Tüm kulüplere engelli branşı ve bir umuttan binbir umuda...
Ahmet Gülümseyen
8 yıl önce
Engelli bireyler, ülkemizdeki nüfusun önemli bir kesimini temsil etmekte.
Spor-egzersiz faaliyetlerinin engelli bireylerin tedavi süreçlerine olumlu yönde etki yaptığını artık bilmeyenimiz yoktur.
Araştırmalar, engelli vatandaşların düzenli egzersiz sayesinde sağlık sorunlarını aşıp, devamında ise onların yaşama kalitesinin artmasını sağladığını ortaya koyuyor. Ve sportif başarı, madalyalar…
BİLDİĞİMİZİN EFENDİSİ, BİLMEDİĞİMİZİN HİZMETÇİSİYİZ!..
Doğruluğunu iliklerimize kadar anladığımız konuları şahsi çıkarları bir kenarda bırakarak uygulamak, harekete geçirmek gerekiyor.
Özel veya kamu alanlarındaki bu çalışmaların hız kazanması kaçınılmaz!
Peki bu nasıl olacak?
Engellilerle ilgili hayat sürecimizde bizzat şahit olduğumuz olaylardan sadece birkaç örnek.
Yıl 2004.
Ankara Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü İşitme Engelliler Federasyonunda çalışırken, Türkiye’de bir ilk olan Hentbol ve Tenis Milli Takımlarının oluşturulması.
Görme engelliler Goalball Hakemliği yaptığımız o yıllarda, bir maçın 9 hakem tarafından yönetildiği.
Akla şu gelebilir; 3’e üç 2 takım halinde oynanan bu oyunda madem sporcuların gözleri görmüyor, 2 orta, 4 kale, 3 masa hakemi neden?...
"ASIL ENGELLİ KİM?” SORUSU...
Bu sorunun karşılığını daha net görme-algılama açısında yorumlamak için bir örnek:
Arkadaşımız-kardeşimiz Ali Çavdar, doğuştan görme engelli. İSGÖR Kulüp Başkanı, Eski Milli Futsal oyuncusu.
Kendisi İstanbul Üniversitesi Hukuk, Ekonomide de Yüksek Lisans Mezunu.
Halen Maliyede çalışıyor ve eğitimini Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde devam ettiriyor.
Ali Çavdar bu konuda sadece bir örnek. Kendi ifadesiyle, amaçları her şeye ‘kör’ denilen toplumdaki algıyı değiştirmek. Hal böyle olunca, şimdi soru şudur:
"Acaba onlar mı engelli, yoksa biz mi?.."
BİR UMUDU, BİNBİR UMUDA DÖNÜŞTÜRME…
Engeli dolayısı ile sporun her dalında olabileceğini gösteren bireylere, akıl-bilim ve vicdan olarak hizmet sunmak gibi bir sorumluluğumuz var.
Buradaki soru da şu; Görme engelli birey masa tenisi (showdown) oynar mı?
Bir ayağı dizden aşağı olmayan vatandaşımız futbol oynar mı?
İşitme engelli çocuk sporun her branşını yapar mı?
Zihinsel engelli bireyler kort tenisi, otizmli bireyler masa tenisi oynar mı?
İlk bakışta imkansız gibi görünse de, uygulanır olduğu hatta, ilgili spor federasyonların sportif organizasyonlarda yarıştıklarını görmekteyiz.
Dünya Şampiyonu olan İşitme Engelli Futbol Takımı, Olimpiyat Şampiyonu olan Bayan Goalball takımımız bunun güzel örnekleri.
"Örnekleri çoğaltabilmek için daha başka neler yapılabilir?” sorusunun cevabına hafta başı katıldığımız İstanbul AK Parti Spor Komisyonu toplantısında şahit oldum!
TÜM KULÜPLERE ENGELLİ BRANŞI..
Eski Milli Güreşçi Sayın Serhat Karadağ’ın başkanlığını yaptığı AK Parti Spor Komisyonuna katılma fırsatımız oldu.
İstanbul’un ilçelerinde yer alan Kulüpler Birliğinin Başkanlarının yer aldığı toplantı, sporun özünü özümseyen ve dostlukların pekiştiği, takdir toplayan bir ortamda gerçekleşti.
Sporun kaynağını oluşturan İnsan-Tesis-Malzeme ve Antrenör unsurunun istenilen düzeye gelmesi için neler yapılacağı masaya yatırıldı.
Güne damgasını vuran görüş ise, her kulübün futbol dışında Olimpik branş sayısını artırmaktı.
Bu branşlar açılıp, çalışmalar yapılırken engelli bireylerin yapabileceği sporların unutulmamasıydı!..
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com