?>

Şam, Gazze ve Kudüs; sımsıkı sarılalım!

Mehmet Yıldırım

6 saat önce

Şam, Gazze ve Kudüs; sımsıkı sarılalım!

Cumhur İttifakı seçimden seçime bir araya gelen siyasi bir yapılanma; birliktelik değil. Her ne kadar hükümette AK Parti olsa da MHP, siyaseten hükümetin elini kolaylaştırıyor; gerek iç gerekse dış siyasette hükümete alan açıyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İmralı’da tutuklu olan terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili çağrısı; Suriye halkının zaferi ile sonuçlanan olağanüstü gelişme ortamında karşılığını buldu.

PKK Çatı Terör Örgütünün Amerika ve Avrupa desteği ile Suriye Devriminden rol kapma, devlete ortak olma hamlesi savuşturulmak üzere. Yazıyı yazarken henüz bu gerçekleşmedi ama Türkiye, havadan müdahale ediyor; karadan müdahale için vakit, terör örgütü PYD/YPG için daralıyor.

Suriye Halkının başarısında kuşkusuz Türkiye’nin rolü büyük.

Türkiye, ekonomik ve siyasi risk alarak; Açık Kapı Politikası ile Esed Rejiminin katliamından kaçan Suriye Halkına kucak açtı.

Müslümanlar için Hicret; Ensar-Muhacir ilişkisinin modern zamana yansıması olarak da düşünebiliriz.

Suriye ve Türkiye birlikte tarih yazdı.

Esed rejiminin ardından, ülkemizde ağıt yakan bazı yerel Esedciler ve Türkiye’nin başarısını hazmedemeyen kesim veryansın ediyor; “neymiş: Avrupa’daki Suriye Masasına Türkiye davet edilmemiş.”

Yahu! Türkiye, o Masanın sahibi zaten. Avrupa çağırsa ne olur çağırmasa ne olur.

Suriye Halk Kurtuluş Savaşı adına ne derseniz deyin; Esed rejimini deviren askeri gücün muntazam/ nizami orduya dönüşmesinde Türkiye’nin askeri aklı devreye girdi.

Şam’dan Gazze’ye koşan zafer!

Tam on beş aydır dünyanın gözü önünde Gazze’ye saldıran, insanları katleden ve şehri yıkıp yok eden katil, haydut ve terörist devlet; İsrail adının önüne aynı zamanda Hırsız sıfatını da ekledi.

Basit ve soysuz hırsız.

Filistinlilerin topraklarını çaldı, zeytin ağaçlarını çaldı. En son Vahşi İsrail Ordusunun aşağılık askeri; Gazze’den Biber fidanlarını çalarken kameraya yakalandı. Düşünün, her şeyi çalıyor; toprağından sökülen dalında kırmızı biberi olan fidanı bile.  

Evet. İsrail yenildi!.. Katil sürüsünün başı Netanyahu, sen yenildin!

Tüm ileri teknolojiye rağmen Netanyahu’nun Ordusu İDF de yenildi. İsrail’in yanında duran Batılı güçler de yenildi.

Yenilmeye mahkûm. Bu topraklardan sürülecek. Belki az bir sayıda dindar Yahudi topluluğu kalır.

Varsın, Amerika’da Trump ve Biden; Gazze Ateşkes Anlaşmasını sahiplensin. Birbirilerinden rol çalsın.

Başarı; Gazze halkının. Başarı aynı zamanda, Gazze’ye destek olan Kudüs, Cenin, Batı Şeria’daki Mücahitlerin.  Başarı, mazlum ve mustazaf Gazze halkının yanında duran dünya milletlerinin.

Ortadoğu, bir dönemeci atlattı. İslam Coğrafyası için yeni bir Dönüm Noktası.

İstanbul, Ankara, Gaziantep, Halep, Şam ve Gazze. Bu halkaya Kudüs de eklenecek.

Kıbrıs’ta olduğu gibi Filistin ve İsrail arasında iki devletli çözüm.

İnsanların hayatını ve geleceğini çalan İsrail’in karar vericileri ve bu kararları uygulayan askerleri artık İsrail adı verilen kendi hapishanelerinden; dünyanın hür ve bağımsız topraklarına adım atamayacak.

Öldürdükleri bebek ve yaktıkları insan sayısı ile övündüler. Arsızca Müslüman kadınların çamaşırlarını giyerek kameraya poz verdiler. Alınlarında Katil Damgası var.

İnsanlığa demokrasi ve medeniyet modeli sunduğunu iddia eden ve bizde de kısmen karşılık bulan batı dünyasında devletler; televizyonda canlı yayınlanan Gazze’deki soykırımı sessizce seyretti. Küresel Kuzey sınıfta kaldı.

İsrail’i ayakta tutan Avrupa’nın yükselen faşizan sağ ve neoliberal siyasetçiler ile Arap dünyasının yolsuzlukla harmanlaşan monarşik düzeni.

Siyonist Çeteye karşı Küresel İşbirliği Modeli geliştirilmeli. İyi niyet, destek ve dayanışmayı önceleyen devlet ve sivil organizasyonlar; din, dil ve etnik kimlik fark etmeksizin bütünleşmeli.

Dünya yeniden resetlenirken; her gün yeniden değişim gerçekleşiyor.

Yeni Düzen sancısını bize çektirdiler.

İslam Dünyası ve Müslümanları terörize eden, masum insanları katleden; insan hak ve onurunu ayaklarıyla çiğneyen Hegemonik Güç/ Küresel Şer Şebekesinin çizgisi parçalanacak; yolu kapatılacak.

İslam’ın Barış Çağrısı ile dünya; sekiz milyar insan yüzleşmek/ kabullenmek durumunda.

Kötü ilişkilerin güvenlik, ekonomi ve sosyal açıdan büyük sonuçları oluyor.

Batı, İslam ile olan İslamofobik yaklaşımını sonlandırmak durumundadır. Avrupa’nın sosyokültürel geleceği ve çocuklarının insani değerlerinin iyileştirilmesi için İslam’ın uzattığı eli avuç içi ile kavraması gerek.

Avrupa ve Amerika’yı kemiren Şer Şebekesinin/Şeytani Gücün; milletleri sömüren GÜÇ YOĞUNLAŞMASI durdurulmalıdır.

Türkiye, temel hak ve özgürlüklerin önüne geçen bu oluşumu durduracak gücü elinde bulunduruyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İspanya’nın öncülüğünü yaptığı Medeniyetler İttifakı geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Dünya, sil baştan yeniden örgütlenmelidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “Dünya Beşten Büyüktür” çağrısı, Birleşmiş Milletler’in miadını doldurduğunun ifadesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çağrısının hedefini büyüterek; milletlerin bir araya geldiği yeni bir teşkilat modeli geliştirmeli.

Derin Devlet! Sözü kulağa hoş geliyor. Beklenmedik gelişmeleri; zor zamanda olağanüstü yarılmayı “derin devlet”le ifade etmek, olayları anlamak için kolay geliyor.

Oysa derin devlet değil Derin Düşünce Sahibi akil insanlar gidişata yön veriyor; mukavemet/direniş gösteriyor. Dirilişi hızlandırıyor.

Tekrar başa dönersek, Cumhur İttifakı bileşeni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin; Yunanistan’ın Ege adalarına füze yerleştirme hamlesine tepki gösterdiği konuşmasında, “12 ada Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır” sözü açık ve nettir.

Türkiye’nin çantasında Kudüs ve Suriye/ Irak’taki PKK Meselesi olduğu gibi artık 12 Ada ve Batı Trakya Meselesi de yer alıyor.

MHP Lideri Bahçeli’nin mesajının; hukuki, askeri, siyasi, stratejik ve tarihi anlamı var; “Türkiye, On İki Ada’sız yaşasa bile, On İki Ada'nın Türkiyesiz yaşaması ham bir hayaldir.”

Devlet Bahçeli’nin çıkışı Türkiye adına; Yunanistan’ı şamar oğlanına çeviren Avrupa Birliği ve her bir köşeye asker yığan Amerika’ya meydan okumadır.

Bu coğrafyada sağ kalmak için korunmak, çalışmak ve savunmak gerek.

Sözümüz er kişiye değil her kişiye; hepimize:

Allah yolunda gaza etmek, cihat etmek isteyen bir gaziyi teçhizat aldıran, kendisi gaza etmiş sevabını alır.” Hadis.

Fetihlerimiz mübarek olsun!

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI