Şükür etmek.
Şükür etmek; kadir ve kıymet bilmek, takdir etmek, teşekkür etmek, verilen nimetlere karşı memnuniyet göstermek, yüceltmek, övmek, iyilik bilmek anlamlarında kullanılmaktadır.
Şükür etmek; verilen nimetlerle, sevdiklerimizle, kendimizle, çevremizle, yaşadıklarımızla, bedenimizle, elimizdekilerle barışık olma ve mutlu olma halidir.
Arapçadan dilimize geçen “şükretmek” kelimesi, Türkçe anlam olarak ise “Allah’a duyulan minneti ifade etmek, ikram edene minnet duymak” anlamına gelir.
Bediüzzaman hazretleri şükrü, “nimetleri doğrudan doğruya Cenab-ı Hak'tan bilmek, o nimetlerin kıymetini takdir etmek ve o nimetlere kendi ihtiyacını hissetmektir” (29. Mektub; 1. Söz) şeklinde tanımlamıştır.
Şükür etmeyi üç aşamada yerine getirebiliriz.
Söz ile şükür; nimet vereni zikretmek, O’nu övmek ve bu husûsta lisan ile yapılabilecek şeyleri yerine getirmektir. Dil ile şükre işâret; “Rabbinin nîmetini söyle!” (Duhâ Sûresi, 11)
Fiilî şükür; vücûdun âzâlarını ve verilen diğer nimetleri Allah’ın rızâsı için kullanmaktır.
Kalp ile şükür; nimeti vereni tanımak ve O’nu tasdik etmek ve sevmektir.
Bediüzzaman, şükrü insanın yaratılış gayesi, ibadetlerin özü olarak değerlendirir.
Allahû Teala, kainatta yaratmış olduğu her ne varsa onda bir hikmet ve maksat vardır. Tekamül yolculuğumuzda yaşadığımız her şeyin bir sebebi ve bir amacı vardır. İçinde bulunduğumuz bu hayatta, olmuş olanla ve olacak olana nasıl ve nereden baktığımız çok önemlidir. Bizler maddenin ardındaki manayı fark edip gördüğümüzde anlamlandırdığımızdaki halimiz şükürdür.
Bize şah damarımızdan daha yakın olan yüce Allah'ın güzel isimlerinden biri olan “eş-Şekür”, kendisinin rızası için amel edip çabasını zayi etmeyen ve ‘bir'e ‘çok’ça veren demektir.
Allah, kullarını şükür etmelerinden dolayı mükafatlandırır.
Şükür, insanı insan yapan özelliklerden bir tanesidir.
Güzel dinimiz İslam'da ‘Şükür’, üzerinde çokça durulan konulardan biridir.
Kur'an-ı Kerim’deki ayeti kerimelerde 75 yerde Şükür ve türevlerinden, Allah'ın nimetlerinden, şükredenlere verilecek nimetlerden bahsedilir.
Fatır Suresi 30. Ayeti; “Allah (c.c.) şükredene bol bol nimet verir.”
İsra Suresi 3. Ayeti; Hz. Nuh (a.s) hakkında; “Doğrusu o, çok şükreden bir kul idi”.
Nisa Suresi 147. Ayetinde “Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azab etsin ki? Allah şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir” diye buyurulmaktadır.
Hadisi Şeriflerde ise şükür kavramı hem “verdiği nimetten dolayı kulun Allah’a minnettar olma” hem “Allah’ın kullarının şükrüne karşılık vermesi, iyiliklerini ödüllendirmesi” hem de “insanların birbirine teşekkür etmesi” mânalarinda geçmektedir.
“Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur.” (Müslim
“Îman iki kısımdır. Yarısı sabırda, yarısı şükürdedir” (Beyhakî).
"Yiyip şükreden kimse, sabrederek oruç tutan kimse gibidir” (Tirmizi).
“Allah’a şükretmeyen, insanlara teşekkür etmez, insanlara teşekkür etmeyen Allah’a şükretmez” (Tirmizi)
İslamiyet'in yanı sıra Hıristiyanlık, Musevilik, farklı din ve kültürlerde de şükür, önemsenen, iyi bir hayat için gereken vazgeçilmez bir enerjidir.
Şükür enerjisinde şifa vardır; insanı iyileştirir.
Şükretmeye başladığımızda farkındalığımız artar, auramız genişler, bağışıklık sistemimiz güçlenir, kendimizi daha güçlü ve huzurlu hissederiz.
Hedef ve isteklerimize daha kolay ulaşabiliriz.
Enerjiler çekim yasasına tabi olduğu için şükür ettiğimizde elinizdeki nimeti çoğaltırsınız.
Şükrümüz arttıkça anın kıymetini bilmeyi, yaşadığımız zorluklarla daha kolay başa çıkmayı, affetmeyi ve kabule geçmeyi daha kolay başarırız.
Şükran duygusu, hayattan keyif ve zevk almamızı sağlar.
Sabah uyandığımızda güne şükür ile başlamak, şükür günlüğü tutmak ve bilinçli iyilikler yapmak yaşantımızı daha mutlu, huzurlu ve anlamlı hale dönüştürür.
Şükür, karamsarlık ve nankörleşme gibi negatif duygu durumlara karşı bir kalkan olur ve insanın kalbini yumuşatır.
“Şükran mutluluk getirir. Mutluluk üretkenliği artırır. Verimlilik, ustalığı ortaya çıkarır. Ve ustalık dünyaya ilham verir”. -Robin Sharma
Şükür edebildiğimiz için bile şükür etmeliyiz.
.
Zübeyde Kızılyer Aslan, dikGAZETE.com