?>

Tasarruf mu yaptınız?!.

Ali Mevlüt Kaya

7 saat önce

Tasarruf mu yaptınız?!.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek verdiği bir röportajda; tasarruf tedbirlerinin etkinliğine yönelik, bugüne kadar harcama disiplini ve tasarruf tedbirleriyle toplam 814 milyar liralık tasarruf sağlandığını söylemiş.

Bakan Şimşek, kendisine yöneltilen “Tasarrufta gelinen noktayla ilgili paylaşabileceğiniz veri var mı?” sorusunu da; “Harcamalarda önceliklendirme ve tasarruf tedbirleri etkisini gösterdi. Depremi ve faiz harcamalarını hariç tutarak, geçmiş 10 yılın bütçe sapmasına, (yani TBMM tarafından onaylanan harcama miktarı ile gerçekleşen harcama miktarı farkına) baktığımızda yıllık ortalama yüzde 9.1’lik bir sapma görüyoruz. 2024 yılında sapmanın, geçmiş 10 yıl ortalamasının onda birinden az, yani yüzde 0.8 olduğunu görüyoruz. Geçmiş dönemdeki kadar sapma olsaydı, bu yıl ilave 814 milyar TL harcama olacaktı. Ancak harcama disiplini ve tasarruf tedbirleri sayesinde 814 milyar TL tasarruf sağlanmıştır. Bakın, bu da milli gelirin yüzde 1.8’lik bir bölümüne karşılık geliyor” demiş

Şimşek’in814 milyarlık tasarruf sağladık, bu da milli gelirin 1.8 bölümünü karşılıyor” dediği tasarruf tedbirleri, biraz daha geniş uygulansa, bahsettiği rakamın çok daha fazlası hatta kat kat fazlası ortaya çıkardı…

Nasıl mı?!.

Açıklayalım…

Birinci sıraya BİK yani Basın İlan Kurumu’nu alalım!

Basın İlan Kurumu, resmi ilanlar ile kamu kurum kuruluşlarına ait reklamların gazete, dergi ve internet haber sitelerinde yayınlanmasına aracılık eden bir kurum!..

2023 yılında resmi ilan ve reklamların yayınlanmasıyla basına sağlanan kamu desteği yaklaşık 2 milyar 96 milyon Türk Lirası’nı bulmuştur.”

Bu kurum, ‘Basın İlan’dan ilan almaya hak kazanmış gazete ve internet sitelerine ilan gönderir ve her ilanın tutarı neyse yüzde 14’ünü alır!..

Gazetelere tirajlarına göre ilan verilir ve ödeme yapılır... Bunu bilen gazete sahip ve yönetimleri de tirajlarını fazla gösterip, ona göre fatura keserler! Onun için en az gösteren, 10 bin gazete satışı gösterirken, geneli ise 50 bin satış bandındadır.

Gösterdikleri kadar gazete satıyorlar mı?!

Hayır!..

50 bin tiraj gösteren iki gazetenin baskı yerine/matbaaya yakın zamanda denetleme yapıldı ve gösterdikleri rakamın da hayali olduğu anlaşıldı!

50 bin tiraj gösterip haksız kazanç sağlayan bu iki gazeteden birinin günlük net satışı 3 bin sekizyüz çıkarken, diğerinin bin 750 çıktı!..

Tasarruf tedbirleri başlamadan önce 81 ilde faaliyet gösteren BİK, her ofisinde yaklaşık/ortalama 6 kişi çalıştırmaktadır. Bu da Türkiye genelinde 486 eleman çalıştığını gösterir. Bunun genel müdürlüğü ve diğer çalışanlarla sayısı 600 kişiyi bulmaktadır!

BİK’in yaptığı, resmi yollarla gazetelere para aktarmaktır!

Şu an bütün bakanlık ve kurumların kendi siteleri var. Basın İlan Kurumu’nu lağveder, her ilanın kendi kurumları sitelerinde yayımlanmasını sağlarsanız, 600 kişiye maaş vermeyeceğiniz gibi, gazetelere ödenen rakamlar da devletin kasasına girecektir!

İkinci sıraya araç kiralamayı koyalım…

Eskiden siyah zemin üzerine, beyaz rakamlar olan araç plakaları görürdük ve araç üzerinde ‘Resmi Hizmete Mahsustur’ yazardı. Şimdi normal plakalı araçlar görüyoruz ve ‘Görevli’ yazıyor…

Bu araçlar, devlet kurumları tarafından şahıs veya şirketlerden kiralanan araçlardır!

Çoğu kurum, ihtiyaç fazlası araç kiralamıştır…

Ve bu araçların bazıları, kendilerine ‘görev’ yazdıran çalışanlar tarafından şehirler arası keyfen kullanılmaktadır!..

Kiralanan araçlardan bir tanesinin yıllık kira ödemesiyle aynı araçtan iki, belki daha daha fazla alma imkânı vardır!

Dolayısıyla kiralık araç sözleşmelerinin tamamı feshedilmelidir!..

Üçüncü sıraya kamu reklamları…

Devlet kurumları, ticari kuruluşlar olmadığı için reklam/tanıtım yapılmasına gerek yoktur. Fakat bu kurumlar, ticaret yapan şirketler gibi, ulusal gazete ve TV’lerin tamamına reklam verdikleri gibi yerel basına da aynı şekilde reklam vermektedirler.

Buralara ödenen paralar öyle azımsanacak rakamlar değildir!

Dördüncü sıra…

Devlet kurumlarına atamalar… Özellikle eski milletvekilleri başta bankalar olmaz üzere, devlet kurumlarının yönetimine başkan, başkan yardımcısı veya üye olarak atanmaktadırlar!

Bundan vazgeçilsin!..

İlla ki atanması lazım diyorsanız, boşta gezen ve onlardan daha bilgili insanları atasınlar!..

Beşinci sıra…

Bir dönem milletvekilliği yapanın yaşı uygunsa emekli edilmesinden vazgeçilsin… 25 yıl fiili olarak çalışan ve 12 bin beşyüz TL maaş alanlar varken, 5 yıl vekillik yapan bir kişinin 110 bin 995 TL emekli maaşı alması hem haksızlık hem de adaletsizliktir!

Milletvekilliğinden emeklilik kaldırılıp, ödenecek para devletin kasasında kalmalıdır!

Altı…

Öncelikle parti ayrımı yapmaksızın (Çünkü kazanan partilerin hepsi yapıyor), belediyelerde işe gitmeden maaş alan bankamatik işçiliği ve memurluğu sonlandırmalıdır!

Ayrıca kamu kurumlarında da bu tür çalışır görünüp, maaş alanların işine son verilmelidir!

Şimdi “kurumlarda öyle şey olmaz” diyenler çıkacaktır!..

Örnek vereyim; geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada, yurt dışında yaşayan ve hiç çalışmadan 1997’den 2017'ye kadar her yıl 18 maaş (Tiyatrocular yılda 12 değil, -1 ay tek, 1 ay çift- 18 maaş alıyormuş) alan tiyatrocu açıklanmış, bunun da Meral Oğuz olduğu yayımlanmıştı!

Aynı şekilde Devlet Tiyatroları eski müdürlerinden biri de, “21 yıl, sahneye çıkmadan yılda 18 maaş alan bir oyuncu tespit ettim” demişti.

Yedi…

Belirli oy oranına ulaşan siyasi partilere verilen devlet ödenekleri kaldırılmalıdır! Parti kuranlar, giderlerini kendi hesaplarından ve taraftarlarından karşılasınlar! Ayrıca bağış toplayıp, dergi ya da internet sitesi kurup, reklam alarak ek gelir sağlasınlar!

Saadet Partisi bu konunun uzmanıdır!..

Önceki seçimde belediye başkan adayı olan kişi, TL ve döviz hesabı açarak, önce kendi sosyal medya hesaplarında sonra yayın yönetmeni olduğu gazetede ilan yayınlamış, para talep etmişti!..

Bu beyefendinin uzmanlığından faydalanılabilir!

Sekiz…

Tüm partiler tarafından yapılan, seçim dönemi başta belediye başkan adaylarının eleman alma sözü ve seçildiği zaman bunu gerçekleştirmesinin yanı sıra, şehrin milletvekilleri, parti il başkanı ve teşkilatı, ilçe başkanları, partiyi desteklemiş parası olan kişilerin isteği doğrultusunda belediye ve belediye şirketlerine eleman almanın önüne geçilmelidir!

Başkanın partisine oy vermiş, üniversite mezunu normal bir vatandaş, belediyeye başvurusu yaptığında deniyor ki; “devlet bunun için genelge yayımlıyor ve sınav açılıyor zaten şu an 3 yıl eleman alamıyoruz! Şimdilik imkansız ama isminizi kaydetsinler; gelişme olursa size bilgi veririz!”

Aynı belediyenin başkanını milletvekili, il başkanı ve partiye destek veren zengin biri aradığı zaman başkan, sadece şunu söylüyor: “Yarın gelsin başlasın!..”

Hani 3 yıl alamıyordunuz?!.

Bundandır ki, belediye şirketlerinde haddinden fazla eleman bulunmaktadır!

Bazı belediyeler el değiştirince yeni gelen başkan, eski başkanın aldıklarını işten çıkararak, yenilere yer açmaktadır!

Dokuz…

Kültür Bakanlığı tarafından özel tiyatro ve bazı filmlere ödenek/teşvik verilmesi…

Konuyu takip edin, neredeyse her yıl aynı özel tiyatrolara devlet ödenek veriyor.

Verilmeyen tiyatrolar kapanıyor mu?!.

Hayır!..

Güzel oyunlar oynayarak işlerine devam ediyorlar!

Buradaki haksızlığın giderilmesi ve tasarrufa uyulması için tiyatrolara ödenek verilmesinden vazgeçilmelidir!..

Sinema ve sinema filmlerine de aynı şekilde ödenek (teşvik) verilmektedir.

Prosedüre uyup, senaryoyu sunuyorsunuz size para veriliyor… Geri ödemesi yok!.. Adamını bulursanız senaryonun da çok önemi yok!.. Parayı kesin alırsınız!..

Örnek…

Kurak Günler’ filmi

Bulmuşlar adamını ve filme finansal desteği almışlar!

Büyük ihtimalle kurumda onay veren ilgili kişi ya da kişiler filmin senaryosunu okumadan işi halletmişler!..

Film çekilmiş ve vizyona girmiş ya da fragmanı yayımlanmış!..

Kültür Bakanlığı, film LGBT temalı olduğu için verdiği finansal yapım desteğini yasal faiziyle birlikte geri istemiş!..

Yalan desinler!..

Kim yapmış açıklamayı?!.

Filmin yapımcısı Nadir Öperli ve yönetmeni Emin Alper!..

Bakanlığa sorarsanız; verilen senaryo ile çekilen film aynı değil!..

Bu işlerden çok az anlayana sorarsanız, senaryoyu okumadan parayı verdiler!..

Tiyatro ve sinemaya sağlanan ödenek/teşvik kaldırılsın!..

On…

Ülkemizde 2024 yılı rakamlarına göre; 5 milyon ikiyüz otuz sekiz bin 424 kamu görevlisi var…Bu sayı, bir şekilde devamlı artmaktadır.

Örnek; yeni seçilen belediye başkanı, kendi çalışacağı kişileri nasıl işe alıyorsa; farzedelim bir kişi herhangi bir ile sağlık il müdürü olarak atandı; bu müdür, kendi çalışacağı kişileri istediği yerden seçebildiği gibi, hastanelere partiye yakın dışarından da istediği kimseleri görevlendirebiliyor!

Bu sistemde de düzenlemeye gidilmelidir!..

Ayrıca memur sayımızda fazlalık söz konusudur…

Bir örnek de buna vererek bitirelim…

Yıllar önce devlete ait ve vardiyalı olan fabrikada, 1980’li yılların ortalarında 6 bin kişi çalıştığı söyleniyordu!

Belediye başkanı adayı, milletvekili adayı olan seçilmesi, bölgeye gelen parti genel başkanları oy verilmesi karşılığı fabrikaya işçi alacakları taahhüdünde bulunuyor ve kolayca da istediklerini yaptırıyorlardı!..

Bu fabrikada 2002 yılında çalışan sayısı 3 bin iki yüz kişi düşmüş…

Daha sonra özelleştirildi!..

Şu anda çalışan sayısının 2002 yılındakinin yarısından daha az olduğu söyleniyor!

Yani bir zamanlar 6 bin kişinin yaptığı işi, daha sonra 3 bin ikiyüz kişi; günümüzde ise yarısından daha az kişi ile aynı işi yapabiliyor!..

Bizim memur konusundaki durumumuz da tıpkı bu fabrikanın 6 bin kişi çalıştırdığı dönem gibi…

Bazı kurumlarda mutlaka sayı azaltılmalıdır!..

Sonuç itibariyle Bakan Şimşek’in, 814 milyar lira tasarruf sağladığı tedbirleri birkaç defa katlayacak tasarruf önerileri bu şekilde gerçekleştirilebilir!..

Hem haksızlıklar hem de adaletsizliklerin de önüne geçilmiş olur!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI