kanatlarındaki jeopolitik hatlar üzerinde yer alıyor.

Türkiye’nin Türkistan Coğrafyası ülkeleri ile Orta Koridoru, alternatif bir lojistik hat olarak hazırlayıp; gündeme getirmesi Avrupa için cazibe kaynağı oluyor.

Türkiye’nin Kosova, Bosna Hersek ve Afganistan gibi ülkelerde asker bulundurarak barışa katkı sağlaması; kendisine güven duyulmasına vesile oldu. Türkiye’nin uzun yıllar Irak ve Suriye’de teröre karşı operasyonel gücü yüksek askeri birlikleri mücadele etmiş olması Avrupa’nın iştihasını arttırıyor.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın adil bir şekilde sona erdirilmesinin gerekliliğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabası; Türkiye’ye duyulan güvenirliğe katkı sağlıyor.

Nihayetinde Brüksel, Türkiye ile iş birliğini arttırmanın yollarını araştırıyor. Ukrayna barışının sürdürülebilirliği için Türkiye’ye ihtiyaç duyuluyor. Bunun için de Avrupa Barış Tesisi programına Türkiye’nin de dahil edilmesi gerekli.

Avrupa Güvenlik Çerçevesinin özü, Rusya’dan tehdit algılamak. Türkiye, NATO içerisinde Rusya’ya yaptırım uygulamadığı halde Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü tanıyor ve Kırım’ın işgalini ret ediyor.

Bu arada Türkiye; Avrupa ve Rusya arasında ittifak modellerini çeşitlendiriyor. Türkiye kendisine has; müttefikleri ile birlikte denge politikası üretiyor.

Avrupa, komşuları ile birlikte güvenlik mimarisini tesis etmelidir. Türkiye, bir zamanlar Avrupa’nın gözünde “hantal, uzlaşmaya kapalı, şark kurnazı, güvenilmez” şeklinde tanımlanırken, şimdi; söyleyeceği bir çift söze bakılıyor.

Türkiye, Avrupa’nın Güvenlik Mimarisine güzel sözler hatırına katkı sağlamayacak tabii. Avrupa Birliği üyelik sürecinin hızlandırılmasını istiyor.

Geçmişte, Sovyetler Birliği lideri Joseph Stalin’in Türkiye’den toprak talebi ve özellikle Boğazlar üzerinde söz sahibi olma isteği; Türkiye’de güvenlik endişesine sebep oldu.

Türkiye, Sovyet Rusya’dan tehdit aldığı gerekçesi ile NATO’ya üyelik için başvurdu. Başta üyeliğe kabul edilmeyen Türkiye; Kore Savaşına asker gönderince NATO’ya kabul edildi.

Türkiye halen Doğu Avrupa/ (Balkanlar) Barışın İnşası ve Korunması çerçevesinde asker bulunduruyor. Türkiye, barışın tesisi ve korunması hususunda bir hayli tecrübeli. Türkiye, barış inşası operasyonlarında aranan bir aktör. Barışı koruma, barışı sağlama ve barış inşası koordineli çabalar gerektirir.

Güvenlik Mimarisinin başarısı için diplomatik, sosyal ve ekonomik önlemler alınmalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre, Türkiye’nin stratejik hedefi Avrupa Birliğine üye olmak. Avrupa Birliği, güç ve irtifa kaybının önüne geçmek hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile başarabilir

Bölge, sıcak çatışma ve savaşlara doysa da Avrupa’nın Savaş Çanları çalıyor.

Avrupa Güvenliğine katkı sağlamak için sıcak çatışma alanlarına Türk askeri dahil olacak mı? Avrupa Birliği üyeliği karşısında Türk askeri Avrupa’yı savunmak için cepheye gönderilecek mi?

Cumhurbaşkanı nezdinde ilgili hükümet yetkilileri konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmelidir. Avrupa Güvenlik Mimarisine katkı sağlansın ama Merkezi Avrupa’yı korumak için de cepheye asker gönderilmesin!

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI