3 Aralık 2021 Cuma günü vefat eden eski bakanlardan Güldal Akşit'in, coronadan dolayı tedaviye alındığını entübe olduğunu, vefatından 3-4 gün önce, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, SHÇEK kökenli kurumsal hafızası, bakanlığın tecrübeli bürokratlarından Avni Özkaya'dan duymuştum.
Hatta sohbetimizde merhume Güldal Akşit ile anılarından söz etmişti. Satır aralarında çizdiği Güldal Akşit portresi, televizyon ekranlarına yansıyan politik imajından daha farklıydı.
Koltuğuna yapışık bir siyasi figürü değil daha anaç, daha paylaşımcı, bilgiye, tecrübeye, emeğe değer veren, hukukçu olması nedeni ile bir partizan gibi değil hukuki kriterlere göre tasarrufta bulunan objektif ve duygusal bir insanı tanımlıyordu.
Avni Özkaya, Bakanlığı döneminde birlikte çalıştıkları Güldal Akşit'in yetişmesinde babası, Özal döneminin önemli devlet adamlarından Galip Demirel’in tecrübe ve manevi etkisinin büyük olduğunu söylemişti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın temelini oluşturan sürece büyük katkı sunan bu tarihi şahsiyetin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Bu nedenle kısa bir yaşam öyküsünü yazmak istedim. Okuyunca hak vereceğinizi ve hayırla yad edeceğinizi umuyorum.
Güldal Akşit'in babası Galip Demirel…
Güldal Akşit'in ailesi saraylı değil ama Anadolulu. “Bu vatan bizim” diyenlerden. Kendisinden 6 yıl önce vefat eden babası Galip Demirel; 1931'de Malatya Battalgazi yakınlarında bir köy olan Orduzu’da rençberlik yapan Mecit ve Hatice çiftinin çocuğu olarak doğmuştu.
25 Ağustos 2015 tarihinde tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesinde, solunum yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.
ANAP ile başladığı siyasi kariyerini, AK Parti ile sürdürdü. AK Parti Genel Başkan danışmanı ve eski bakan Güldal Akşit'in babası Galip Demirel hayatını kaybettiğinde, cenaze törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu da katılmış basında “Devletin zirvesini buluşturan cenaze” başlıkları atılmıştı.
Galip Demirel kimdi?
Galip Demirel'i yakından tanıyan Malatyalı hemşehrilerine göre Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gözdesiydi. Şehit Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ile akrabalığı vardı. Eski bakanlardan Yusuf Bozkurt Özal'ın sır arkadaşı, Anavatan'ın Genel Başkan Yardımcısı, Malatya Milletvekiliydi.
Kaymakamlık, Valilik yapmıştı. İçişleri Bakanlığı’nın efsane Müsteşarıydı. Türk Devletinin çeşitli kademelerinde, birçok ilde bulunmuştu. Dünyayı biliyordu. AK Parti'nin kurulmasında başroldeydi. AK Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a o süreçte evini açmıştı. 2 Dönem Bakanlık yapan Güldal Akşit ile vefat ettiği tarihte Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı olan Serdar Demirel'in babasıydı.
İlk, orta ve lise öğrenimini Malatya'da tamamlayan Galip Demirel, 1958'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Malatya maiyet memurluğuyla çalışma hayatına başlayan Demirel, farklı yerlerdeki kaymakamlık görevlerinin ardından, Şanlıurfa ve Zonguldak'ta valilik yaptı.
İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürüten Demirel, 1987'de ANAP listesinden Malatya milletvekili seçildi. Demirel, TBMM İçişleri Komisyon Başkanlığı ve Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu.
Valiliği zamanında, İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı zamanında gurur ve kibirden uzak tavrı, iyi diyaloğu, yardımseverliği ve eşgüdümü ile Bakanlık bürokrasisinde olduğu gibi taşrada görev yapan Vali ve Kaymakamların gönlünde taht kurmuştu.
Devlet yönetimindeki tecrübesi ve yetkinliği ile dikkatleri çekti. Malatyalıların her zaman sevdiği, saydığı, takdir ettiği ve gurur duyduğu insan olma vasfını kazandı ve bu güzel vasıfları hiç yitirmedi.
Bürokraside ve siyasette önemli hizmetlerde bulunan bir gönül insanıydı. Galip Demirel, aynı zamanda ahde vefa duygusunu yaşantısıyla ortaya koymuş, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın düşüncesine, fikirlerine ve hatırasına sahip çıkmış, ilerleyen yaşına rağmen doğduğu topraklar ile irtibatını kesmemiş ender siyasetçilerdendi.
Tanıyanların ifadesine göre, kızı merhume Güldal Akşit de, babasının sergilediği vefa duygusunu her fırsatta birlikte yola çıktıkları Recep Tayyip Erdoğan'a göstermiş, ölümüne kadar siyasi çizgisinden sapması bir yana partisinin kendisine verdiği her göreve koşturmuştu.
Şehit Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Güldal Akşit'in akrabası…
-Galip Demirel ile eşi Sevim Demirel, Eşref Bitlis ile eşi Şükran Bitlis-
Hem Galip Demirel hem de Eşref Bitlis Malatyalı. Bir diğer bağlantıları da akraba olmaları. 17 Şubat 1993 tarihinde bindiği uçağın meçhul bir şekilde düşmesi sonucu şehit olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ile Galip Demirel'in eşi, Güldal Akşit'in annesi Sevim Demirel, amca çocukları.
Bu akrabalıktan dolayı Eşref Bitlis, kendisinden bir yaş büyük Galip Demirel’e enişte diyordu. Eşref Bitlis ile Sevim Demirel'in ailesinin, Çarlık Rus ordusu 1. Dünya Savaşı’nda Bitlis'i işgal edince, Rus ordusu ile işbirliği yapan Ermeni çetelerinin zulmünden Malatya’ya göç ettikleri anlatılıyor. Bir diğer akraba da Polisan Holding AŞ sahibi Necmettin Bitlis.
Güldal Akşit'in mesleki ve siyasi kariyeri…
Güldal AKŞİT, 1960’ta Malatya’da doğdu. İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimine babasının görevi (Mülkî Amir) sebebiyle çeşitli illerde devam etti ve son olarak Şanlıurfa Lisesi’ni birincilikle bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Avukatlık stajını Zonguldak Barosunda yaptı. O tarihte babası Galip Demirel, Zonguldak Valisi idi.
Staj sonrası Serbest Avukat olarak çalışma hayatına başlayan Güldal Akşit, annesi Sevim Demirel’in amcasının oğlu Necmettin Bitlis’in sahibi olduğu Polisan Holding AŞ'de Başhukuk Müşavirliği görevini yürüttü.
Malatya Eğitim Vakfı Mütevelli Heyet ve Malatya Platformu üyeliklerinde bulundu. Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesi oldu. Akşit, 14 Ağustos 2001'de kurulan AK Parti’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.
22. ve 23. Dönem İstanbul Milletvekili olan Akşit, 58. hükümette Turizm Bakanı, 59. hükümette önce Turizm Bakanı, sonra Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptı. Akşit, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanvekilliğinin yanı sıra 12 Haziran 2011 tarihine kadar kurucu başkan olarak TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığı görevini yürüttü.
AK Parti Genel Merkez Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcılığı görevini 2006'dan itibaren yürüten Güldal Akşit, 8 Temmuz 2011- 14 Ekim 2014 tarihleri arasında AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı görevinde bulundu.
Hukukçu kimliği ve siyasi misyonu nedeni ile Türkiye’de Kadın Hakları ile ilgili yapılan yasal düzenlemelerde ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda farkındalık yaratılması açısından önemli katkılar sunmuş, ayrıca STK’larla Devlet arasındaki ilişkilerin gelişimine ve güçlendirilmesine destek olmuştur.
Güldal Hanım, 12. Dönem Malatya Milletvekili Hüseyin Avni Akşit’in oğlu, 1958 Malatya doğumlu, Elektrik Mühendisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Baş Müşaviri, Malatya Eğitim Vakfı Ankara Başkanı Mehmet Haluk Akşit ile evliydi.
Vefatından önce AK Parti Genel Başkan Danışmanlığı ve Siyasi Erdem ve Etik Kurulu Üyesi olarak siyasi çalışmalarına devam ediyordu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na giden yolda Güldal Akşit'in katkıları…
Devlet Bakanlığı döneminde kendisine bağlı olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu / SHÇEK ve Özürlüler İdaresi bünyesinde bazı reformlar gerçekleştirdi. Özellikle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun merkez ve taşra teşkilatlarını yeniden yapılandırdı.
Bakanlığı döneminde tecrübe ve bilgiyi önceleyerek, onların politik tercihlerini göz önünde bulundurmadan, alanında uzman personel ile çalıştı.
Çalışkan ve dürüst personelin vekalet süresini uzatmadan asaleten ataması ile tanındı. Belki vekaleti sevmiyordu ama vefadan da ödün vermiyordu. Nitekim bugün dahi çevresindeki herkese yardımcı olması ile hatırlanıyor.
19 - 21 NİSAN 2004 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen I. Sosyal Hizmetler Şûrası…
-Şûranın Genel Sekreteri Avni Özkaya, sol başta, elinde dosya olan, kırmızı kravatlı-
Türkiye'de ilk kez Sosyal Hizmetler Şûrası’nın düzenlenmesini sağlamıştı. Sosyal Hizmetler uzmanları, ilk kez Güldal Akşit sayesinde sorunlarını tartıştılar ve özlük haklarında düzenlemeleri gündeme getirdiler.
Devlet Bakanı Güldal Akşit'in I. Sosyal Hizmetler Şûrasındaki konuşmasından kesitler…
"...Ölüm haktır ve bunun ne zaman olacağını ancak yüce yaratıcı bilir. Çoğunuzun çocuğu var, mutlu bir aile yaşantınız var, Allah kimseye göstermesin ve dilemiyorum ki, ancak öldüğünüzü ve çocuklarınızın kimsesiz kaldığını bir an düşünün. Onlara kim, hangi şartlarla bakacaktır?
Yine Allah kimseye göstermesin, bakamayacağınız derecede özürlü bir çocuğunuz olduğunu düşünün, ne gibi bir çaresizlik içinde kalacaksınız? Yıllarca çalıştınız, emekli oldunuz, yaşınız ilerledi, kendi ihtiyaçlarınızı kendiniz gideremeyecek hâle geldiniz. Çocuklarınız yok veya var da ilgilenmiyorlar. Ne yaparsınız?
Yakınımızda, çevremizde tanıdığınız bir kadın sürekli eşinden dayak yiyor, yaşamı çekilmez hâle gelmiş, boşansa da ortada kalacak, siz yanınıza alamıyorsunuz, alamazsınız. Yok mu kadına sahip çıkacak bir merci demez misiniz?
Büyükşehirlerde uygunsuz ortamlarda yaşayan diğer insanlara zarar veren, uyuşturucu kullanan, kapkaççılık yapan sokak çocuklarını görüyor veya medyadan takip ediyorsunuz. Bu çocukların sonu ne olacak, bunların anne babaları yok mu, devlet niçin tedbir almıyor demez misiniz?
...Değerli konuklar, konuşmamın sonunda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme çalışanlarının iki önemli sorunu ile ilgili çalışmalarımızdan da kısaca bahsetmek istiyorum. Bunlardan birincisi, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu personeli arasında halen geçerli olan sözleşmeli ve sözleşmesiz personel arasındaki ciddî haksızlıktır.
Sözleşmeli olanlar sözleşmeli olmayanlardan yaklaşık 2-3 misli daha fazla maaş almaktadırlar. Bu haksızlığın giderilmesi için hazırladığımız kanun tasarısını bakanlıkların görüşüne açtık. Personel motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen bu uygulamaya son vererek, Bütçeye de fazla yük getirmeyen yeni bir ek ödeme getirmeyi tasarlıyoruz.
Ayrıca, nöbet ücretlerini de bu tasarı ile yeniden düzenliyoruz. İkinci konu ise, Başbakanlığa bağlı olan kuruluşların aldığı fazla çalışma ücretinin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu çalışanları için dondurulmuş olmasıdır.
Bakanlığıma bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığı normalde fazla mesai ücreti almakta, ancak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu çalışanları alamamaktadır. Bu problemin çözümü için de gerekli çalışmalar sürdürülmektedir. Sosyal hizmet çalışanları her iki konuda da uzun yıllardır çözüm beklemektedirler. Bu iki konuyu yakın tarihte çözeceğimizi umuyorum…"
Çözülüp çözülmediğini kim bilir, tabii ki çalışanlar?
1.7.2005'te Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “5378 Sayılı 'Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un hazırlanmasında büyük emeği geçmişti.
Yasal düzenlemeler sonrasında evde bakım ücretleri ödenmeye başlamış ayrıca özel bakım merkezlerinin önü açılmıştı.
İsterseniz, o süreçte olup biteni, o günlerin yakın tanığı, Güldal Akşit’in güvendiği, inandığı bürokratlarından, halen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda görevini sürdüren Avni Özkaya'nın kaleminden okuyalım:
"- Bakanımız Güldal Akşit hanımefendi ile hatıramızı paylaşmak istiyorum.
“Hazreti Mevlana gibi”
Bakanımız Güldal Akşit hanımefendinin talimatları ve himayeleri ile 2004 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel9 Müdürlüğü bünyesinde 1. Sosyal Hizmetler Şûrasını gerçekleştirdik. Şûranın genel sekreteri olarak görevlendirilmiştim. Sosyal hizmetlerin yeniden yapılandırılması hususunu ana tema olarak belirledik.
Bu hususta bilgisi, tecrübesi ve fikri olabilecek kişilerin davet edilmesine ihtiyaç duymakla birlikte bu konuda davet edilebilecek birçok kişinin o günkü iktidar ile fikri ayrılıklarının olduğunu da görmekteydim. Belirlediğimiz bazı isimlere Bakanımızın olumsuz tepkisi olabileceğini düşünmekle birlikte şûralarda asıl önemli olanın farklı fikirlerin tartışılması olduğuna inandığımızdan dolayı ulaşabildiğimiz en etkili ve yetkili isimleri belirledik ve biraz çekinerek de olsa Bakanımız Güldal Akşit hanımefendiye bildirdik.
Ancak Bakanımız Güldal Akşit hanımefendi kendisinden veya temsil ettiği siyasi düşünceden farkı düşünceleri olan ve muhalif söylemleri olabilecek kişilere de hoşgörü gösterdi ve hiç kimseye itirazı olmadı.
Bu yaklaşım, Şûramızda “sosyal hizmetlerin yeniden yapılandırılması” konusunun serbestçe tartışılmasını ve kıymetli önerilerin sonuç bildirgesine yansıtılmasını sağlamıştı.
Bu hatırımız vesilesiyle insanları ve kimsesizleri hazreti Mevlana gibi kucaklayan Bakanımız Güldal Akşit hanımefendiye Allahtan rahmet, eşine ve tüm sevenlerine sabırlar diliyorum. 11.12. 21 Avni ÖZKAYA"
Ölümünün ardından kim ne dedi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sözlerimin hemen başında, vefat eden partimizin kurucularından milletvekili Bakan, Genel Başkan Yardımcım, Kadın Kolları Başkanı olarak uzun yıllar birlikte çalıştığımız Güldal Akşit hanımefendiye Allah'tan rahmet ailesine başsağlığı diliyorum.
Bakanlığı döneminde engelli kardeşlerimize de pek çok önemli hizmetler yapmıştı.Çok farklı dönemden geçiyoruz. Camiamıza başsağlığı diliyorum. Mukadder ömür son buluyor. Son bulmasıyla hepimizin varacağı yer malum orası. Rabbimden temennimiz odur ki bizleri de cennetiyle cemaliyle onurlandırsın. Tüm ailesine eşim, camiamız adına başsağlığı diliyorum." derken duygu dolu anlar yaşadığı görüldü.
Güldal Akşit'in vefatı nedeniyle başsağlığı dileyen bir başka isim de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık oldu.
Bakan Derya Yanık mesajında şu ifadelere yer verdi; "Kibarlığı insanlığı görgüsü çok müstesna bir yerde bir büyüğümüz. Partimizin Kurucular kurulu üyesiydi.
Gerçekten büyük bir verasetle bize yardımcı olmuştu. Bakan oldu milletvekili oldu genel başkan danışmanlığı yaptı. Pek çok görev üstlendi. Verasetinden hiçbir şey kaybetmeyen bir isimdi.
Camiamıza başsağlığı diliyorum. Bakanlık sürecinde de hayırlı olsun dileklerini ifade etmesi benim için çok önemliydi. Dostça kardeşçe bir ortamda konuşmuştuk. Rabbim mekanını cennet etsin. Sevenlerine dostlarına başsağlığı diliyorum. Onun için dua ediyorduk. Yakınlarına sabırlar diliyorum."
Son söz:
Güldal Akşit'in çocuğu olmamıştı. Ama Bakanlığı döneminde Çocuk Esirgeme Kurumu’nun barındırdığı tüm çocuklara anne şefkati ile yaklaştı. Kimsesizlerin kimsesi oldu.
Eğer kulak verirseniz; bizlere Yunus Emre diliyle şöyle sesleniyor:
Aşık odur Hakk'ı seve,
Hak derdine kıla deva,
Bizim için hayır dua,
Kılanlara selam olsun.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com