SAVUNMA SANAYİİ STRATEJİKTİR, TAM BAĞIMSIZLIĞIN, MİLLET İRÀDESİNİN GÖSTERGESİDİR. MİLLÎ KALMALIDIR.
Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Prof. İsmail DEMİR’in yerine yeni bir görevlendirme yapıldı. Bu görev değişikliği, aşağıda arz edeceğim önemli konuları aklıma getirdi.
Cumhurbaşkanımız canı pahasına siyaset içinde mücadele edip bu günlere geldi. İBB Başkanı iken tüm Türkiye, O’nu tanıyor ve dua ediyordu.
Hapse girdi…
Başbakan oldu…
Cumhurbaşkanı oldu.
Darbe ve ihanetlere karşı yalnız durdu. Eski Gn. Kur. Bşk. İ. BAŞBUĞ diyor ya; “Ben tutuklandığımda sıra O’na gelmişti. 15 Temmuz İhaneti’ne kadar FETÖ ve CIA ile tek başına mücadele etti.”
Cumhurbaşkanımızın yanında olacağız. O artık Türk Dünyası’nda, İslâm Âlemi’nde ve tüm Dünya Mazlum Halkları’nın sevdiği bir lider.
Şu ana kadar nelerden şikâyetçiydik?
Teşkilatların zihni yetersizliği, bazen sorumsuzluğu ve şımarıklığı... (Bu arada, seçimler teşkilatların yiğit ve fedàkâr mensupların emekleri ile kazanıldı.) Liyàkâtsiz atamalar, adalet sistemindeki zaafiyetler, genel manada rüşvet vs.
Yeni dönem, yeni bir sayfa açma zamanı…
“Türkiye Yüzyılı” çok önemli. Bayrak yarışında yeni bir el, yeni bir güç ve ivme olma zamanı…
Vatanımız, Dünya’nın en stratejik noktalarının birinde ve Dünya Küresi’nin hayat kuşağı üzerinde. Dolayısı ile tarihin tüm devirlerinde hedef…
Milletimiz, çevresindeki diğer İslâm Halkları da içine alarak Viyana’ya kadar gitmiş, Afrika içlerine, Uzak Asya’ya kadar emperyalizme ve kölecilere karşı ordular göndermiş, Haçlı Barbarlığı’na “DUR!” demiş. Dolayısı ile 1000 yıldır emperyalizmin düşmanı ve hedef…
Türk Dünyası ve İslâm âlemi, Türkiye’yi Lider, Anadolu Türkü’nü öncü görmek istiyor.
Dolayısı ile hedefiz.
Geçmişte düşmanlığın sadece askerî usullerle yapıldığını zannederdik. Oysa aslı ekonomik, Psikolojik Harp/Harekât Yöntemleri ile yapılıyor ki terör örgütleri, her türlü bölücülük, hatta vekâlet savaşları bunun bir parçası…
Kesintisiz 1100 yıldır aynı topraklarda, aynı din, aynı vicdan, aynı töre ve terbiye ile yaşayan bizleri etnik, mezhepçi vs. gerekçelerle bölmeye çalışanlar ne büyük bir operasyonun içindeler?
Lütfen düşününüz.
Bu adamlar 2. Dünya Savaşı’nda 50 milyon kendi insanlarını öldürdüler ve üzerine AB’ni kurdular.
ABD’nde 100 yılda emperyalizme mafyalık ve jandarmalık yapacak bir süper güç kurdular.
Hala ırkçılık yapılan bir ülkede Ortak Devlet, Ortak Vatan ve Ortak Kader üzerinden bir Amerikan Milleti inşâ ettiler…
Ya biz?..
Biz farkları ve bizi bölen mefhumları konuşmayı entellik zanneden aydınlar elinde pespâye oluyoruz.
Tüm bunları ne için söyledik?
Millî Sanayii Hamlemiz, ülkemizin geleceği için çok önemli ve değerli.
Millî Sanayii içinde Millî Savunma ve Harp Sanayii çok daha önemli.
Dünyaya bakın…
Yönetim Doktrinleri savaşlarda geliştirilmiştir.
Sanayii ve Üretime Harp Sanayii öncülük etmiştir.
Bizde ek olarak “KÖTÜ KOMŞU ADAMI MAL SAHİBİ YAPAR.” sözü de katkı yapmış ve hamdolsun Millî Teknoloji ve Savunma Sanayimiz hızlı bir şekilde büyümeye devâm etmektedir.
Unutmayalım ki, tam bağımsızlık ekonomik, teknolojik bağımsızlıktan geçer.
Devletimiz Savunma Sanayini, üretici ve ürünler yönüyle çeşitlendirmek zorundadır. Tekelleşme en büyük risklerden biridir.
Devlet kendi şirketlerinde keyfi atama yapmamaya özen göstermelidir. Özellikle Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve altındaki şirketler, ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN vd. çok önemlidir. Buralarda “ÇOK GİZLİ” gizlilik dereceli projeler çalışılmaktadır.
Geçmişte CIA ileri karakolu FETÖ’cülerin buralarda işledikleri cinayetleri hatırlatırım.
Savunma Sanayii Kuruluşlarında yapılacak atamalarda Liyákât, Ehliyetin yanında, DEVLET VE MİLLETE SADAKÂT aranmalıdır. Ayrıca şimdilerde unutulan Devlet Terbiyesi, buralarda görev yapan/yapacak kişilerde de aranmalıdır.
Savunma Sanayii Ülkemizde lobilerin tahakkümüne bırakılamaz!
Bu tarz yapılanmalara fırsat verilemez. Artık “BİZDEN” kavramı da eski mecràına oturtulmalıdır.
Şahsi menfaat, hizip, STK, düşünce vb. grubunun çıkarlarını Millet Menfaatinden önce düşünen hiç kimse “BİZDEN” değildir!
En önemlisi de Cumhurbaşkanımızın uluslararası zeminde başarı ile yürüttüğü DENGE, TÜRKİYE’NİN MENFAATLERİ, GEÇMİŞTEN GELEN SORUMLULUKLARIMIZ, GELECEK TASAVVURUMUZ gibi önemli kriterler üzerine yürüyen siyasetini akâmete uğratacak oldubittilere de müsaade edilemez.
Suriye’deki Rus Uçağı’nın düşürülmesi olayını hatırlayınız. “Ben emir verdim!” diyen, Suriye Politikaları sorumlusu, sözde “bilge” şimdi nerede hatırlatırım.
Savunma Sanayii’nde başarı varsa arkasında Devlet ve Millet İradesine uygun davranıp, dimdik duran Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanımız R. T. ERDOĞAN var.
Bize düşen “İTİMAT, KONTROLE MÂNÎ DEĞİLDİR.” prensibince tâkip ve tekliftir.
Bilelim ki, Savunmamız ve Savunma Sanayimiz, ülkenin mukadderâtı yönüyle hükümet kadar önemlidir.
Aziz Milletim!..
Çanakkale, Yemen, Kafkasya, Galiçya, Sakarya, Kocatepe Cepheleri’nin kahraman askerlerinin evlatları…
Kıbrıs’ın, Karabağ’ın, Bosna’nın Omuzdaşları…
Ülke bizim.
Vatan bizim.
Millet biziz.
Devlet bizim…
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
Yazımın içeriğini aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
.