İnsanoğlunun her anı, kendisi ve toplum için imtihan olarak karşılık buluyor. Hayat sürecinin/terazinin hangi kefesinde sağlıklı/sağlıksız, günah/sevap, kazanan/kaybeden taraf olacağımızın hesabını yapma durumunda kalırız!
Kişiye göre değişkenlik gösteren özel durumlar, küçümsenmeyecek bir kesimi temsil etmekte. İşte o kesim arasında engelli olarak tanımlanan özel, ayrıcalıklı insanlar ayrı bir yer tutmakta…
Verilere baktığımızda, engellilik oranlarının yüzde 16’sının doğuştan, yüzde 84’ünün ise sonradan oluştuğu şeklinde değişkenlik göstermesi ve her 10 çocuktan birinin, özel eğitim alması gerektiği gerçeği dikkat çekici.
Rakamlardan çıkan sonuç; kişide sonradan meydana gelen fiziksel ve zihinsel değişimin, diğer bir deyişle insanların bir kısmını ‘engelli’ olarak tanımlayan ve hayat akışını etkileyen değişimler küçümsenmeyecek boyutta.
Hal böyle olunca da, ortaya çıkan tablo yer ve zaman ayırt etmeksizin "Herkes bir engelli adayıdır…" sözünü doğruluyor. Bu da demek oluyor ki, toplumun önemli bir kesimini oluşturan ve "engelli" diye adlandırılan “ayrıcalıklı” bireyler gibi, bizlerin de o kesimin bir parçası olabileceği gerçeğini hiç kimse görmemezlikten gelemez…
Engelli bireylerin hayatlarını rahat/kaliteli bir şekilde sürdürebilmesi ve toplumun ayrılmaz bir parçası olması için günlük gereksinimlerinin yerine getirilmesi önemli rol oynamakta.
Oynanan bu rolde, bakış açısı ve çevre faktörü etkili olmaktadır. Bunu başaracak birey, hayatını kaliteli şekilde sürdürmeye başlayacak. Hareket ve egzersiz, devamında ise spor.
Harekete geçen birey, öncelikle fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişim kazanımı elde etmekle kalmıyor, toplumla kaynaşarak, sosyal hayattan da kopmamış oluyor. Böylece “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!" sözünün en somut örneği gerçekleşmiş oluyor…
Toplumun en önemli "değer taşı" insanın, yaşadığı süreçte tüketici olmaktan çıkıp, yarar sağlayan bir sürece girebilmesi için, üretilecek ‘projeler’ önem taşımakta. Anadolu Ajansı’na haber olarak da yansıyan birkaç projeyi paylaştığımızda, iyi niyetle ‘Engelli bireyler için neler yapabiliriz?’ düşüncesinde olan vatandaşlara örnek olması açısından uygulamaya geçirilen bu projeler yarar sağlayacaktır;
“Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ‘Engelsiz Kocaeli Taksi’, tekerlekli sandalye kullanan bireyleri sağlık merkezlerine, eğitim ve resmi kurumlara ücretsiz götürüyor…”
"Diyarbakır, Surkent İşitme Engelliler Ortaokulunda oluşturulan 12 kişilik halk oyunları ekibinde yer alan öğrenciler, duymamalarına rağmen ritimlere ayak uydurarak yöresel oyunları öğreniyor…”
"Düzce’de iki lise öğrencisi, takıldığı gözlüğün yan bölümündeki led ekrana konuşmaları yansıtarak işitme engelli bireylere iletişim kolaylığı sağlayacak düzenek geliştirdi…”
Spor ile ilgili olarak geliştirilen projelerin içeriği, iyi niyetle doldurulduğunda (madalya, ödül gibi tek taraflı kazanma hırsı bir kenara konulduğunda) engelli-engelsiz tüm bireylerin, sağlık ve sosyalleşme gibi sayısız derecede artı değere sahip olunacağını bilmeyenimiz yoktur.
Sporun hangi branşı olursa olsun, isminin önünde ‘engelli’ olan o bireylerin gerçekleştiremeyeceği branş dalı bulunmamaktadır.
Yeter ki inanılsın, adım atılsın ve destek bulsun.
Normal spor branşlarında sadece iki organizasyon, sözün özünü ortaya koymaya yeter;
"Sakarya’da hafızlık eğitimi kampına katılan görme engelli öğrenciler, AK Parti Sakarya Milletvekili ve dünya şampiyonu eski milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu ile pistlere çıkmanın mutluluğunu yaşadı…”
Ve…
“Türkiye Beyazay Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Aşmak İçin Hareket’ Projesi kapsamında Düzce’de görme engelliler, engeli bulunmayan vatandaşlarla iki kişilik bisikletleri (tandem) kullanarak, hem sosyal yaşama dahil oldu hem de spor yaptı….”
Sadece bulunduğu döneme değil, hayatın her dönemi ve insanına örnek olacak, sürdürülebilir projeler.
Menfaate değil, insanlığa yarar sağlaması düşüncesiyle yaygınlaştırılması temenni ve duasıyla inşallah…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ahmetgulumseyen , @dikgazete