Bugün sizlerle sporla hayata tutunmakla kalmayıp, sportif başarılarla isimlerinden bahseden, özel gereksinimli (engelli) bireylerin örnek hayat hikâyelerine yolculuk yapmak istiyoruz.
Önemine dikkat çekmek için, konunun hassasiyetine bir soruyla cevap arayarak başlayalım yazımıza;
- Hareket ve egzersiz, yaygın ifadesiyle spor yapmamış olsaydınız, birer ‘engelli’ olarak şimdi nerede olurdunuz?
Bu sorunun cevabı, aynı zamanda, kendisine bir yardım eli, dahası imkân verilmesini bekleyen çok sayıda vatandaşın duygularının da bir nevi tercümesi olacaktır, sanırım…
YASAL ÇALIŞMAYLA ZORUNLU HALE GETİRİLMELİ…
Her defasında önemine vurgu yaptığımız gibi, olması gereken çalışmalar/uygulamalar, kişilerin bireysel tercihlerine/keyfiyetine bırakılmamalı.
Gerekli yasal çalışmalar gerçekleştirilerek, vatandaşların fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan önemli olan bu tür aktiviteler, zorunlu hale getirilmeli.
Örneğin bir belediyenin tekerlekli sandalye atletizm takımı var ise diğer belediyenin de görme engelli goalball, bir başka belediyenin görme engelliler futsal takımı olmalı.
Böylelikle daha çok özel gereksinimli (engelli) bireyin, spor (hareket ve egzersiz) yaparak, kaliteli hayat sürdürmesine imkân tanımış olacaksınız.
Bahanelerin arkasına sığınmamak için, bu bağlamda bir kardeşimizin yıllar öncesindeki hatırasını paylaşmak istiyorum.
Yurtdışından gelen bir heyet, “Sizin ülkenize bakıyorum da, engelli birey sayısı ne kadar az. Sokaklarda engelli kimseyi göremiyorum” demişti.
Oysa ki rakamlar hiç de öyle demiyordu.
Bu tablonun oluşmasındaki en önemli neden, engelli/eziklik içgüdüsüyle ailelerin çocuklarını dışarı, toplum içerisine çıkarmamalarından kaynaklanıyordu.
Devletin/hükümetin çalışması/desteği neticesinde o karamsar tablo geride kaldı, şimdi öyle değil elhamdülillah.
Elbette, yeterli değil!
Bu bağlamda, atılım başlatan merkezi ve yerel yönetimlerin, belediyelerin yeni haberlerini bekliyoruz, inşallah.
Özel sektöre de gerek sponsorluk, gerekse bizzat sürecin içerisinde yer almaları hususunda önemli görevler düşmekte.
Siz imkân tanıyın, bakın nelere şahit olacaksınız.
Bu demek oluyor ki daha içerikli/yenilikçi çalışmalar neden yapılmasın!
İşte o görev hepimize düşüyor.
Sporcularınız çalışıp başaracak, sizler gurur duyacak, bizler ise ekibinizi alkışlayacağız.
Söylenenler duygusallıkla sınırlı kalmayıp, bu bağlamda atılım ve yatırımları bekliyoruz.
İşte o görevi üstlenen ve bugün hayatları değişen, haber ajanslarında yer alan ders niteliğinde, onlarca gerçek başarı öyküsünden sadece ikisi…
GÖZLERİNİN GÖRMEMESİ ŞAMPİYONLUĞUNA ENGEL OLMADI…
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü sporcusu Zeynep Çelik, Tokyo Paralimpik Oyunları'na hazırlanıyor.
Paralimpik Judoda 3 yıl önce Dünya Şampiyonu olan görme engelli mili judocu Zeynep Çelik, Tokyo’da bir ilki başarmak istiyor.
Samsun Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'nde kamp yapan Milli judocu, merkezde salgın kurallarına uyarak hazırlık süreci ve başarı hikâyesi ve hedeflerini şöyle açıklıyor;
“Aslen Ağrı Patnoslu, 15 çocuklu bir ailenin kızıyım. Yedi yıl önce gözlerimden ameliyat oldum. Yine aynı tarihte, Lisede öğrenciyken Judo branşına başladım. Geçen sürede Avrupa ve Dünya Şampiyonu oldum. 2018 yılındaki Şampiyonluğumu, Eylül ayında yapılacak olan Tokyo Paralimpik Oyunlarında Şampiyon olarak, bir ilki daha başarmak istiyorum…”
HAVUZDA BİRBİRLERİNE EL VE AYAK OLDULAR…
Siirt'te yüzme kursunda tanışan bedensel engelli iki genç, birbirlerine verdikleri destekle hayata sımsıkı bağlanıyor.
Doğuştan iki bacağı olmayan 18 yaşındaki Şan Erten ve elektrik akımına kapılan arkadaşını kurtarmak isterken elektrik çarpması sonucu 11 yaşında kolları ile bacaklarını kaybeden 30 yaşındaki Hacı Çağlar'ın hayatı, 3 yıl önce Siirt Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde açılan yüzme kursunda kesişti.
Çağlar ve Erten, yüzme antrenörü ve Siirt Bedensel ve İşitme Engelliler Spor Kulübü Derneği Başkanı Halil Taş'ın tavsiyesi üzerine başladıkları yüzmede, hem milli takım seçmeleri için kulaç atıyor hem de fedakârlıklarıyla çevrelerine örnek oluyor.
Protez bacak sayesinde yürüyebilen Çağlar, tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan arkadaşı Erten'e ihtiyaç duyduğu anda destek olurken, Erten de soyunma odasında, Çağlar'ın protez bacaklarını çıkarıyor, bonesini ve gözlüğünü takıyor.
Çağlar ile bundan sonra da birlikte hareket edeceğini dile getiren Erten, şunları söyledi;
“Bugüne kadar bütün engelleri beraber aştık ve bundan sonra devam edeceğiz. İkimizin de büyük hedefleri var. Milli takıma birlikte seçilmek istiyoruz. İnşallah bu şekilde Avrupa ve Dünya şampiyonalarına gitmek nasip olur. Bunun için de elimizden geldiğinde çalışıyoruz.
Bazı engelli arkadaşlarımız eve kapanırken biz buraya gelip şampiyonalara hazırlanıyoruz.”
Erten ile tanışmaktan son derece memnun olduğunu vurgulayan Çağlar, ise “Şan ile yakın arkadaşız. O, benim protez bacaklarımı çıkarıyor, ben ona tekerlekli sandalye sürerken yardım ediyorum. Bütün engelleri birlikte aşıyoruz…” dedi.
Yüzme antrenörü ve dernek başkanı Halil Taş da dernek bünyesindeki 33 sporcuyla çalışmalarını sürdürdüklerini, engellilerin hedefleri önünde hiçbir şeyi engel olarak görmemesi gerektiğini söyledi…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com