SUDAN’IN İÇ ÇATIŞMA MESELESİ
Sudan, Lozan Antlaşmasıyla birlikte hükümranlık haklarından vazgeçtiğimiz (1) (Tunus, Cezayir, Mısır, Libya, Sudan, Mali, Çad, Arabistan, Somali, Habeşistan, Yemen gibi) eyaletlerimizden biridir.
Osmanlı ecdadımız, bu eyaletleri terk ettikten sonra bir asırdan beri huzur görmeyen bu topraklar, sömürgeci (emperyalist) ülkelerin oyun sahasına dönmüştür.
Bu halklar ya işbirlikçi yöneticiler tarafından idare edilmiş, ya halkı perişan eden, halkı soyan kötü yönetime devredilmiş, ya da zalim diktatörlerin elinde inim inim inlemiştir.
Halen bu halklar için özel kodlanmış ideoloji ve kalıpların dışına çıkılamamıştır.
Sudan, İsrail lobisinin birinci derecede düşman saydığı ülkelerden biridir.
Sudan Afrikalı, İslam kimliği yanında Osmanlı kimliğini de muhafaza eden ülkelerden biridir.
Osmanlı kimliği derken halkın yüzde 15-20 kadarı, oralara Osmanlının asker, yönetici, din adamı olarak gönderdiği yüksek kimliğe sahip Türk asıllı yapısıdır. Yani Sudan’da 7 milyona yakın insan Türk asıllıdır, Türk kimliğiyle iftihar etmekte ve Osmanlı dedelerinin menkıbelerini yad ederek (güzelleyerek) anlatmaya devam etmektedir.
Sudan’ın nüfusu bugün 40 milyona yaklaşmış durumdadır. Huzurlu, mutlu, kanaatkâr, sevecen insanların ülkesidir…
Sudan, bağımsızlığını kazandığı 1956’dan beri bir türlü istikrara kavuşmamıştır. Aşağıdaki haritada görüldüğü üzere G. Sudan, Abyei, Güney Kordofon, Mavi Nil ve Darfur eyaletleri istikrarsız durumdadır. G. Sudan fiilen bağımsız hale gelmiş, diğer eyaletlerin parçalanması yönünde çabalar devam etmektedir.
-ABD'DEKİ İSRAİL LOBİSİNİN HAZIRLADIĞI SUDAN'IN 7'YE BÖLÜNME HARİTASI-
Sudan içi bölünmeleri önlemek için tedbir alan hükumet tıpkı Türkiye’nin yaptığı gibi Köy Korucu adını verdiğimiz destek güçlerini kurmuş, bu güçler Sudan ordusu ile birlikte Darfur ve G. Sudan’da orduyla birlikte savaşmış, orduya destek vermiştir.
Sudan’da 2013 yılında hükûmet tarafından mahallinden orduya destek olmak maksadıyla silah altına alınan paramiliter güç olarak teşkilatlandırılan Hızlı Destek Güçleri (HDG=RSF) kurulmuştur. Son zamanlarda ordu ile HDG’nin arası açılmıştır.
Oded Yinon Planına (OYP) göre hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Amerika’yı yöneten küresel sermayenin sahibi Yahudi lobisi tarafından her türlü vasıta kullanılarak uygulamaya zorlanmaktadır.
Ülkeler ve devletler iç çatışmaya ve bölünmeye zorlanmaktadır.
Küresel çapta Müslümanlar soykırım ve baskıya uğramakta, iç çatışmaya ve istikrarsızlığa itilmektedir.
Çin, Doğu Türkistan’da, Hindistan, içeride Müslümanlara karşı ve Keşmir’de, Burma Arakan’da, Bosna’da soykırıma, Avrupa’nın her devletinde İslamafobiye, Amerika’da zenci Müslümanlara baskı, Orta Afrika’da Müslüman katliamı olarak devam etmekte, İslam ülkelerinde mesela Afganistan, Lübnan, Yemen vs. de kötü yönetime mahkûm edilmektedir.
İslam’ın başarısızlığa ve kötü yönetime zorlanması batı dünyasının temel politikası haline gelmiştir. Sudan’da olan budur.
Bu mücadele, İslam’ın yenilmesiyle sonuçlanmayacaktır.
Bu mücadele, İslam dünyasının mutlak galibiyetiyle sonuçlanacaktır. Çünkü fesat ve küfrün ipi çürüktür mutlaka yenilecektir.
1908 darbesinden sonra Türkiye’nin eğitim sistemine mantık olarak girmiş olan; “kimsenin bir karış toprağında gözümüz yoktur, yurtta sulh cihanda sulh vs.” mantığının yerini tekrar en az 3000 seneden beri devlet mantığına hâkim olan cihan hâkimiyeti kavramına geri dönmesi gereklidir.
-Devam edeceğiz.-
.
Suat Gün, dikGAZETE.com
Dipnotlar: (1)
Madde 15 — Türkiye, Oniki Adalar üzerindeki tüm hak ve senetlerinden İtalya lehine feragat eder.
Madde 17 — Türkiye, Mısır ve Sudan üzerindeki tüm hukuk ve senetlerinden vazgeçer.
Madde 20 — Türkiye, Britanya Hükûmetince Kıbrıs'ın 5 Kasım 1914'ten itibaren ilhakını tanır.
Madde 21 — 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs Adasında yerleşmiş olan Türk uyrukları, yerel yasanın belirlediği koşullara göre, İngiltere uyrukluğuna geçecek ve böylece Türk uyrukluğunu yitireceklerdir. Türk uyrukluğunu seçenler, izleyen on iki ay içinde Kıbrıs Adasından ayrılmak zorunda kalacaklardır.
Madde 22 — Türkiye, Trablusgarp (Libya) üzerinde sahip olduğu tüm hak ve ayrıcalıkların kesinlikle kaldırıldığını tanır.
Madde 58 —Türkiye, Osmanlı Hükûmetince İngiltere'ye ısmarlanmış olup Britanya Hükümeti’nce 1914 yılında el konulan savaş gemileri için ödenmiş bulunan paralardan ve bu konuda her türlü taleplerinden vazgeçer. (Yani İngiliz Hükümetinin Sultan Osman ve Reşadiye zırhlılarına el koymasını söylüyor.) Bu 2 gemiden başka 8 gemi daha vardı.
Madde 128 — Türkiye Hükûmeti; Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükûmetlerine karşı, kendi toprakları üzerinde ölenlerin mezarları, mezarlıkları, toplu ceset çukurları ve adlarına dikilmiş anıtlarının bulunduğu arsaları o devletlere ayrı ayrı ve süresiz olarak bırakmağı yükümlenir. (Çanakkale ve Gelibolu’daki mezarlıkları söylüyor) Geçenlerde İngiliz Veliaht Prens burayı askeri kıyafeti ile ziyaret etti.)
Biliyorum bazı arkadaşlar bu anlattıklarıma itiraz edecek: Kaynağını da vererek gerçekleri bütün çıplaklığı ile anlatmaya çalışıyorum. Türkiye’nin ve Türk milletinin nasıl küçük düşünmeye mahkûm edildiğini ifade etmeye çalışıyorum.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lozan_Antla%C5%9Fmas%C4%B1