Allah (c.c) kuluna hiçbir zaman ‘sıkıntı’ yaşatmaz.
Başımıza ne geldiyse düşündüklerimiz ve yaptıklarımızdan gelmedi mi!
“Sizin başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle kazandığınız (günahlar) yüzündendir. (O), yine de çoğunu affeder” (Şûrâ-30).
İçinde yer aldığımız her bir olayın, şu imtihan dünyasının bir parçası olduğunu idrak ettiğimizde, yanlışı terk edip doğruya yöneldiğimizde, işte o zaman ‘badireyi’ atlatıp sınıfı geçtik demek.
Sabır ise bu sürecin önemli ‘mihenk’ taşı. Allah (c.c) buyuruyor; ‘Asıl iyi amel ve davranış; zorda, hastalık ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır’...
ÖLÜMÜ, HASTAYI, ENGELLİYİ HATIRLAMAK
Engelli kardeşlerimiz sabrın mükâfatına erecek de, bu süreçten üzerimize nasıl bir pay düşeceğini hiç düşünme (kendimize zahmet olarak görsek de!) ve fırsata çevirmemiz lazım.
Bunun için mutlaka aile veya çevremizde bir engelli vatandaşın olmasına da gerek yok. “Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü çokça hatırlayınız” buyuruyor Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.).
Yine buyuruyor Resulullah (s.a.v.); “Kim bir hastayı akşam vakti ziyaret ederse onunla mutlaka yetmiş bin melek çıkar ve sabaha kadar onun için istiğfarda bulunur, ona cennette bir bahçe hazırlanır. Kim de hastaya sabahleyin giderse, onunla birlikte yetmiş bin melek çıkar, akşam oluncaya kadar ona istiğfarda bulunur, ona cennette bir bahçe hazırlanır.”
İslam, esasında hasta, düşkün, engelliye yaklaşım bu kadar açık ve netken, ebedi hayata hazırlık safhası olan şu fani dünyada, onların dünyasında yer alıp ve hizmet etmek hepimizin yüklenmesi gereken önemli bir görev olsa gerek...
‘ENGELLİ KİM?’ BİR DAHA DÜŞÜNELİM...
Ailemiz veya yakınımızda engelli yoktu belki ama, spor bahane oldu ve dünyalarında yer alarak onları yakından tanıma fırsatı bulduk, elhamdülillah.
Ayrıntısıyla elliyi aşkın engel türünden, fırsat verilip imkân tanıdığında hemen hemen her spor dalını yapacak, aktivitelere katılabilecek ayrıcalığa sahipler.
İki kolu olmayan yüzücü, iki ayağı olmayan halterci, gözü görmeyen futbolcu, karateci, judocu mu, işitme kaybı olan hentbolcu dersiniz!
Demir Adam (Ironman) yarışlarında (22 km koşu, 2 km yüzme, 90 km bisiklet) normal bireylerle yarışıp, yine onlarla aynı kürsüde yer alırken, kimse onun (Muammer Can Demirci) engelli (otizmli) olduğunun bile farkında değildi!
Engeli bulunmayan insanların başaramadıklarını başarıp, ülkemizin yüz akı olan bu kardeşlerimizin nasıl farkına varamıyor isek, ‘Engelli kimlere denir?’ sorusunun karşılığını ararken, bu sorudan kendimize de pay çıkarmamız gerekiyor...
ENGELLİLERLE İLGİLİ KİTAPLAR...
Cehaletin kurbanı olmamak için, doğru bilgiyi doğru kaynaktan okuyup, öğrenmek gerek.
İşte o vakit, gerçeği görme ve yaşama adına önümüzdeki ‘engelleri’ aşma fırsatı elde ederiz.
Okuyacağımız en sağlam kaynak, bizleri yoktan var eden Cenab-ı Hakk’ın yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’dir.
Ayet ve yaratılmışların efendisi, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S:A.V) hayatının yer aldığı hadislere baktığımızda, engelliliğin biz insanlar için önemli bir ‘imtihan’, iyi değerlendirildiğinde ise sonucunun ‘mükâfat’ olacağı gerçeğini görmekteyiz.
‘Ayet ve Hadisler Işığında Engelliler’ kitabı Doç. Dr. İsmail Karagöz’ün kaleminden Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’ndan bizlere ulaşıyor.
Kitabın içeriğinde ‘Engellilerin manevi kazanımları ve engellilerle sosyal ilişkiler, İslam’ın engellilere tanıdığı ruhsat ve kolaylıklar’ başlıkları altındaki konularıyla zengin bir içeriğe sahip.
Sayın Mithat Eser’in kaleminden ‘Engelli Sahabeler’ ve Ahmet Bulut’un kaleme aldığı ve Nesil Yayınları’ndan çıkan her iki kitap zengin bir içeriğe sahip.
Bulut; "Altın cevherinin yüksek ateşte eritilip saf altının elde edilmesi gibi, her birimiz, kulluğumuzun ayarlarının belirlenmesi için imtihana tabi tutuluruz. Engelliler, en zor imtihana tutulmalarıyla Allah’ın özel kullarıdır. Allah (c.c), en çok sevdiği insanları en ağır imtihanlara tabii tutar. Tıpkı enbiya ve evliyalarda olduğu gibi..."
"Engelliler ve Sahabeler" kitabı ise “Her çağda ve her toplumda karşımıza çıkan ‘engelliler’ gerçeğine, Asr-ı Saadet’ten ışık tutuyor.”
Allah (c.c) bizlere faydalı ilim tahsis etmeyi ve amelimizde samimi olmayı nasip etsin inşallah. Amin...
:
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com