Gün geçmiyor ki “şaka gibi” dedirten ve aklımızla alay edildiğini düşündüren olaylar yaşanmasın.
Evet… Belki de bu hep vardı “trajikomik” ve önceki yazılarda bahsettiğim “garabet” türünden gelişmeler.
Hepimiz biliyoruz, “anaakım medya”da birkaç kanal dışında adeta tüm TV kanalları ve gazeteler “iktidarın basın yayın organı” gibi çalışıyor.
Sosyal medya ve dijital platformlar olmasa birçok olay gözden kaçırılıyor, yok sayılıyor.
Bu yazımda aklımızla alay edilen iki güncel olayı hatırlatmak istiyorum.
İlk olay, Kürşat Ayvatoğlu meselesi, konu yargıda, fazla konuşmaya gerek yok (Yargının hür ve bağımsız olarak bir karar vermesini umuyorum) ancak lise mezunu birinin iktidar partisinde “büro personeli” olarak çalışmasının ardından oto alım-satımı işinden son model lüks araçlara uzanan hikayesi ve aracında uyuşturucu madde kullanırken görülmesinin ardından, sosyal medyada oluşan infial sonrası, gözaltına alınması ve sonra ev hapsi alması olayı.
Bu kişi hakkında garip iddialar var...
Olayın garip tarafı, Ankara’ya gelmesinden önce Kastamonu’da yaşananlar… Sözcü Gazetesi’nden İsmail Akduman’ın 30 Mart tarihli haberine göre, ev hapsi verilerek tutuklanma talebi kabul edilmeyen Kürşat Ayvatoğlu'nun, 2014 yılından sonra Kastamonu Belediyesi’nde müdürlüğe getirilmesi Sayıştay raporlarında da yer almış. Akduman, haberinde şu detaya yer vermiş:
“…Grafiker olarak belediyede işe başlayan Ayvatoğlu, kısa süre sonra Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Özel kalem Müdürlüğü görevlerine getirildi. Bu usulsüz atamanın 2014 yılında yapılan Sayıştay raporlarında da yer alması dikkat çekti…. Sayıştay denetçileri özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalar için, ‘Kanun önünde eşitlik, kamu görevine girmede eşitlik ve liyakat ilkesine aykırı bir durum oluşturduğunu’ ifade ederek AKP’li Belediyeyi uyardı.”
Diğer olay, AK Parti Kongreleri ile ilgili.
Malum, aylardır restoranlar, cafeler müşterilere kapalı.
Paket servisi dışında çalışma imkanı olmayan işletmeler, kısa bir normalleşme süreci sonrası yeni kısıtlamalar ile adeta günü sıfır kazanç ile kapatıyor.
Böylesi bir ortamda, AK Parti Kongreleri, Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle “lebaleb” dolu.
Biri “Twitter”da sormuş; “Bu kongrede bulaşmayan virüs, yan sokaktaki cafede olduğu için mi cafe kapalı?..”
“Şaka gibi” dedirten durum ise AK Parti grup başkanvekilinin açıklaması oldu. Kongrelerde mesafe kuralı gözetiliyormuş, kalabalık gözükmesinin sebebi yatay çekimmiş.
“Yatay çekim”, halkı ikna etmek için bir anlam taşımıyor.
KPSS sınavı, sözlü mülakatlar gibi süreçler sonrası dahi atanamayan parlak gençler ve Sayıştay raporlarına konu olan ve buzdağının belki de görünen kısmı Ayvatoğlu örneği…
65 yaş üstü vatandaşlar, toplu taşıma araçlarını kullanamazken “lebaleb” kongreler…
Bu konular, iktidarın oy karnesine nasıl yansıyacak merak ediyorum. Tabii, ekonominin durumu ve işsizlik konusu ise ayrı bir bahis…
.
Dr. Begüm Burak, dikGAZETE.com