?>

Rusya’daki terör saldırıları ve Ukrayna'nın geleceği

Erhan Kuadzba

5 ay önce

Rusya’daki terör saldırıları ve Ukrayna'nın geleceği

MOSKOVA

Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü özel askeri operasyonlarda özellikle Rus tarafı, Kiev rejimine müzakere masasını göstermeye devam ediyor. Son olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus Dışişleri Bakanlığı’nın yöneticileri ile yaptığı toplantıda Kiev tarafına yeni müzakere şartlarını sundu.

Putin’in basit şartlarına göre; Ukrayna, NATO’ya katılma niyetinden vazgeçecek. Rus ordusu, kurtarılmış bölgelerde kalacak, cepheden çekilecek ve Ukrayna topraklarındaki operasyonlarını durduracaktı. Yani bir nevi kalıcı ateşkesin önünü açan bir öneriydi.

Ancak Vladimir Putin’in bu önerisinden henüz 2 hafta gibi bir süre geçmesine rağmen Dağıstan’da eş zamanlı terör saldırısı gerçekleşti.

Nereden cesaret aldığı belli olan saldırganlar 2 kilise, 1 sinagog ve 1 polis kontrol noktasına silahlı saldırılar gerçekleştirdi. Çok sayıda polis ve sivil yaşamını yitirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2024 Noel ve yeni yıl mesajlarında da sürekli Kiev tarafına müzakere masasını işaret etmişti. Putin ne zaman müzakereleri dillendirdiyse mutlaka bir terör saldırısı gerçekleşti.

22 Mart 2024 tarihinde Moskova Bölgesi’ndeki Crocus Belediye Binasına giren militanlar, 140’a yakın sivili katletti, birçok sivil de yaralandı. Teröristler ise Ukrayna sınırında, Ukrayna topraklarına kaçmaya çalışırken yakalandı. Soruşturma ve mahkeme süreçlerinde teröristlerin Ukrayna istihbaratından destek aldığı ve Ukrayna’nın yönlendirmesiyle bu saldırıların gerçekleştiği ortaya çıktı. Duruşmalar hala devam ediyor. Ancak gerçek şu ki; bu terör saldırısında da Ukrayna’nın parmağı vardı.

Donbass Bölgesi’ndeki iç karışıklıkta Kiev rejimi, sivilleri hedef alırken, sivilleri korumaya çalışan Rusya yine Ukrayna istihbaratının hedefiydi. 2017 tarihinde St. Petersburg kentinde metro istasyonlarına düzenlenen terör saldırılarında 14 kişi öldü 50’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren zanlının bağlantıları henüz ortaya çıkarılamadı.

24 Ocak 2011 tarihinde Domodedovo Havalimanı'nın dış hatlar terminalinde gerçekleşen terör saldırısında 37 kişi öldü 173 kişi yaralandı. Bu saldırı da Gürcistan’ın, Güney Osetya’ya saldırması ve Rusya’nın bu saldırıya karşılık olarak Güney Osetya ve Abhazya’yı savunması oldu. Olayın sıcaklığı sürerken yaklaşık 3 yıl sonra bu saldırı gerçekleşti. Bölgede istikrarın sağlanması amaçlı Rusya’nın her türlü girişimi baltalandı. Unutulmamalı ki, Rusya, batı ile yakınlaşan Tiflis yönetimiyle de her zaman diyaloğu açık tutmaya çalışmıştı.

Bunun gibi birçok terör saldırısının ardından genelde cihatçı çeteler çıkmıştı. Ancak bu cihatçı çetelerin daha önceki zamanlarda Gürcistan tarafından yakın zamanda da Ukrayna tarafından desteklendiğini unutmayalım. Şunu da unutmamak gerekir, Ukrayna Parlamentosu Yüksek Radaİçkerya Çeçen Cumhuriyeti'niRusya tarafından geçici şekilde işgal edilmiş” olarak tanımıştı. Kısacası zaten tanınmayan ve cihatçı çeteler tarafından desteklenen bu sözde cumhuriyet, Ukrayna tarafından tanınmıştı.

Açıkçası Ukrayna’nın bu hamlesiyle de özellikle Kuzey Kafkasya’daki gizli cihatçı çeteler adeta hortladı. Ukrayna’dan destek alan çetelerin terör saldırıları arttı. Bu saldırıların bazılarıyla Ukrayna’nın doğrudan bağlantısı olduğu da ortaya çıkıyor.

Aslına bakarsanız Rusya ne zaman istikrar adına bir adım atsa, karşılığında terör saldırısı görüyor. Bu terör saldırılarının batılı eller tarafından desteklendiğini de düşünüyorum.

Dağıstan’daki terör saldırılarının bağlantısı da elbet ortaya çıkacaktır. Ancak Ukrayna’nın bu işte parmağı olsun veya olmasın, Rusya’daki tüm terör saldırıları, Ukrayna’nın çeteleri cesaretlendirmesiyle gerçekleşmeye başlandı.

Buna bir taraftan ‘dur’ demek lazım.

Bu da ancak müzakere masasıyla olacaktır. Kiev rejiminin uzlaşıya yaklaşması, çeteleri cesaretlendirmemesi gerekir. Kiev tarafı her ne olursa olsun artık müzakere masasına oturmalı, Avrasya’da güvenliğin tekrar inşa edilmesi gerekir.

Eğer bu gerçekleşmezse bir dönem Gürcistan’a, bugünlerde Ukrayna’ya sızan teröristler günün birinde bu ülkenin sivillerine, kolluk güçlerine saldıracak, işgal ettiği topraklarda kendi bağımsızlıklarını ve rejimlerini ilan edecekler.

İşte bu yüzden dünya güvenliğinde terörün ne kadar sakıncalı bir durum olduğunu da anlamalıyız.

ABD’nin desteklediği cihatçı terör örgütleri Suriye’de, Irak’ta nasıl ortalığı yakıp, kendi ‘ülke’lerini ilan ettiyse aynısı Avrasya için de geçerli.

.

Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com

.

YAZARIN DİĞER YAZILARI