MOSKOVA
Ukrayna’da 2014 yılında başlayan iç savaş, bölge istikrarının tehlikeye atılmasının en önemli sebebi oldu.
Batı yanlısı Ukraynalı politikacılar, Rus yanlısı politikacıları “Yolsuzluk” ile suçlayıp, ülkede dönüşüm için büyük bir adım attılar.
Ulusçuluk söylemleriyle Ukrayna’da yeni bir politik tavır sergilendi. Bu söylemlerle birlikte Ukrayna halkı, ilk kez “Kimlik” sahibi olmanın farkına vardı.
Sovyetler Birliği’nden sonra, Rusya’nın etkisi altında kalan Ukrayna, ilk kez devletçilik kavramını güçlü bir şekilde dillendirmeye başladı.
Yeni ideolojik söylemler de beraberinde geldi. Özellikle Nazilerin tarihi örnek alındı böylelikle Ukrayna halkının dönüşümü daha da keskinleşti. Örneğin; ABD’nin açıkça desteklediği “Azov Taburu” adında “Nazi” propagandalarını kullanan yapı, halk üzerinde önemli bir etki kurup aynı zamanda Ukrayna halkının bilinç altında milliyetçiliği daha da baskınlaştırdı.
Batı güdümündeki politikacılar, öyle profesyonelce ilerlediler ki, Rus karşıtlığı üzerinden ülkede koltuklarını güçlendirdiler. Rusya ise ilk adımı, Kırım ile attı.
Ruslar, Kırım’da nüfusun büyük çoğunluğunun Slav olduğunu bildiğinden, buradaki referandum sürecini iyi organize etti. Devlet kadrolarının Rusya Federasyonu kadrolarına evrilmesi de yine profesyonelce oldu.
Peki ya Donbass?
Donbass Bölgesi’nde, Kiev yönetiminin burada yaşayan Rus halkını ikna edemeyeceği o kadar açıktı ki ancak bu bölgelerde kontrolü yine askeri güç ile sağlayabilirdi.
Donbass halkı, 8 yıllık süreçte büyük zararlar gördü.
Kiev yönetimi ve ırkçı grupların operasyonlarında ölen çocuklar için Donetsk’te anıtlar inşa edildi. Aslında bu anıt, Donbass Bölgesi’nde yaşayan Rusların, Ukrayna yönetimine karşı daha da birlik olunması gerektiğini ifade eden anıttı.
Donbass halkı, artık bu saldırılar ile birlikte Ukrayna’dan daha da kopmuştu.
Son olarak Ukraynalılar, Batı silahlarını Donetsk ve Luhansk sınırlarına konuşlandırınca artık Rusya için tek seçenek askeri operasyon kararı oldu.
Bu operasyonların başlangıcından itibaren Ukrayna başta Batı ülkeleri olmak üzere, birçok ülkeden açık destek aldı.
Bu destekler manevi destekler değildi sadece.
Tanklar, uçaklar, hava savunma sistemleri, kamuflaj ve hafif silahlar. Çok fazla destek aldılar.
Bu destekle birlikte direnişi öyle yukarıda tuttular ki tüm dünya, Kiev’in büyük bir başarısı olarak bunu insanlara aktardı. Oysa ki Rusya, operasyon amaçlarının büyük bir hedefini zaten tamamlamıştı.
Hatırlatmakta fayda var; bu silahlar, masum sivillerin korunması için Kiev’e teslim edilirken Kiev’in ateşlediği bu roketler nedeniyle çok sayıda sivil Donbass’ta can verdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, aktörlüğünü öyle iyi kullandı ki, Ukrayna’nın en büyük avantajı Zelenskiy oldu.
Basını iyi kullanan Zelenskiy, aynı zamanda Rus halkına karşı kindarca tavırlarını her defasında sürdürüp, bu halkı dünyanın önüne atıp hedef gösterdi.
Çok tehlikeli bir karakter olduğunu her zaman söyledim. Zelenskiy, bazı açıklamalarında kendi insanlarını “Masum siviller” olarak anlatırken, Ruslar için, “Onlar da iktidarını desteklemeselerdi” imalarında bulundu.
Zelenskiy ile benzer ifadeler kullanan bir başka kişi Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Aleksey Arestoviç oldu. Kana susamış bu kişi, “Radio Liberty”ye densizce açıklamalarda bulundu.
Sürücün iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Arestoviç, “Gürcistan’ın, Abhazya ve Güney Osetya’yı işgali tüm dünya tarafından destek görecektir” dedi.
Çok vahim!
Rusların sivilleri öldürdüğünden bahseden hemen hemen her alanda uluslararası mahkemelerde Rusya’nın yargılanmasını talep eden Ukrayna, Gürcistan’a akıl verip, Abhazya ve Güney Osetya’yı işgal etmesi tavsiyesinde bulunuyor.
Faşizmin dile vurulmuş halini görmediniz mi?
Ukrayna’nın bu söylemlerinin Rusya, Abhazya ve Güney Osetya tarafından kayıt altında tutulduğundan eminim.
Muhtemelen bu ifadeler, uluslararası görüşmelerde masaya konulacaktır. Ancak bu vahşi ifadelere her yönden diplomatik ve toplumsal olarak cevap verilmeli.
Eğer toplumlar bunu yapmaz ise Gürcistan bu cesaretlendirmeyle yakında harekete geçmek isteyecektir.
Ukrayna, Batı tarafından cesaretlendirilerek bu ateşin içine atılmadı mı?
Peki Gürcistan 2008 yılında, Batı cesaretlendirmesiyle Abhazya ve Güney Osetya’ya saldırmadı mı?
Bu nedenle, meydanı boş bularak “Mağduriyet” üzerinden her sözü kendisine söyleme hakkını üzerinde bulan Ukrayna’ya en güçlü şekilde bir cevap, Gürcistan’a da açıkça bir uyarı gerekir.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com