?>

Sezon rekoru 377 kez Abdülcanbaz

Ulvi Alacakaptan

5 yıl önce

Dostlar’ın 4. Sezonu; yine yeni yeniden salon aranıyor.

"Harbiye... Yapı Endüstri Merkezi... Küçük Sahne... Dormen" derken yine sokaktayız.

Oyun da hem belli hem değil; Gassaray’dan Engin, Fransa’dan yeni dönmüş, o zamanların en meşhur oyunu 1789'a nazire (Güneş Tiyatrosu’nun çıkış oyunu Ariene Minnochkine’nin) “1923" diye bir oyun yazmış; doğru yazayım diye "Google Amca"ya başvurdum.

Tıpkı “Shakespeare" gibi.

Ancak bunu iyi bellemişim.

Beni de asistanı yapmış Ceco.

Sonra dümen, Turhan Selçuk ve Abdülcanbaz’a kırıldı.

Engin de çok koşturulmuş Teselli mükafatı.

Bu ünlü çizgi romanın Kurtuluş Savaşında geçen bir macerası olacak.

Ancak tiyatromuzun İsmet Paşa’sı kafasında kuyrukları birbirine değmeyen kırk tilki dolaşan Ceco, T. Selçuk’un çizgisini tartışılmaz ancak espirisini, biraz tiyatroya uzak buluyor.

Zor-mor anlaşıldı.

Selçuk, yazar telifi yüzde 10'un 6'sına razı oldu.

Kalan yüzde 4, dört yazar arasında paylaşılacak.

4'ün 1'i olarak Ceco, M. Akan, M. Koper ve Engin. Onun soyadı sonunda bir sürprizle çıkacak.

Mehmet Akan’ın evinde toplanılıyor; yazımlar, sahneler çarpıştırılıyor.

Engin, ustaları arasında ne yapsın piposunu çekiştirip duruyor.

Ben bir kaç karakter oynayacağım.

Bir Prodüksiyon tiyatrosu.

Zihni Küçümen hatta Ahmet Mekin bile var Abdülcanbaz rolünde, ancak esamesi okunmuyor.

Çok solcuyuz ya! “Savaşım" tek bir kişiye bağlanmayacak, hatta takımı ondan daha renkli. 

CEco ile Zihni Hoca, Kavuklu Pişekar oynuyorlar.

Ceco, başrol gibi ancak yönetmen olduğundan provalarda onu ben, ramplase ediyoum; Türkçesi onun yerine oynuyorum; ancak daha çaylakım.

Zihni hoca da duayen o zamanlar, -bu ünvan sadece kıdemli diplomatlar için kullanılıyor- devamlı beni aşağılıyor. Provalar, "Clup 12”de, “Devekuşu"nun ilk mekanında.

Bir ara "LCC"ye de gittik.

Zihni Hoca sonunda patladı:

-Yahu Ceco, gel de rolünü oyna bu çocuk beceremiyor.

Ben mahvoldum; 22 yaşında bir yumurtayım çiğ!

Ama durun burası Tiyatro!

PRova sonrası Ceco ile beraber çıkıyoruz.

Yönetmen sıkıntılı; rahmetli Aykut Oray çok önemli bir rolde.

Abdülcanbaz’ın kadim düşmanı Gözlüklü Sami.

"-Ya hu Aykut çok iyi oyuncudur. Çok mu ara verdi tiyatroya ne, bir türlü çıkaramadı rolü" diye söyleniyo

Ceco, Aykut’a ne diyip nasıl gönlünü aldıysa -e yapacak tabii- koskoca Psikoloji mezunu Aykut’u yolladı.

Ceco, kendi bir göbek takıp, "Gözlüklü Sami" rolüne geçti.

"Fettah" rolü de bana kaldı mı!..

Zihni Hoca çıldırdı.

Haydi Ceco neyse; bir yeni yetmeye açmaz vermek, çanak tutmak dayanılacak şey değil!

Oyunlar başladı…

Bizde, yönetmen asistanı, temsiller başlayınca nöbetçi yönetmen olur.

Prova ve oyun raporlarını tutar.

Zihni Hoca devamlı söyleniyor bir gün:

-Bak Evladım, yanlış tonluyorsun o repliği şöyle söylersen daha çok reaksiyon alırsın. Ben hınzır bir saygı içinde:

-Hocam bu bir prodüksyon tiyatrosu. Hepimiz çeşitli yerlerden ekollerden okullardan geldik. Provalar sırasında araştırdık yönetmenle tartıştık rollerimizi çıkarttık; ancak şimdi oyun başladı… Eğer oyun hakkında bir öneri ve veya bir eleştiriniz varsa bana söyleyin, ben yönetmene ileteyim. Yoksa herkes kendi işine baksın!

(Sürecek hem de çok)

.

Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI