SSK EMEKLİLERİNE ŞOK
DAĞ FARE DOĞURDU
HANİ AZ ALANA ÇOK VERİLECEKTİ!..
A: Asgari ücreti artırdık…
B: Ne güzel!.. nasıl olsa bir kısmını işveren ödeyecek… Bir ihtimal, erken seçim de olabilir…
A: Haklısınız, seçim olmazsa bile hazırlıklı olmak lazım…
B: Emekliler için ne düşünüyorsunuz?
A: Ooo!.. Emekliler, bizim en hassas kardeşlerimizden, onları çok seviyoruz.
B: Demek ki Asgari ücretin altında maaş vermeyeceksiniz…
A: Yok, onları ezdirmeyeceğiz, iyi şeyler düşünüyoruz.
B: Nasıl?
A: Bakacağız… Pandemi’de de çok harcamalarımız oldu!.. Dolar düşse bile yine sıkıntımız var.
B: Yani, faturayı yine emekliler mi ödeyecek?
A: Ne yapalım, onlar da sayıca bu kadar fazla olmasalardı… Devletin eline bakacaklarına, gitsin çalışsınlar.
B: Emekli olup da çalışan SSK’lıların maaşlarının bir bölümünü kesiyordunuz ya!..
A: Ama o uygulamayı da kaldırdık… Adaletli olalım dedik.
B: Doğru efendim, bu kanunu koyarken adalet biraz kaymıştı da… İnşallah emekliler sizlerin kıymetini bilir.
(Yukardaki hayali konuşma doğru mudur; inceleyeceğiz…)
ASGARİ ÜCRET MEMNUNİYET VERİCİ
Kanunlara göre; ‘asgari ücret’, bir insanın en temel ihtiyaçları olan, beslenme, barınma, giyim, ısınma, ulaşım gibi ihtiyaçların (fizyolojik ihtiyaçlar) karşılamasına yetecek şekilde düzenlenen, bir çalışana verilebilecek en düşük ücret anlamına geliyor…
Asgari ücret: 4857 sayılı Kanun’un 39. Maddesinde tanımlanmış olup, bir işçiye ödenebilecek en az-asgari maaş miktarıdır… İktidar, bu konuda iyi bir jest yaptı, az maaş alanları destekleme politikası uyguladı…
DAĞ FARE DOĞURDU
Asgari ücret politikasının ilk defa daha insaflı bir politika uygulanması memnuniyet oluşturmuştu… Emekli aylıklarının ise asgari ücretin üstünde olması bekleniyordu, zaten konuşmalar da beklentiler de o yöndeydi… Ama “Dağ Fare Doğurdu”
İktidar tarafından reva görülen zam rakamı, hem asgari ücrettin, hem açlık sınırının altında kaldı... Üstelik artık ek iyileştirmeden de kimse bahsetmiyor… Siyasiler sustuğunda sendikalar, dernekler, vakıflar, televizyonlar, gazeteciler hemen susuyor…
İlginç olan sivil ve de tuzu kuru takımlarda da ses soluk kesiliyor
Televizyon tartışma programlarında ilk defa emeklilikle ilgili bu danışıklı dövüşü hayretle seyrettiğimde şaşırdım…
Çok saygı duyduğum objektif ve cesur yazarlar bile emekli zammı konusunda bir sürü bahanelere sığınmaları çok komikti… Oysa, bu susulmayacak ve hakkı savunmanın tam zamanı olmalıydı!..
EMEKLİLERİN GÖZ ARDI EDİLMESİNİN SEBEBİ İSE,EMEKLİLERİN SAVUNMA GÜCÜ YOK!..
Emeklilerin, sendikası da -doğru dürüst- bir derneği de yok... Ancak emeklilerin 13 milyon sayısını ortalama (aile üyeleri) en az iki kişi olarak sayarsak, 26 milyon ettiğini de akıldan çıkarmamak lazım...
Özellikle seçim hesabı yapanların düşünmesinde fayda var...
Bu ülkedeki bütün sıkıntıların faturasını emekliye fatura etmenin bir mantığı yoktur... Aynı zamanda milletle sıkıntılar paylaşılırken adaletin de kullanılması gerekmez mi?..
Sıkıntıların bedelini her zaman emekliler mi ödemeli?.. Pastanın bölüşülmesinde ise en son sırayı hep emekliler mi alacak?
EMEKLİLER, HER ZAMAN ÜVEY EVLAT OLMUŞTUR...
En zor geçinen insanlar olan emeklileri yukarı çekmek gerekirken, muayeneden ilaç parasına kadar her fırsatta para kesilmesi bile çok üzücü... Hatta daha önceleri SSK'lı olup, çalışmak isteyenlerin maaşlarından bile kesintiler yapıldı...
Şu anda o güzel devlet hastanelerinden maalesef randevu bile alamıyoruz...
Özel hastaneye gidemeyecek kadar sıkıntıda olan, köşeye sıkışmış bir emekliye üvey evlat muamelesi yapmaya devam etmenin mantığını şu zamana kadar anlamış değilim...
GERÇEK ENFLASYONU DA KİMSE HESABA KATMIYOR
Hükumetin enflasyon rakamları tamamen yanlış... Zaten öyle olmadığı elektrik, doğalgaz, su faturası ve internet faturalarından anlaşılıyor... Bazı mallarda ise enflasyon yüzde yüzü geçiyor…
Yaklaşık bir - iki sene önce 32 TL’ye yediğim kuru sele zeytini 50 TL’ye yemek zorundaysam benim enflasyonum odur…
Şayet ihracat yapılıyor da fiyat artıyor, kalite düşüyorsa, ihracat yapmayın!..
Yerli halkın kendi ürününü kaliteli ve ucuz yemesi, ihracattan daha önemlidir.
Tam buğday ekmeğini şu an 10 TL’ye yiyorsam benim enflasyonum odur… Eğer beyaz eşya ve arabaya gidecek olursak, esas yüksek enflasyonu oralarda da görüyoruz…
Elektronik aletler ise almış başını gidiyor… Ev kiraları da öyle… Birkaç sene önceki 6-7 TL. olan mazot, 13 TL. ye çıkmış…
Peki, bu saydıklarımda en az yüzde 85’in üzerinde artış görüyoruz… TÜİK’nin Kılıçtaroğlu baskınına rağmen yüzde 36,08 senelik enflasyon açıklaması bana yine de düşük geldi…
TÜİK 2021 enflasyon oranı: YAYIM TARİHİ: 03.01.2022… Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %36,08
ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi, E-TÜFE'deki 12 aylık artış oranı %82.81 olarak gerçekleşti.
“ENAGrup”un ortaya koyduğu rakam bana daha doğru geliyor.
Doğrusu TÜİK hangi malzeme kalemleriyle bu rakamı ortaya çıkarıyor, bilemem… Asgari ücrete 01 Ocak 2022 tarihinden itibaren yüzde 50 zam yapılmış olması, memur ve emeklilerin de zam beklentisini arttırmıştı…
Herkes aynı fikirdeydi, zira asgari ücretin altında aylık verilemezdi… Hatta cezası bile vardı!..
Emeklilere yapılan zam çok düşük olmuştur, hele iyileştirme için ek yapılmaması da ayrı bir konu ve hayal kırıklığı olmuştur…
En azından SSK emeklilerinin aylığı memur emeklileri seviyesine çekilmeliydi...
Ve de memurlara tanınan haklar SSK emeklilerine de tanınmalıydı…
Başkalarına verilen paralar ve de sağa-sola corona için dağıtılan paraları işçi emeklilerine yüklemek insafsızlıktır...
Hani, az alana çok zam yapılacağına söz vermiştiniz?.. Niçin bu sözler unutuldu?..
Emekli kesim içindeki küçük bir gruba yapılan iyileştirme, SSK emeklileri gibi büyük çoğunluğu tatmin etmemiştir…
Enflasyon hesabının doğru yapılması ve ek iyileştirmeler bir haktır… Muhatapları zayıf olan bu kutsal hakkın savunucusu da siyasiler ve de devlet olmalıdır.
.
Raşit Anaral, dikGAZETE.com