?>

Soğan ekmek yeriz ama hürriyetimizden asla vazgeçmeyiz!

Emin Batur

3 yıl önce

- Bugünlerde ekonomik yönden sıkıntı çekiyor muyuz?

- Evet!

- Yirmi yıl önce ekonomik yönden iyi miydik?

- Ne iyisi! Daha kötüydük. Üstelik çoluk çocuğumuzla İmam Hatip okulları önünde, üniversitelerde perişan oluyor, öz yurdumuzda garip, öz yurdumuzda parya muamelesi görüyorduk.

Yani…

Hem ekonomimiz batmış hem de hürriyetimizden olmuştuk…

- Kırk yıl önce durum nasıldı?

- Daha kötü. Askeri darbe olmuş, cuntanın elinden canımızı kurtarmakla meşgul idik. Ekonomiyi düşünecek halimiz mi vardı?

- Neden?

- E kolay mı? Kıbrıs Barış Harekâtı olmuş, kısa ömürlü koalisyon hükumetleri ülkede bir türlü ekonomik istikrarı sağlayamamış, anarşi ve terörün kol gezdiği bir zamanda 12 Eylül darbesi olmuştu. Kıbrıs çıkarması ve askeri darbenin bize hiç etkisi olmayacak mıydı? 

- Ya 60 yıl önce?

- Yine askeri bir cunta darbe yapmış, başbakan idam edilmiş, darbeciler kendilerine çanak tutan CHP’ye iktidarı teslim etmiş, o da yetmemiş gibi 61 Anayasası ile ihdas ettikleri Anayasal Kurumlar vasıtasıyla CHP’yi ilelebet iktidar yapmışlardı. İnsanların sokakta korkuyla gezdiği bir ortamda, geçim sıkıntısından bahsetmek mümkün mü?

- Peki, 80 yıl önce ekonomi nasıldı?

- Ne ekonomisi? İnsanların süpürge tohumu yedikleri, ekmek kuyruklarında perişan oldukları bir dönemde ekonomik sıkıntının lafı mı olur?

O yıllarda insanlar;

Demiryolu vergisini nasıl denkleştireceğini, beslediği hayvanın vergisini kaçırmak için jandarma dipçiğinden nasıl kurtulacağını hesap ediyordu. 

Başında şapka ama ayağına giyecek çarık bulunmadığı yıllardır o yıllar.

Bütün bunlara rağmen…

İnsanlar o yıllarda ekonomiden değil, camilerin ilanla haraç mezat satılmasından, ezanın susturulmasından, Kur’an Kurslarının kapalı olmasından dolayı şikâyetçiydi.

EKONOMİ Mİ HÜRRİYET Mİ?

- Tamam! Geçmiş geçmişte kaldı. Bugüne gelelim!

- Gelelim!

- AK Parti yerine başka bir hükumet gelirse ekonomi düzelecek diyenler var.

- Hangi hükumet?

- Millet ittifakı! Yani Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu, CHP+İyi Parti ve diğer küçük partilerin içinde olduğu, HDP’nin dışarıdan desteklediği hükumet kurulursa her derdimize deva (ilaç) olacak.

- Ben öyle düşünmüyorum!..

Böyle yamalı bohça bir hükumet hem ekonomiyi daha berbat edecek, Türkiye’yi IMF’ye el avuç açar hale getirecek hem de şu anda sahip olduğumuz hürriyetlerimiz tehlikeye girecek.

- Neden?

- Dört sebepten dolayı ekonomiyi düzeltemez, daha berbat hale getirir.

Birincisi…

Tüm dünya, pandemiden dolayı kan ağlarken ülkemizin etkilenmemesi mümkün değil. Bu isterse AK Parti iktidarı, isterse başka parti olsun fark etmez.

İkincisi…

2018 Ağustos ayında doların suni olarak yükseltilmesi neticesinde yapılan ekonomik saldırının yaraları hala sarılmış değil

Ama istikrarlı bir hükumet olduğu…

Ve…

Her kafadan bir ses çıkmadığı için Cumhurbaşkanımızın süreci dirayetli bir şekilde yönetmesiyle, işin içinden az zararla çıkmayı başardık.

Aynı şey Millet İttifakının iktidarında olsa, İyi Parti ile HDP’nin uyum içinde olamayacağı aşikardır.

CHP’nin çare olarak ülkeyi IMF’ye teslim etmesiyle ekonominin ne hale geleceğini düşünmek bile istemiyorum.

Üçüncüsü…

15 Temmuz kalkışmasının ülkemize getirdiği ekonomik yük Kıbrıs harekâtından az değildir.

Üstelik bu kalkışma sonrası FETÖ elemanları, ülkeden önemli miktarda para kaçırdı. Onun açtığı yara da hala kapanmış değil.

Ayrıca ordumuz;

Haklarımızı korumak için aynen 1974 Kıbrıs’ta olduğu gibi Suriye ve Irak’a askeri harekât yaptı.

Ve yapmaya devam ediyor.

Libya’nın müstevlilerin (emperyalistlerin) eline geçmemesi için önemli görevlerde bulunmuş, Karabağ’ın Ermeni istilasından kurtarılmasında, Azerbaycan ordusuyla omuz omuza mücadele etmiştir.

Bu kadar çok askeri harekâtın ekonomimizi etkilemeyeceğini mi sanıyorsun?

Dördüncüsü…

CHP ve İyi Parti iktidara geldiklerinde Katar’a mesafeli duracaklarını defalarca dile getirmişlerdir.

Böyle bir siyaset Arap sermayesini kaçıracağı için bunun da ekonomimize zararı olacaktır. 

Çünkü “Araplar” derken sadece Katar’ı düşünmemek lazım…

Suriyelilere sahip çıktığımız için Arap devletlerinin vatandaşları, ülkemize minnet duyuyor ve her seferinde Türkiye’ye yatırım yapmak için fırsat kollamaktadırlar.

Beşincisi…

Daha şimdiden “Kanal İstanbul’a kredi veren, iş yapan yabancı yatırımcıların parasını ödemeyeceğiz..” diyen bir siyasi partinin iktidarında kimse cesaret edip bu ülkeye yatırım yapmaya gelmez.

- Yani?

- Yani gelen hükumetin, ekonomiyi berbat edeceği gibi hürriyetimizi elimizden almaya çalışacakları, konuşurken salladıkları parmaklarından belli. Amerika’ya Avrupa’ya karşı gayet munis bir dil kullanırken, iç politikada adeta kartal kesiliyor, bize parmak sallıyorlar. 

- Ne yapabilir ki?

- Mütedeyyin insanlara baskı yapıp işten çıkarma, Başörtü meselesini yeniden gündeme alma gibi… Mesela şöyle diyeceklerdir;

Tamam anladık, başörtü ile üniversiteye girin ama başörtülü asker polis kaymakam olur mu?” gibi mevzularla meşgul olacağız.

Bu arada, Suriyelileri ülkesine gönderirken yaşanacak kaos vesaireyi de buna eklersek (çünkü şu anda Suriye’de savaş devam ediyor…

Ve…

Beşşar Esad hala meskun yerleri bombalamaya devam ediyor. Evi barkı yıkılmış bir aile çoluk çocuğunu alıp bombaların altında yaşamaya gitmek istemeyecektir. Bu da büyük bir kaosa sebep olacak. Batılılar bu defa sureti haktan görünerek “zavallı insanları bombaların altına nasıl gönderirsiniz?” diyerek Türkiye’ye baskı yapacak vs.

Yani (Allah muhafaza) bir Kılıçdaroğlu iktidarında dışarıdaki düşmanla değil birbirimizle uğraşacağız.

Böylece…

Hem ekonomik yönden daha fazla zarar görecek hem de AK Parti döneminde elde ettiğimiz hürriyetlerimizi kaybetmiş olacağız.  

Allah, ülkemizi böyle bir maceradan korusun…

Allah, cemi cümlemize feraset versin.

Bizi şükreden kullarından eylesin.

Amin…

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI