İman/İnanç sahibi>>Mü'min...
Takva sahibi>>Müttaki...
:
Birbiriyle karıştırılan bu iki kavram arasında şöyle bir fark vardır:
Herhangi bir “Din"e mensup olsun ya da olmasın, "Hak/Adalet/Doğruluk" adına bir hedefe/davaya/yola inanmış kişiye "İman Sahibi / Mü’min” denir.
Bir Mü’min kişi, inandığı yolda/davada karşılaştığı tüm zorluklara/ engellere rağmen, bu yola devam edecek sabrı ve azmi gösterebiliyorsa ona "Takva Sahibi" denir.
Dolayısıyla her “Müttaki" aynı zamanda “Mü’min"dir, fakat her “Mü’min" aynı zamanda “Müttaki” değildir.
Çünkü bir insan, savunduğu davaya/yola inanmışlığını devam ettirmekle birlikte, karşılaştığı engeller/zorluklar sonrasında durmak mecburiyetinde kalabilir; böylece “Takva" edememiş fakat “Mü'min/inanmış" şekilde kalmaya devam etmiş olacaktır. (Bu kavramların işaret ettiği manalar, klasik/dinsel kalıplara sığdırılamayacak kadar geniştir.)
"Takva ehli"nin bir görevi de bir hedefe/yola/davaya inanmışlara cesaret telkin etmektir.
Birbirlerine kuvvet ve cesaret veren bir topluluk aynı zamanda "Vatan Ehli"dir.
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com