Her ne olduysa “Arap Baharı” sonrasında oldu.
Sosyal medyada etkin olan muhalifler bir araya gelerek birçok ülkede hükümeti devirmeyi başardılar.
Sonrasında ne kadar arzularına ulaşabildikleri ise tam bir muamma.
Organize olup hükümeti devirdikten sonra yaşanan kısa süreli sevinç, belirsizliğe, otorite boşluğuna, iç savaşa evrildi çoğu zaman.
Yine de birçok ülkede muhalifler, bu tatlı heyecandan vazgeçmiş değiller.
Ülkemizde bulunabilen her fırsatta bu operasyon deneniyor. Cumhur İttifakı’nı devirmek isteyen muhalifler hiçbir fırsatı es geçmiyorlar.
“Hükümet devrilir mi acaba” umuduyla “Sosyal Medya”sından yangına körükle gidenler bile oldu.
Ülkemiz son derece üzücü orman yangınlarıyla mücadele ediyor. 200’den fazla orman yangını normal kabul edilebilecek bir veri de değil.
Bunun artı - eksi birçok yönden ilgilileri tarafından analiz edilmesi lazım.
Orman Genel Müdürlüğü’nün çok iyi planlama yapacağına ve bu plana göre yeniden ağaçlandırma ile ormanlarımızı yeniden canlandıracağına inanıyorum. Devletimiz güçlüdür.
Musibet olmasa daha iyi lakin yine de dersler çıkartmamızda fayda var.
Devlet, orman yangınlarıyla canla başla uğraşırken hükümeti sıkıştırıcı söylemler belki de sadece ülkemizde oluyordur.
Böyle zamanlarda herkes her şeyi çok iyi biliyor.
Ormanlarımız yanarken mülteci akını da durmadı.
Kamyon kamyon kaçak göçmen transferini başarıyla gerçekleştirdik!
Gelen her kamyon, muhalefete çalıştı adeta. Hükümeti alaşağı etmek isteyenlere gün doğdu.
Bolu Belediye Başkanı da rüzgârı arkasından hissedince yelkenleri açtı, insan hak ve hukukunu sümen altı ederek verdi veriştirdi.
Muhalif rüzgâr o kadar güçlü eser de reisi cumhur aday adaylarına övgüler olmaz mı?
Neyse ki, CHP Genel Başkanı “meydan o kadar da boş değil” mesajını tam zamanında verdi.
Kimse pastadan pay kaptırmak istemiyor haliyle, herkes kendi derdinde. Rant kapma peşinde.
Sosyal medya ile hükümet devirmesine devirecekler de, bir reisi cumhur adayı bulabilseler keşke.
Belki Bolu Belediye Başkanını reisi cumhur yaparlar, tam da onların istediği gibi biri.
Mültecileri sınır dışı ederken belki onların istemediği kişileri de araya karıştırıverir. Zaten sosyal medyadan, herkesi bir yere gönderme eğilimi var.
Örneğin, “Arap hayranları” da mültecilerle birlikte sınır dışı edilebilir! Fırsat bu fırsat.
Türkiye Cumhuriyeti, “Arap Baharı”nda hükümetleri değiştirilen ülkeler gibi değil. Sosyal medya ile hükümeti yıkılmaz.
Hükümete muhalif olanlar iyi bir platform oluşturarak akla, mantığa, insanlığa uygun projeler üretirler ve iyi bir lider adayı ile çalışmalarını kamuoyuna açıklarlar.
Böylece kırgın oldukları hükümeti sandıkta devirme imkânları olur.
Yoksa lafla peynir gemisi yürümüyor.
Eleştiri ve hakaretlerin seçmende hiçbir karşılığı olmuyor.
Seçmen ne kadar kızgın ve kırgın olursa olsun, sosyal medya kahramanlarına inanıp, başka bir partiye öyle kolayca oy da vermiyor.
Bir de sebebi ne olursa olsun, doğal afetlerde hükümete sataşmak çok sığ bir davranış oluyor ve seçmen, bu sığ davranışı da unutmuyor.
Yine de isteyen, sosyal medyadan hükümeti devirmeye çalışabilir. Sonuçta herkes özgürdür.
.
Muhammed Işık, dikGAZETE.com