Hiç sormadığın soruya cevap alıyorsan hayatın kendisiyle yüz yüzesin demektir
Soruyu sen sorsaydın bu kadar incinmezdin...
İnsanın öfkesi kendinedir.
- Niye böyleyim de sizi buldum, bunu yaşadım, şuna maruz kaldım!..
Mahalledeki dizilim bile tesadüfi değildir.
Alt katınız, üst katınız, yolda yanınızdan geçenler, bakıştıklarınız, gülümsedikleriniz…
Beklenmeyen misafir, yeni atanan müdür, tanıyor olabileceğiniz kişilerden gelenler…
Tam da tanıyor olduklarınızdır.
Hepsi frekansı düzenleyen mihenk taşlarıdır.
Frekans sıklıktır.
Sık sık bir olayı yaşadığınızda kırmızı ışık yanmıştır
Tekli olaylar yaşıyor ve ardınızda bırakıyorsanız sorun yoktur.
Sistem sizden ayrı çepeçevre bir frekans halindedir, sıklık ve döngü ile bu sağlanmış ve her şey ve herkes yerli yerindedir.
Ancak sizin frekansınız bütünlenmediğinde çevrenizin atmosferi de değişmeye başlar.
Buradaki nüans sizin atmosferi bozmanız yüzünden değil sizin atmosferinize uygun olanı çekmeniz nedeniyledir.
Yani kişi, bütünsel frekansının farkına vardığında akıl-ruh-beden üçlüsünün ortak ve bütün çalışmasını başardığında çevresindeki atmosferin de frekansı yine kendi bütünlüğüne hizmet eder olacaktır.
Pencerenizi açın; grileşen bulutlar, sonbaharın bu “değişiyorum, hadi peşime takıl” havasını içine çekip, parkta biten otla, camideki cenazeyle, kasabın önündeki kediyle aynı ve bütün olduğunu, bugün de ne yaşanmış olursa olsun lütuflarla çevrili olduğunu…
Bunun farkında, bilincinde ve şükründe olduğunu dilinle söyleyebilme eminliği ve samimiyetiyle “iyi ki” deyin…
İyi ki hayat, ben sormasam da cevaplar veriyor…
İyi ki soru sormam gerektiğini hissediyorum…
İyi ki tam da burada şu anda ve bunlarlayım…
Yarın bambaşka olsam da…
Bugün için en doğru ve olmam gereken yerdeyim.
Şimdi burada duruşum…
Sıklığı fark edişim…
Ve hayatı bir ayna gibi kullanabilmem için bana beni gösterdiği için…
Minnettarım…
Sabırla duruyorum; beni yakan “hareket et” diyen çılgınlığıma kulak asmadan.
Sıkılmadan…
Daralmadan…
Öfkelenmeden…
İyi ki işler istediğim gibi gitmiyor.
Sormadığım soruların cevabını alıyorum.
Yoksa!..
Yoksa vardır.
Ne var sanıyorsam yok… Ne yok sanıyorsam vardır.
Ne verilmiş ise alınmış… Ne alınmış ise verilmiştir.
Et tekrarü ahsen, velev kene yüzseksen.
Ben böyleyim diye siz öylesiniz... O ve sen...
Kendime şefkat…
Şefkat şefkat…
.
Arzu Leyal, dikGAZETE.com