SURİYE… 1. DÜNYA SAVAŞI’NDA ÇALINMIŞ VATAN… BUGÜN NEREDEN BAKMALIYIZ? NELER YAPILMALI?
Suriye…
Çok ayrıntıya girmeden konu başlıkları ile değerlendirmek istiyorum.
1. Dünya Savaşı’nda işgâl yoluyla kopartılan toprak parçası.
İngiliz, Fransız gevurları, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve Rusya’nın da dahil olmasıyla bölge kendi insanımız için cehenneme dönüştü.
Merhum Erbakan Hocam 40 yıl önce “Ateş Suriye’ye düşerse, bilin ki sırada Türkiye var.” demişti.
1. Dünya Savaşı Avrupa’da, 2. Dünya Savaşı’nda, Uzakdoğu’da Atom Bombası ile bitti. Bizim Medeniyet Coğrafyamızda HASTA ADAM ölmediği için savaş devam ediyor. Bu coğrafyada ülkelerin ve bizim insanlarımızın varlık sebebi Türkiye’dir.
Şu anda neler oluyor peki?
Suriye’de, Irak, Yemen, Libya’da kan devam ediyor…
Kafkasya’da Karabağ yeni bitti.
Balkanlar’da Türkiye olmasa Evlâd-ı Fâtihan’ı bir kaşık suda boğarlar.
Türkiye, 1980 Öncesi iç savaş yaşadı. PKK Terör Örgütü ülkede ekonomiye çok zarar verdi. İnsan kaybımız artık yüz bine yaklaşmıştır. En kötüsü de bölücülük maya tuttu.
Suriye, Irak ve Yemen ile mezhepçilik maya tuttu. Coğrafyamızda 1000 yıldır birlikte yaşayan insanlar, uzun bacak (İngiliz Gevuru’nun) bölgeye gelmesiyle birbiri ile kavga ediyor. Buna Yahudiler (İsrail) de dâhil. Vaktiyle Yahudilere “Gelin Türklere karşı birlikte savaşalım. Hamiler (Araplar) ve Samiler (İbraniler) kardeşiz.” diyen Asi Şerif Hüseyin’e verilen topraklarda bu gün İsrail Devleti var.
Hepsini kim planladı?
İngiliz Gevuru…
Mâlum Amerika Yerlileri (Kızılderili kardeşlerimiz ne diyor? “Derede iki kurbağa kavga ediyorsa bilin ki oradan uzun bacak geçmiştir.”
Bugün Suriye işgâl altındadır.
Rejim, Rusya ve İran’ı bölgeye sokmuştur.
İngiltere ve ABD kendi kurdukları IŞİD (DEAŞ) terör Örgütü’nü gerekçe göstererek bölgeye girmiştir. PKK/YPG terör Örgütü’ne resmen korsan bir devlet kurdurdular.
Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen’de İran kendisine müzahir devletler kurarak Akdeniz’e ulaşmak, Türkiye’nin Medeniyet Toprakları Ortadoğu ile Kuzey Afrika arasındaki bağları kesmeye çalışıyor. Bunu kendi adına yaptığını zannediyor.
İngiltere ve ABD, Türkiye’yi güneyden kuşatarak ülkemizin içindeki terör örgütlerini doğrudan desteklemek ve Türkiye’yi yok etmek derdinde…
Türkiye, 1. Dünya Savaşı sonuçlarına itiraz etmelidir. Sykes-Picot Anlaşması meşru mudur? Buradan itibâren Lozan dâhil diplomasi zorlanmalıdır.
Biz bölgeye Türk, Kürt, Arap, Müslüman, Hıristiyan, Yahudî, Şiî, Sünnî vb. olarak bölerek bakamayız. Biz bölgeyi 1000 yıldır yöneten iradenin ve hükümranlığın devamıyız. Bölgede evlerin en az yüzde 5’inde Türk Bayrağı var. Buna Irak, Yemen, Kuzey Afrika ülkeleri dâhil. Ayrıca biz cumhuriyeti kurarken bayrağımızı değiştirmedik. Yani medeniyet coğrafyamızın her yerinin köküdür Türk bayrağı... Hâsılı bölgede Türk Milleti’ne ve Türk Devleti’ne müzâhir insanlarımızla temas korunmalıdır.
Suriye’de herkes bizimdir. Tarih, Medeniyet, Gönül bağımız vardır.
Suriye’de ABD, İngiltere, İsrail, Rusya, İran vd. bayraklar yabancı bayraklar hatta işgalcilerin bayraklarıdır. Suriye’de doğru bayrak Türkiye ve Suriye Bayrakları’dır.
Suriye’de son harekâtın başlamasında asıl karar verici kim?
Türkiye değil. Ama Türkiye, çıkan kaosu lehine ve Suriye halkı için avantajlı duruma döndürmelidir.
Suriye’de demokrasinin ve iç barışın oluşması için emek ortaya konmalıdır.
Türkiye’ye gelip misafir ettiğimiz Suriyeli’lerle gönül bağı korunmalıdır.
Suriye’de bizim için terörist bir grup vardır. PKK/YPG… Dışındaki gruplar özellikle HTŞ bizimle çatışmadı. Maalesef Suriye’deki gruplara Millî Menfaatler penceresinden bakmayan bazıları, muhalif gruplara “terörist” dediler. Bu, cehaletten başka bir şeyle açıklanamaz. Hatta ihanet dahi denebilir.
Türkiye, mezhepçilik ve mikro-milliyetçilik fitnelerine karşı çok dikkatli olmalıdır. Suriye’de Türk Milleti ile akrabalık bağı olmayan kimse yoktur. Dolayısı ile Türkiye’nin iç dinamikleri komşu ülkelere yansıtılmalıdır.
Suriye başta olmak üzere çevre coğrafyada Türkiye’ye müzahir yapılar oluşturup teşkilatlandırmanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Bunu PKK’yı örgütleyen ABD ve İngiltere kadar becermek, İran kadar becermek zorundayız.
Suriye’deki tüm gruplara ulaşabilecek tek müşfik güç Türkiye’dir. Suriye’de kurulacak huzur ortamı bölge barışı için önemlidir.
Suriye’deki son gelişmeler Türkiye için büyük fırsattır. Değerlendirilmelidir…
Meseleye Osmanlı, Turan, Ümmet Birliği vb. değerlendirmeler yerine son 150 yıllık süreç doğru analiz edilerek Millî Menfaatler, Medeniyet ve Tarih Birliği yönü ile bakılmalıdır. Türkiye’de yaşayan, geriye dönen Suriyeli’ler Türkiye’nin bölgedeki en değerli bağı ve gücüdür. Türkiye ile gönül bağları canlı tutulmalıdır.
İsrail halkı ve Dünya Yahudilerine Haçlı Tahakkümü, Müslümanların tarihte onları nasıl himaye ettikleri sürekli anlatılmalıdır.
Özetle; Türkiye, Medeniyet Coğrafyasının gerçek mirasçısı ve öncüsüdür. Cumhurbaşkanımıza “BOP Eş Başkanlığı” ithâmı yanlış ve yersizdir.
R. Tayyip ERDOĞAN’ın bölgede, özellikle de Suriye’de fevkâlàde bir karşılığı vardır. Ancak Cumhurbaşkanımıza Şanlı Ordumuzun sürekli yıpratıldığını hatırlatıyorum. Özellikle 2023 ve 2024 YAŞ kararlarında muharip generallerin nasıl tasfiye edildiğinin hesabını Cumhurbaşkanımız sormalı ve Şanlı Ordumuzun Muhariplik Vasfı için muharip generallerin önemini de hatırlatıyorum.
Güçlü ve Büyük Türkiye, bölgenin yegâne çözümüdür. Cumhurbaşkanımız ideal ve ideolojisinden dönecek bir Dava Adamı değildir. Çevresini yeniden yapılandırmasının ne kadar elzem olduğu Suriye’deki son gelişmelerde yeniden görülmüştür.
Başta Suriye’deki bizim insanlarımız, sonra ülkemiz ve medeniyet Coğrafyamız için her şeyin hayırlı olmasını diliyorum.
.
Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi
Yazıyı açıklamaları ile buradan da izleyebilirsiniz:
.