Zorluk başta ise kolaylık sonda,
kolaylık başta ise zorluk sondadır.
İlahi sisteme hoş geldik.
Devinim halinde tekrar tekrar bunu deneyimleriz.
Zordan kaçmak, kolaylığı ertelemek,
kolaylığa asılmak zorluğa kucak acmaktır.
Yanıltıcı ve yol ayrımı her durumda neyi seçtiğin mühimdir.
Konfor yanıltıcıdır; konfor, ardında saklı büyük sıkıntılar barındırır.
Her işini hallettiğiniz çocuğunuzun sizi şaşırtan bir hayatı olabilir.
Büyük başarılar zorluğu tercih edenlerindir.
Acı ya da sevinci tercih edişimiz de böyledir.
Bu nasıl sevinçtir ki yıllar sonra hatırlandığında bir daha yaşanmayacağını bilmenin hüznü tekrar tekrar içimizi doldursun.
Bu nasıl acıdır ki yıllar sonra her hatırlayışta onu aşmış olmanın sevinç ve huzurunu defalarca tattırsın…
Görünenin tahmin edilemez sonuçları olabilir; kolaylığın seni başka çukurlara salan tuzakları.
Zorluğun ilerlemediğini sandığımız akışı vardır.
Hazır yemek reklamlarında alt yazıyla “her gün sebze ve meyve tüketiniz” der; çünkü sebze ve meyve kolay yetişmemiştir.
Yürüyen merdivenlerin yanında “sağlığınız için merdivenleri kullanınız” der!..
Çünkü merdivende yorulursunuz.
Poşet çaylar asla demlenmiş çaya denk olamazlar; çünkü dem için beklemek gerekir.
Kazanılmış kolay para, döngüyü tamamlayan zorluklara götürür.
Eğer her zorlukta bir kolaylık varsa muhtemeldir kolaylıkta da zorluk yaşayacağımız.
İlahi sistemden mucize beklemeye gerek yoktur.
Mucize, senin marifetlerinin gelişmesiyle ortaya çıkar.
Ve zorluk, marifet geliştirmek içindir.
Engelli bireylerin marifetlerinin gelişmesi bu yüzdendir.
Hastaların bize verdiği derin huşu budur.
Bir emeğe bakarken uyanan saygı…
Bir aşkın yıllara meydan okuyan çabası…
Azıcık aklın varsa seyret ilahi kanunu öğrenirsin…
Kendi doğal yapısında ağır ağır pişen bir yemek, toprağı delerek milim milim uzayan bir fide üzerine renkli ışıklar bağlamaya, havai fişeklere kurdela takılmaya ihtiyaç duymaz.
Oyalanmadan emeğe, eğlenmeden teskin olmaya bir yolculuktur bu…
Zorluklardan kaçmaz ve tüketirsek, geriye kolaylık kalır.
“Allah için bir şey yapmak” değil, Allah’tan istediğimiz şey için bir şey yapmaktır bu.
İstediğiniz bu dünya içinse sadece buyrun, zaten yeterince vardır.
Kaçabilir, yol değiştirebilir, yakınabiliriz…
Ya da başarmanın o tatlı yorgunluğundan yüze bıraktığı bir çizgiden, yatağa uzandığında kendinle gurur duymandan uzak; “Kendi konfor alanımızda neden daha fazlasına kolayca ulaşamıyorum” diye yakınabiliriz.
Hangi taraf bitiyorsa diğer taraf yükseliyordur.
Denge budur.
Mucizelere değil sisteme güvenin.
Yıllar sonra, size hüzün veren sevinçlere değil, size sevinç veren zorluklara demlenin.
Bir celsede ölenin işi budur.
.
Arzu Leyal, dikGAZETE.com