Bir bilgiyi bilmek ayrıdır.
Üzerinde tefekkür etmek ya da algılamak, idrak etmek ayrı şeylerdir.
Hep yazılarımda tasavvuf ehlinin söyledikleri sözleri paylaşırım.
Bunlardan bir tanesi de; "Yazılmış, çizilmiş, çoktan kalem kırılmış, biz dünyaya hatırlamaya geliriz”
Şimdi tefekkür edelim, neyi hatırlamamız gerekiyor?
Daha önceki yazılarımda da dile getirmiştim.
Demek ki insan dünyaya bilgi ile donanımlı olarak geliyor? (Bunların algılanır olabilmesi için de, iyi ahlaklı olmak, ibadet, zikir ve tefekkür gerekiyor)
Bu bilgiler nelerdir?
Ayrıca "yazılmış, çizilmiş, çoktan kalem kırılmış" deniliyor.
Yani Allah’ın Yüce ilmiyle bildiği baştan sona kurgulanmış bir kaderden bahsediliyor.
Hatırlamaya geliriz derken de bizim bunlardan öncesinde haberdar olduğumuzun altı çiziliyor…!
Yüce Allah, Yüce kelamında, "neden akletmezler, neden az düşünürler" buyurmaz mı?
Sevgili Descartes'in söylediği gibi tefekkür ettikçe varız….
***
Elest
Bazen gelecekte yaşanacak hadiseleri zihninizde birebir yaşarsınız.
Zamanı geldiğinde de bu hadiseler, birebir zihninizde yaşadığınız gibi gerçekleşir.
Bunun kaynağı ise Sevgili Cafer İskenderoğlu'nun kitaplarında belirttiği gibi, Elestte insanların nur bedende yaratıldıklarında, insanları, Allah-u Teala ilimle donatmıştır ve yaşayacağı hayatları izletmiştir.
Yani siz, zihninizde yaşadığınız hadiseyi aslında elestten izlediğiniz için hatırlamış oluyorsunuz.
.
Öz'ün İfadesi, dikGAZETE.com
:
YouTube kanalına abone olabilirsiniz: Öz’ün İfadesi
.
Öz’ün İfadesi, yeni kitabıyla bir kez daha okurlarıyla buluştu