2020 Tokyo Paralimpik Oyunları bugün yapılacak müsabakalar ve kapanış töreniyle sona erecek.
Olimpiyat Oyunlarını farklı tarihlerde gerçekleştirmek gibi, merkezi İsviçre’de bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (International Olympic Committee) engelli ve engelsiz sporcular diye ‘ayrıştırıcı’ uygulamasını bir kenara bırakarak, organizasyonun sporcularımız açısından nasıl geçtiğine bakalım.
Türkiye, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nı 15 madalyayla tamamladı.
Bu demek oluyor ki, ülke olarak sportif madalya sayısı bakımından her geçen gün başarımız katlanarak devam ediyor.
2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda 3 altın 1 gümüş ve 5 bronz olmak üzere toplam 9 madalya kazarak organizasyonu 32. sırada tamamlayan Türkiye, Tokyo 2020’de ise 2 altın, 4 gümüş, 9 bronz olmak üzere toplam 15 madalyanın sahibi oldu...
MASA TENİSİ VE GOLBOL’DA ŞAMPİYONUZ…
Spor organizasyonlarına herkesin bakış açısı farklı.
2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda olduğu gibi, herkes katılım sağlanan etkinlikleri, madalya, derece, performans v.s. gibi kendine göre farklı şekilde değerlendirebilir.
Bizler için özel gereksinimli (engelli) bireylerin yer aldığı organizasyonlar en önemli konu, sporcuların neleri başarabileceğini tüm kamuoyu ve insanlığa göstermesi.
Bu tür faaliyetlerde sporcu ve antrenörlerin ortaya koyduğu performanstan ortaya çıkan sonuçta “Bize güvenin, bizler başarırız” anlayışının, örnekleriyle sahaya yansımasını görmekteyiz.
İşte, görme engelli sporcuların takım halinde şampiyonluğu.
Ülke olarak olimpiyat tarihinde, takım sporlarında altın madalya kazanamamışız.
Oysa ki görme engelli kadın golbol (Goalball) takımız, 2016 Rio’dan sonra 2020 Tokyo’da da Şampiyonluğa ulaştı.
Aynı şekilde tekerlekli sandalye masa tenisi oyuncumuz Abdullah Öztürk üst üste Olimpiyat Şampiyonu olarak, adını Türk Spor Tarihi’ne altın harflerle yazdırdı...
13 BRANŞIN YEDİSİNDE SPORTİF BAŞARI…
Spora başlama ve devam etme konusunda özel gereksinimli (engelli) sporcuların her birinin ayrı birer hikâyesi olduğu için, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na katılmayı bile onlar için büyük başarı olarak görüyoruz.
Oyunlarda kürsüye çıkanların isim ve branşlarına baktığımızda çıkan listeyi iyi okumak gerekiyor.
Türkiye’nin Masa Tenisi, Judo gibi Olimpiyatlarda esamisi dahi okunmayan branşlarda, kürsüde yer almasını gösteren o liste şöyle sıralanıyor;
- Altın Madalya; Abdullah Öztürk (Masa Tenisi), Golbol Kadın Milli Takımı
- Gümüş Madalya; Öznur Cüre-Bülent Korkmaz ikilisi ile Nihat Türkmenoğlu (Masa Tenisi), Ayşegül Pehlivan (Atıcılık), Meryem Çavdar (Tekvando)
- Bronz Madalya; Ali Öztürk, Nesim Turan, Kübra Korkut (Masa Tenisi), Zeynep Çelik, Recep Çiftçi (Judo), Besra Duman (Halter), Sevilay Öztürk (Yüzme), Bahattin Hekimoğlu (Okçuluk) ve Mahmut Bozteke (Tekvando).
Spor branşlarındaki farklılaşma ile özel gereksinimli (engelli) bireylere imkân verildiği takdirde başarı kaçınılmaz oluyor…
SPORTİF BAŞARI TESADÜF DEĞİL…
Sporcuların bazıları bu heyecanı ilk kez yaşarken, bazıları ise önceki tecrübelerini madalya ile taçlandırdılar.
Masa Tenisinde üst üste Paralimpik Oyunları Şampiyonu olan Abdullah Öztürk’ün görüşlerine kulak kabarttığımızda, sportif başarıya nasıl ulaşılacağının mesajını da almış oluyoruz;
“2012 yılında iki madalya, 2016'da 3 madalya 2020 olimpiyat oyunlarında da madalya sayımızı 4'e çıkardık.
Kaçan madalyalarımız oldu. Kardeşim bronz aldı. Ama bana altın madalya nasip oldu. Çok mutluyum. Sırada 2024 Paris Olimpiyatları var.”
Yüzme branşında ülkemize bronz madalya kazandıran Sevilay Öztürk’ün sözleri ise oldukça manidar;
“Hem ülkem hem de kendi adıma çok mutluyum. Çok güzel bir yarış geçirdim. Çok güzel dereceler elde ettim.
Rio 2016'da 12 yaşındaydım, kelebek branşında 8. olarak ülkeme gelmiştim. Tokyo 2020'de derecemi geliştirerek 3. oldum.
Çok gururluyum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”
Elde edilen dereceler ve bu başarıların altına imza atan sporcuların açıklamalarına baktığımızda, ulaşılan başarılarda tesadüfe yer olmadığını görmekteyiz…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com