ABD’nin Ortadoğu politikalarının nasıl şekillendiğini büyükelçi atamalarından hareketle değerlendirmek mümkün. Amerikalılar “ata et, ite ot” yedirmemekte usta. Nitekim bu duyarlılıkları önem verdikleri bölgelerde net görülebilir.
ABD Ankara Büyükelçisi de sıradan bir diplomat değil…
2019 Şubat ayı ortalarında ABD Ankara Büyükelçiliği’ne Dışişleri Bakanlığı’nın Orta Doğu işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı David Satterfield atandı.
Ortadoğu’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi David Satterfield, İran karşıtı ekipten.
Satterfield, İbranice, Arapça, Fransızca ve İtalyanca biliyor. David Satterfield kırk yıllık Ortadoğu deneyimine sahip.
Bölgeyi alt üst edecek gelişmeler öncesi, bölgedeki mevcut durumu iyi okuyacak ve kontrol edebilecek, tecrübeli bir diplomat olan Satterfield, bizim de bilmediğimiz yetkilerle donatılarak ABD’nin İran operasyonlarını koordine etmek için mi Ankara’ya gönderilmişti?
Suudiler Amerikalılardan önce davrandı, Washington’a kadın büyükelçi atadı…
Suudi Arabistan'da, Prens Muhammed bin Selman'ın kardeşi Halid bin Selman'dan boşalan Washington Büyükelçiliği'ne Prenses Rima atandı ve Suudi tarihinde ilk kez bir kadın, elçilik görevine getirildi.
Prenses Rima’nın babası Bender bin Sultan bin Abdülaziz de 14 yıl önce 1983-2005 yılları arasında Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi olarak görev yapmıştı.
Rima, babası Bender bin Sultan bin Abdülaziz’in büyükelçilik görevi nedeniyle çocukluk yıllarının bir kısmını Washington’da geçirmişti.
1975 yılında Riyad’da doğan Rima, ABD’de George Washington Üniversitesi Müze Araştırmaları bölümünden mezun olduktan sonra 2005’te Suudi Arabistan’a döndü. Özel sektör ve kamuda çeşitli görevler üstlendi.
Spor Bakanlığı’nda, kadınların spora katılımını artırmaya yönelik çalışmalar yapan Prenses Rima, Suudi Arabistan’da kadın haklarını savunan isimlerden biri.
2014’te ABD merkezli ekonomi dergisi Forbes’un hazırladığı “En güçlü 200 Arap kadını” listesinde Prenses Rima da yer almıştı.
Suudiler bu atamayla, Amerikalı sığır çobanlarına dişil mesaj verdi. Gerisini sınır tanımayan hayal gücünüzle siz tamamlayın.
Trump, Riyad’a Arap kökenli emekli General John Abizaid'i Atadı…
Trump yönetiminin bir diğer nokta atışı da ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesinin, emekli General John Abizaid'in Suudi Arabistan Büyükelçiliği’ni Senato’ya kabul ettirmesi.
Aynı toplantıda ABD'nin Irak Büyükelçisi olarak Yemen eski elçisi Matthew Tueller atandı.
Amerika’ya Lübnanlı Arapların Göçü…
Başta Lübnan olmak üzere Suriye, Filistin ve Ürdün’den göç eden Araplar’ın, Kuzey ve Güney Amerika’da ikamet ettikleri yerlere “göç edilen yer” yani “mehcer” deniliyor.
Araplar’ın Amerika kıtasında temsil ettikleri Arap edebiyatına ne deniliyor biliyor musunuz? “Mehcer edebiyatı” yani “Edebü’l-mehcer”.
1899-1910 arasında Amerika kıtasına göç eden Arap göçmenlerin sayısı 60.000’e ulaşmıştı.
1913’te Kuzey Amerika’da büyük rakamlara ulaşan göçmen sayısı 1920’de bir Göçmen Kanunu’nun çıkarılmasına zemin hazırladı ve bu sebeple göçler hızlı bir şekilde güneye kaydırıldı.
Göçmenler arasında en kalabalık nüfusu Lübnanlılar oluşturuyordu. Bunda misyonerlik faaliyetlerinin komşu ülkelere göre Lübnan’da yoğunlaşmasının, ayrıca nüfusun büyük bir kısmının Hristiyan olmasının önemli etkisi vardı.
Göçler daha çok Kuzey Amerika’da New York, Detroit, Boston; Brezilya’da Sao Paulo; Arjantin’de Rio de Janeiro ve Buenos’e yapılıyordu.
John Abizaid kimdir?..
John Abizaid isminin Arapçası şu; “Yahya Ebu Zaid". Batı dillerinde Yahya ismi John olarak kullanılıyor. Kamus-i Türki’de ‘Zaid’ kelimesinin anlamı; artık, artan, artı, gereksiz ve lüzumsuz.
Dedesi Ebu Zaid El Yahya, 1880'lerde Dürzî-Mârûnî çatışmasından dolayı Güney Lübnan'dan ayrıldı; çünkü Katolik Marunilerdendi. Fransa’nın desteklediği Maruniler de Katolik misyonerlerin etkisi ile hareket ediyorlardı.
Güney Lübnan’da İngilizler’in desteklediği Dürzi nüfus yoğundu. Dürzilerin baskısından kaçan John Abizaid’in dedesi Ebu Zaid El Yahya; Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletinin kuzeyinde yer alan San Francisco'ya taşındı.
Emekli General Abizaid; Lübnan’dan ABD’ye göç eden Arap asıllı, Katolik Maruni aileden. John Abizaid/Yahya Ebu Zaid; 1951’de Kuzey Kaliforniya'da doğdu ve California Coleville'de Katolik Hristiyan olarak büyüdü.
2. Dünya Savaşı'ndaki ABD donanmasında görevli bir subay olan babası, Abizaid'in annesi kanserden ölünce bakımı ve eğitimi ile ilgilendi. Abizaid, 1969'da Coleville Lisesinden mezun.
West Point’te ABD Kara Harp Okulu’na (USMA) katılan John 1973 yılında temel ve ileri düzey kurslardan subay olarak mezun oldu.
Ardından eski General, Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü’nde ABD Silahlı Kuvvetler Personel Kolejinden burs kazandı.
Abizaid, yüksek lisansını Harvard Üniversitesi’nde Ortadoğu Çalışmaları Bölümünde tamamladı. Harvard Ortadoğu Çalışma Merkezi Abizaid’in; Suudi Arabistan Savunma Politikası hakkındaki, 100 sayfalık yüksek lisans tezini yayınladı.
Generalin bu tez çalışması, aradan 30 yıl geçmesine rağmen, halen “üniversitesinin bu alanda elde ettiği en iyi çalışma raporu” olarak kabul ediliyor.
Ürdün’ün başkenti Amman’da bulunan Ürdün Üniversitesi’nde araştırmacı olarak görev yaptı. Burada ailesinden öğrendiği Arapçasını geliştirdi.
Evli ve üç çocuk babası Abizaid; kendisi ile yapılan bir söyleşide, “Arap toplumunda kültürel olan bazı şeyleri tanımak benim için kolay, çünkü aynı evde yaşadım” demişti. İleri seviyede Arapça konuşabilen Abizaid, Askeri disiplin ve bilimsel başarıyı bir araya getirmesiyle tanınıyor.
Küba Grenada Savaşı, İran Körfezi Savaşı, Bosna Savaşı, Kosova Savaşı, Afganistan Savaşı ve Irak Savaşına katıldı. Abizaid, ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) başına getirildikten sonra Irak-ABD savaşında önemli bir rol oynadı.
John Abizaid, ABD’nin Irak’ı işgali sürecinde Irak’taki Amerikan askerlerini yönetmişti.
Abizaid, ayrıca Afrika Boynuzu, Arap Yarımadası'ndan Güney'e kadar 27 ülkedeki Amerikan askeri operasyonlarını denetleyen, 2003 ve 2007 yılları arasında ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığında (CENTCOM) askerdi ve ABD Merkez Komutanlığı CENTCOM Ortadoğu Komutanlığı yaptı.
CENTCOM’un görev alanı; Afrika Boynuzu'ndan Orta Asya ve Ortadoğu'ya kadar 27 ülkeden 651 milyon insan ve dünya petrol rezervinin yüzde 65'ini kapsıyor. CENTCOM, 250.000 ABD birliğini yönetiyor.
İşte Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın, Suudi Arabistan Büyükelçisi olarak atadığı bu adam, ABD ordusunda 34 yıl görev yapan, emekli General John Abizaid.
Abizaid, Başkan George Bush döneminde ve Irak savaşında görev aldı. Bölgeyi çok iyi tanıyor.
Bu nedenle bazı kesimler 67 yaşında olan Abizaid’in büyükelçi olarak atanmasının ABD ve Suudi Arabistan arasındaki askeri işbirliğini güçlendireceğine inanıyor. Haksız sayılmazlar!
Washington’un Ortadoğu politikasının yeni takipçisi John Abizaid…
Abizaid, bölgeyi genetik ve kültürel mirasının prizmasından gören Lübnan kökenli bir Amerikalı. Daha önce belirttiğim gibi yüksek lisan tez konusu Suudi Arabistan ve alanında yapılan en iyi çalışma.
Trump’ın Suudi Arabistan büyükelçisi Emekli Orgeneral Abizaid, ABD’nin Ortadoğu’da çıkarlarını tehdit eden dört temel tehdidin bulunduğu görüşünde:
Bu tehlikeler;
Sünni aşırı İslamcılığın yayılması,
Devrimci Şii aşırıcılığın yayılması,
Arap-İsrail sorununda çözümsüzlük,
Bölge ülkelerinin ekonomilerinin petrole bağımlılığı.
Ortadoğu’da devletler arasında bir savaşın bölgede felakete yol açabileceğini düşünüyor.
Abizaid, İran’ın nükleer silah edinmesinin kesinlikle engellenmesi gerektiğini söylerken; nükleer caydırma politikasının da başarılı olacağını savunanlardan.
Emekli ABD’li General John Abizaid Washington’un Riyad Büyükelçisi olarak ne yapacak?
Washington ve Riyad arasındaki ilişkileri güçlendirmek için kollarını sıvayacağından hiç kuşku yok. Zaten böyle bir çalışmanın kendisi için ‘büyük bir şeref’ olduğunu söylüyor.
Bu çerçevede, ABD’nin “küresel teröre yönelik savaş”ını sürdürmesine yönelik bölge yol haritasını, Suudi Arabistan’ın da bu savaşta her zaman merkezi bir rol oynamasını gerektirecek şekilde düzenleyecek.
Bu faaliyetleri babasının hayrına yapacak değil. Kaynak, Suudiler’in petro-dolarları.
Abizaid, Riyad ile askeri işbirliğinin, bölgedeki ABD’lilerin hayatını güvence altına almak için gerekli olduğunu ifade ediyor.
Ha bu arada, “Aba altından sopa gösterme”yi de ihmal etmiyor; diyor ki, “ABD ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde herhangi bir gerileme bölgesel güvenliği zedeleyebilir.”
Yemen meselesi...
Abizaid, Yemen’de çözümün ancak siyaset yoluyla olacağını ancak İran’ın bu ülkeye yönelik müdahalelerinin engellenmesi ve Tahran’a bağlı milislerin silah desteğinin kesilmesi gerektiğini söylüyor.
Dedesinin memleketi Lübnan...
John Abizaid, hani şu “Arapça’yı kutsal kabul edenler”in Yahya Ebu Zaid’i; İran’ın bölge istikrarını sarstığı, Hizbullah milislerine silah desteğinin, Lübnan’ın kırılgan demokrasisini, güvenliğini ve istikrarını tehdit ettiği kanaatinde.
Rusya, Ukrayna’da güçlü bir askeri rakipten kurtuldu...
John Abizaid, Obama döneminde Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak’a danışmanlık yapmış, 8 Eylül 2016'da Abizaid, Savunma Bakanı Ash Carter tarafından Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak'a danışman olarak atanmıştı.
Bu görevinde NATO’nun askeri düzeyine yaklaşmaya çalışan Ukrayna’ya, silahlı kuvvetlerini modernize etme konusunda yardımcı olmuştu. Ruslar şimdi biraz olsun rahatlamıştır.
Abizaid halen Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü’nde dersler veriyor ve İngiltere merkezli JPA Associates adlı bir firmada özel danışmanlık yapıyor.
Bu firma, yetenekli genç sanatçıları buluyor, onlara destek veriyor sonra da eserlerini pazarlıyor. Benim aklımın almadığı emekli bir generalin bu sektörde ne işinin olabileceği?
Herhalde haber alma servislerine eleman kazandırıyorlar.
“Her Nemruda Bir İbrahim”, “Her Firavuna Bir Musa”, “Her John Abizaid’e Bir İsmail Metin Temel Paşa!”
Daha Riyad’a gitmeden ABD ile Uluslararası Koalisyon Güçlerinin yenilgiye uğrattığı DEAŞ terör örgütünün ABD ve müttefikleri için halen güçlü bir tehdit olduğunu, Washington’un DEAŞ’ın yeniden güç kazanmaması adına Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) özellikle askeri planda desteğini sürdüreceğini açıkladı.
ABD’nin terörle mücadelesinde Irak’a da destek vermeye devam edeceğini ve güvenliğini sağlayarak iç işlerine yönelik müdahaleyi engellemek için çabalayacağını söyledi.
Dinsizin hakkından imansız, bunların hakkından da sonunda İsmail Metin Temel Paşa gelir.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete