?>

Sahte yıldızınız lağıma düşmüş!

Mehmet Yıldırım

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken, “Kaçak Güreşen”; küstah, ukala, mülevves/ kirli şer odakları, içinde bulundukları bedbaht durum nedeni ile seçime müdahil olmak istiyor.

Anadolu insanının şahsında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine seviyesiz, alçakça propaganda yürütülüyor. Amerika, Avrupa ve İsrail basınında her gün bir makale çıkıyor. Siyaseten farklı ideolojik fikirleri savunsalar da Türkiye aleyhine ortak noktada buluşuyorlar.

1. Dünya Savaşı henüz bitmedi! Biz her ne kadar Milli Mücadelemizde başarılı olsak da saldırmaya devam ediyorlar. Bu sebeple, Batı Cephesindeki yazılanlar bizi şaşırtmıyor.

Victor Hugo, “Sefiller” adlı romanında Paris Kanalizasyonunu anlatır. Çok sevdiği Paris, bir lağımdan ibarettir. Lağım; Paris’in dünü ve geleceğidir. Paris Lağımından çürümüşlük ve kokuşmuşluk yayılır.

Paris Lağımının taştığını gözleyen Hugo; “Uygarlığın midesi arada sırada yediklerini sindiremez, çirkef şehrin boğazına geri tırmanır, Paris’in ağzında balçık tadı bırakırdı” der.

Batı Medeniyeti; Paris Lağımından da öte bir kanalizasyon ağı ile bürünmüş; taştığı zaman, toplumların bilincine çirkef cürufunu boşaltıyor. Sizin dipsiz çukurlarınızı, ödeyeceğiniz yüksek ücret karşısında temizleyecek değiliz.

Daha düne kadar darbeler ile hükümetler devirdiğiniz dönem kapandı. Bunun farkındasınız.

Türkiye aleyhine çıkan yazıların kökü nerede, hezeyanın aktığı/ taştığı lağımın üzerinde kim oturuyor?

Hugo’nun deyimi ile “lağımın pis kokusu”; New York, Londra ve Vaşington’dan geliyor.

Her şey, Amerika’nın Devlet Başkanı Joe Biden’ın tezviratı (sahtekârlık, ikiyüzlülük, dedikodu) ile başladı. Birileri hazırladığı metni, J. Biden’ın eline tutuşturmuş, o da konuşmuştu. Muhtemelen söylediği sözlerin farkında değildi.

J. Biden; Demokrat Parti’nin (ABD) başkan adayı bile değilken; New York Times’ın editörlerine konuşur: “Türkiye’de muhalefet liderliğini desteklediğimizi açıkça ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum. Bir bedel ödenmesi gerek. Erdoğan’ı alt edip, Türk Muhalefetini cesaretlendirmemiz gerekir. Darbeyle değil tabi, seçim süreci ile devirmeliyiz…

Biden’ın konuşması, 2020’nin Ağustos ayında sosyal medyada yayınlanınca Türkiye Hükümeti; Amerika’ya gerekli tepkiyi gösterdi.

Amerika; Türkiye’ye müdahaleci davrandığı ve mevcut diplomatik ilişkilerle tutarsız olduğu gerekçesi ile kınandı.

Tek Kutuplu/ Kaosdan İstikrar tesis etmeye çalışan ve dünya üzerinde kırbaç şaklatmak arzusundaki kurumsallaşmış şer odakları; Türkiye’nin 2023 hedeflerinden bir hayli rahatsız.

Türkiye, onların gözünde söz dinleyen bir ülke değil. Kurguladıkları oyun bozulup/ düzenleri sarsıldıkça Türkiye’ye müdahil olma peşindeler.

Türkiye susturulursa; Türk Dünyası, Latin Amerika, Ortadoğu ve Afrika da susacak.

Amerika’nın çağrısı; lağımı taşırdı. Lağım fareleri boş durmuyor.

Sol Liberal çizgide haftalık yayın yapan Alman Stern (Yıldız) Dergisi; son sayısının kapağında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Kundakçı/Der Brandstifter” olarak tanımlamış.

Jonas Breng adlı mayası bozuk, karaktersiz, tıynetsiz, insanlıktan nasip almayan köşe yazarı; Paris Lağımını saçmış ortalığa.

Kim bilir kaç para aldı; dipsiz çukura inmek için. Almanya İstihbarat Teşkilatı/ BND (Bundesnachrichtendienst) bu işleri iyi kotarıyor.

Türkiye Yüzyılı’ndan, Türk Dünyasına, Ukrayna’dan Tahıl Transferine, Suriye’de PKK ile mücadelemizden, Rusya ile arabuluculuk faaliyeti; aklınıza ne gelirse her birinden rahatsızlar.

Jonas Breng, makalesinin devamında; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Baş Belası /Der Unruhestifter” demiş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslamlaşmayı Teşvik Ediyormuş, Ayasofya’ camiye çevirmiş.” yazıda ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel hayatına da yer verilmiş: “Saat altıdan önce kalkar, sabah namazı, sabah sporu, ardından kahvaltı ve gazeteler. Saat on birde sarayda. Şeker hastalığına rağmen, hafta içi eşi Emine ile birlikte yaşadığı Ankara’daki saray bahçesindeki köşke gece yarısından önce nadiren dönüyor.

Batı’nın kuyruk acısı, Almanya’nın çaresizliği saldırganlaştırıyor.

Alman halkının tepkisine rağmen; Amerika’nın baskısıyla Alman Leopard Tankları, Ukrayna’ya gönderilecek. Almanya istemese de savaşın içine itiliyor.

Almanya’da Etnik Alman nüfus yaşlanıyor, nüfus eğrisi, eksinin altında. Almanca en çok konuşulan ikinci dil haline gelecek.

Bir de Göçmen Çocukların kaybolması/ kaybedilmesi meselesi var.

Almanya'da kayıp mülteci çocuk sayısı, tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.

Ülke genelinde yaklaşık 2 binden fazla mülteci çocuk kayıp. Resmi olmayan uluslararası kaynaklara göre 10 bin kayıp çocuktan bahsediliyor.

Nerede bu çocuklar? Fuhuş mafyasının elinde mi yoksa Organ mafyası mı?

Stern/ DW!.. Siz önce Kayıp Çocukların hesabını verin.

Not:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Stern Dergisi ile daha önce yaptığı röportajda: “Erdoğan bir otokrat haline geldi. Elinde sopayla ülkeyi yöneten insan, toplum yararına hiçbir şey yapamaz” dese de; Millet İttifakını oluşturan partilerin, Türkiye aleyhine çıkan yazıları tasvip etmediğini düşünüyorum.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://sonakademi.com/parisin-lagimlari/

https://www.reuters.com/article/us-usa-election-biden-turkey-idUSKCN25B0XS

https://www.stern.de/politik/ausland/recep-tayyip-erdo%C4%9Fan--der-tuerkische-praesident-muss-um-seine-macht-kaempfen-33129884.html

https://www.dikgazete.com/haber/almanyada-9-bin-siginmaci-cocuk-kayipn-178876.html

https://www.trthaber.com/haber/dunya/almanyada-2-bin-multeci-cocuk-kayip-736310.html

https://www.birgun.net/haber/kilicdaroglu-almanya-nin-onde-gelen-dergilerinden-stern-e-konustu-tabii-ki-cumhurbaskani-olmak-istiyorum-403728

YAZARIN DİĞER YAZILARI