MOSKOVA
Geçen gün, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de yapılan Kırım Platformu zirvesine, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 44 ülke ve uluslararası örgütlerden temsilciler katılması, Rus-Türk ilişkilerinde yine gündem oldu. Tabii olumsuz anlamda.
Rusya, Türkiye'ye de bu konuda tepki verdi. Bugün sizlere 2014 yılına ait çok az bilinen bazı gelişmeleri anlatacağım.
2014 yılının sonbahar aylarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova'da Türk iş dünyası temsilcileri ile bir araya gelmişti.
Kendisi de Türkolog olan Peskov, güzel Türkçesi ile hayatını ve Türkiye ile ilgili anılarını anlattıktan sonra soru-cevap kısmına geçildi.
Ben o dönem, Kırım konusunun gelecekte ikili ilişkilerde sorunlar oluşturacağını hissediyordum. Çünkü bunun nedeni, orada yaşayan Kırım Tatarları ile ilgili çeşitli spekülasyonlar olması. Dolayısıyla Rusya'da üst düzey bir yetkilinin, Kırım Tatarları ile yaşanan gelişmeleri aktarması ve bunu da Türk kamuoyunun duyması gerekirdi.
Ve elimi ilk kişi olarak kaldırarak Peskov'a bu konuyu sordum. Soruma çok kişi şaşırdı. Oysa, iyi ekonomik ilişkilerin yolu iyi siyasi ilişkilerden geçer.
Peskov, öncelikle Kırım’ın referandum yoluyla Rusya’ya tekrar bağlanmasının ardından Kırım eski liderlerinden Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun halkın çoğunluğunun isteğine karşı çıktığını söyledi.
Kırım Tatarları’nın Kırım’da önemli bir topluluk olduğunu vurgulayan Peskov, bölgede Ruslar, Ukraynalılar ve Tatarların yaşadığını ifade etti.
Peskov, şunları söyledi:
“Kırım’da Tatarca hiçbir zaman resmi dil olarak kabul edilmedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ilgili kararnameyi imzalamadan önce böyle bir durum vardı. Bugün ise Kırım’da 3 resmi dil kabul ediliyor.
Rusça, Ukraynaca ve Tatarca. Kırım Tatarlarının önemli bir kısmı bağımsızlık referandumuna katıldı. Bazıları, oylarını kullanmadı.
Bağımsızlıktan, Rusya’dan korkuyoruz dediler. Seçimlere gitmediler. Bu da demokratik bir seçim. Ama halkın büyük çoğunluğu da referanduma iştirak etti. İştirak edenlerin büyük çoğunluğu da Rusya’ya ‘evet’ dedi.”
Peskov, Kırımoğlu konusunda yaşanan sorunu da şöyle aktardı:
“Cemilev gerçekten de o dönem Putin’le diyalog içindeydi. Aracı olarak RF Tataristan Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Mintimer Şaymiyev rol oynadı.
Şaymiyev Cemilev’den esneklik istedi. Çok zor ve emsali görülmeyen bir geçiş safhasında bir esneklik istedi. Maalesef pek göremedi esnekliği. Maalesef Cemilev ve onunla birlikte bir kaç kişi, bu referandumun sonuçlarına karşı çıkmaya başladılar. Yani Kırım’daki kendi milletinin çoğunluğuna karşı çıkmaya başladı.
Karşı çıkmaya başlayınca aslında çoğu zaman da dışarıdan böyle mülakat, demeçler verdiler. Kırım içerisindeki Kırım halkıyla birlikte bu geçiş dönemini istemediler.
Okyanusun öbür tarafına gidip de onların telkinlerden yana bulunmayı tercih ettiler. Bu da onların hakkı. Ama görüşleri büyük bir ölçüde çoğunluğun görüşlerinden farklıdır. Durum bu kadar.”
Kırım’daki Tatarların kendi dilinde konuşmaya, kendi dilini çocuklarına öğretmeye, kendi dilinde seçimlere katılmaya veya Rusya vatandaşı olarak Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunu ifade etmeye hazır olduğunu söylediklerini vurgulayan Peskov, daha sonra ise şöyle konuştu:
“Çok faal şekilde Rusya’ya entegre sürecini yaşıyorlar. Şu an durum gayet güzel bir şekilde gelişiyor. Diyalog da gelişiyor.
Kırım Tatarları tarafından hangi konular gündeme getiriliyorsa Kırım yöneticileri tarafından büyük bir ilgiyle dikkatle ele alınıyor.
Dolayısıyla orada büyük bir problem görmüyoruz. Problem de yok zaten. Yani Kırım Tatarları, Kırım’ın bir parçası, onlar Rusya’nın bir parçasıdır ve Rusya’nın koruması altındadır.”
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com