TURAN… KIZILELMA… ÜLKÜ…
TÜRK CİHAN HÂKİMİYETİ MEFKÛRESİ YA DA…
Azerbaycan ve Rusya’da yayın yapan değerli bir TV sahibi ve haberci ayrıca stratejist dostum aşağıdaki soruları gönderdi…
1. Turan fikrinin Türkiye ve Türkler açısından önemi nedir?
2. Genel olarak bu fikir Türk Dünyası için ne kadar önemlidir?
3. Turan düşüncesi Türk Dünyası’nı birleştiren hangi ortak değerlere sahiptir?
4. Türk Devletleri Teşkilatı'nın (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan) kuruluşu bağlamında Turan fikrine bakış açısını nasıl görüyorsunuz?
Öncelikli cevaplarımı sizlerle de paylaşmak isterim.
Kanunî Dedemizin Fransa Kralı’na yazdığı mektubu okumuşsunuzdur. Tabii Cengiz Han Dedemizin Çin Hükümdârı’na yazdıklarını da…
Özetle mektuplar üç ana bölümdedir.
1. Ben ki büyük bir coğrafyanın hükümdarıyım. Tabii bu coğrafyalar sayılır.
2. Ben âleme Nizam vermekle görevliyim. Allah’ın (Tengri/Tanrı) yeryüzünü düzenlemekle görevlendirdiği benim.
3. Sen ki şuracığın hükümdarısın. Kısaca “Sen kimsin ki!”
Ceddimizin taşa yazdıklarından, Mete Han, Bilge Tūnyokuk (Tonyukuk) Ata, Cengiz Han, Yavuz Sultan Selim Han ve Kanûnî Sultan Süleyman Han’dan da görüleceği üzere Türk Devletleri, daima Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi’ni yaşattılar. Bunu yaparken de;
Öncelikle bir Cihan Devleti olmayı, sonra diğer Türkleri kendi hükümdarlığında birlemeyi, sonra da dünyada hâkim olmayı hedeflediler.
Tarihimizdeki Yıldırım-Timur, Fatih-Uzun Hasan, Yavuz-Şah İsmail, Yavuz-Memluklu (Tomambay) mücadeleleri başka türlü izah edilebilir mi?
Yani TURAN Fikri her dönemde vardı.
TURAN…
Herkesin kafasında farklı bir TURAN Tasavvuru var. Ancak bu fikrin ete-kemiğe bürünme şekli, süreci, sınırları, aşamaları, hedefleri, çevre ve akraba halklarla olacak ilişkisi gibi çalışılması gereken çok konu var.
Turan. Tüm Türklerin birliği. Ortak vatanı…
“Vatan; Ne Türkiye'dir Türklere, Ne Türkistan, Vatan; Büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan.” diyeli şair, 100 yıl oldu. Ancak TURAN ya da Türk Birliği büyük bir mefkûre olarak duruyor.
Turan fikri, tüm Türk Dünyası’nda karşılık bulmaktadır. Hatta Japonlar, Araplar, Balkan Halkları, Pakistan, Yunan, Ermeni, Musevi, Kuzey Afrika Halkları ve Kızılderililer içinde Turancı insanlar var. Akademisyenler var. Turan sözünün bilimsel olarak Finli bir sosyolog tarafından ilk kez telaffuz edildiği düşünüldüğünde bu şaşılacak bir şey değil.
TURAN FİKRİ, ilgili tüm yurtlarda büyük bir güçtür. Yönetenler üzerinde yönlendirici, katkı sağlayıcı bir değerdir. Uluslararası arenada da Türk Devletleri için politik bir güçtür. Bu nedenle de Ruslar’ın, İngilizler ve ABD’nin, Çin’in kendileri için bir Turan Tasavvurları vardır.
Japonya’nın 1936’da D. Türkistan’da bağımsızlığı nasıl desteklediğini inceleyiniz.
Rusya Devlet Sözcüsü de “Turan’ın merkezi, Tuva ya da Altay olmalı.” dediğini hatırlatırım.
Gerçekten de günün sorusu olsun.
Turan’ın merkezi neresi olmalı?
İstanbul, Buhara, Altay, Kazan, Tebriz, Bakû…
TURAN Düşüncesinde, Türk Dünyası’nın Birliği var, Tarih Birliği var, Vatan ve Coğrafya Birliği var.
Dil ve Alfabe Birliği var.
Töre, Terbiye, Millî Kimlik Birliği var.
Eğitimde ve Tedrisatta Birlik var.
Siyasi Birlik, Uluslararası İlişkilerde Birlikte karar alma var.
Ekonomik Birlik var.
Askeri Birlik, ortak ordu var…
TURAN DÜŞÜNCESİ kaynaklı göz kamaştırıcı ufuk adeta müjdeli bir istikbâldir.
Türk Devletler Teşkilatı’nın gündeminde TURAN yoktur. Olması da şu an uygun değildir. Ancak TURAN MEFKÛRESİ’nin altyapısını da yapmalıdırlar.
İlgili ortak kurumlar, yapılar oluşturulmalıdır. En önemlisi de ortak STK’nın teşekkülüdür. Düşünün Türkiye’de kurulan bir düşünce ya da strateji kuruluşunun tüm Türk Devletleri ve Akraba Ülkelerde de olduğunu. Eylem Birliği yaptıklarını, fikir birliklerinin olduğunu…
Türk Milleti, ortalama yüzde 80 itibâri ile Müslümandır.
Müslüman olmayan Türkler, TURAN dışında düşünülemez. Hatta akraba halkların dahi gayrimüslimleri birlik içinde düşünülmelidir.
TURAN Düşüncesine katkı sağlayacak, Osmanlı Milletler Topluluğu, Amerika Yerlileri Birliği, Afrikalı Dostlar Örgütü, Çin Müslümanları Birliği, Rusya Türkleri ve Müslüman Halklar Birliği, Balkan Halkları Merhamet Teşkilatı, Yunanistan Türkleri Birliği (Bilinen Müslüman Türklerle, Hıristiyan Yunanistan Türkleri’nin bütünleşmesi), Babür Halkları Birliği, Nadir Şah Birlikte Hâreket Teşkilâtı vb. Musevî Türkler Teşkilatı, Altay-Sibirya-Hakas Birliği, Hıristiyan Türkler Birliği gibi, Türk Tarih Birliği gibi görünürde birçok farklı amaç ve yöntemlerle mücadele edecek arka planda Türkiye’nin kontrolünde ve TURAN DÜŞÜNCESİ’ne hizmet edecek yapılar kurulabilir.
Mevcut D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrasya Ekonomi Topluluğu, AB, NATO gibi yapılardan da TURAN İDEALİ için yararlanmanın çareleri aranmalıdır.
AB içindeki Macaristan’ın Türkiye’ye katkılarını lütfen düşününüz.
Özetle, Büyük Türk Milleti TURAN şarttır.
İttihâd-ı İslâm farzdır.
İttihâd içinde Türk Birliği ve TURAN kesinlikle ilk aşamadır. “Biz ümmetçiyiz.” cümlesini düşünmeden kuranlara şu soruyu sorun; “Bu kadar büyük bir coğrafyada 85 ülkede şehitliği olan Büyük Türk Milleti olmadan nasıl ümmetçi oluyorsun?”
Tarih, Coğrafya bilgisi ve bilinci olmayan, anarşist ruhlu adamlarla hiç tartışmayın bile.
Türk Milleti Müslümandır.
1200 yıldır sancaktar ve mücahit, 600 yıldır Emir-el Mü’miniyn ve halifedir. Dolayısı ile kimse ümmetçi ve dînî hassasiyet pozlarında TURAN DÜŞÜNCESİ’ne karşı çıkmasın ve kimse TÜRKÇÜ pozlarda Müslüman Türkü rencide ederek TURAN MEFKÛRESİ’ni yıpratmasın.
İçeride kurulan tuzakları bozacağız.
Dışarıdan gelen düşmanlıkla işbirliği yapan herkesi boğmaktan ve durdurmaktan başka çaremiz yoktur.
Bunları görmek için de bilgi kadar feraset ve idrâk de şarttır.
TURAN, İSTİKBÂL VE İSTİKLÂL İÇİN ŞARTTIR.
TURAN, GÜÇ BİRLİĞİDİR. BÜYÜK GÜÇ OLMAKTIR.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
-buradan izleyebilirsiniz:
.