Bilmek ile Anlamak Arasındaki Fark.
Acılar veya mutluluklar, yaşadığınla ilgili değil, verdiğin tepkiler ile anlam kazanan duygulardır.
Bilmek anonim olandır. Anlamak ise bireysel kavrayış anlamına gelir.
Bir duygudan yoksun olmak, o duyguyu bilmemek anlamına gelmez. Lakin o duyguyu yaşayıp kanıksayarak içselleştirmek anlamak demektir.
Zorunluluklar karşısında savrulmadan, insanlık için doğru ve faydalı olanı her zaman ve her yerde istediğin şekilde yapabilmek ve mutlu olabilmek, gerçek manada yaşamaktır.
Buna göre, İnsanoğlu yaşıyor mu? Yoksa, tutkularına esir şekilde hayatını mı sürdürmektedir?
Bilinç nedir? Kavranıp içselleştirilen duygu durumu ve bilgiler değil midir?
Bir şeyi bilmemek, o şeyin yok olduğu hükmünde midir?
Bildikten sonra içselleştirerek bilince taşımak, anlamak demek değil midir?
Sorular soruları kovalarken, insanlığın kaoslardan çıkış yolunu bulması gerekliliği, bireyi arayışlar içine itmez mi?
Kaoslar içerisinde sürekli meşgul edilen insanlık, nasıl bir çıkış yolu bulacaktır?
Çıkar ve menfaatlerin kutsallaştırdığı Putları yıkarak insanlığın önünün açılmasını sağlamak, sokulduğumuz kaos tünellerinden çıkış yolu değil midir?
Denmeli ki; kaoslardan çıkış yolunu bulmak, edindiğimiz putlardan kurtulmak ile mümkündür.
İnsanlık tarihine bir göz atacak olursak kölelikten, buhranlardan ve kaoslardan kurtulabilmenin yegâne çaresinin, putları devirip yok etmek olduğunu görürüz.
Aslında sistemi kurgulayanlar denklemi insan algıları üzerinden çok iyi sabote edebildikleri için, insanlığın itici ve dönüştürücü gücünü yine insanlığa karşı kullanmayı başarabilmişlerdir.
Bundan dolayıdır ki insanlık, sürekli olarak “Tarih tekerrürden ibarettir” yanılsamasına mahkum bırakılmaktadır.
Şahsi menfaatler için ahlaki etik sınırların aşılıp yok sayılmasından kaynaklı bozulan düzen karşısında, yine kaoslar sarmalının içerisine düşülmektedir.
Çözüm;
İnsanlığın parçası olan her bir bireyin şahsi menfaat ve çıkarları uğruna hiçe saydığı genel geçer kuralların çiğnenmesinden acilen vaz geçilmesi elzemdir.
İnsanlığa fayda sağlayacak ve dahi mirasımız olarak birikimini yaptığımız değerleri daha ileri seviyelere taşıyacak katkıların hayat bulması, toplumsal sıçramalar yapılmasında tetikleyici unsurlar olacaktır.
İhtiyaç duyulan değerler nelerdir?
1- Günümüz kanunlarından teşkil hukukun “ilkel” olarak nitelendirdiği güzel ahlak anlayışının içselleştirilmesi bir zaruriyettir.
2- Tüm insanlığın zenginleşmesine zemin hazırlayan “hakkına kanaat” bir zaruriyettir.
3- Güvene dayalı ilişkiler üzerinden kurgulanan “Saygı” bir zaruriyettir.
4- Doğru kodlara sahip “İrade” sayesinde İçgüdülerin kontrol altına alınması bir zaruriyettir.
Herşeyden önemlisi ise “Güzel ahlâk”ın, “Hakkına kanaat”in, “Güvene dayalı ilişkiler”in, “Güçlü irade”nin içselleştirilerek bilince taşınması bir zaruriyettir.
İnsanlık adına birikimini yaptığımız değerli mirasımızın, içgüdülerine teslim olmuş ve çıkarcı kişiliklerin sayesinde yok edilmesine izin vermemek adına karşı duruş sergilemek en acil zaruriyettir.
PUT;
Tarih boyunca oluşturulan menfaatler ve çıkarlar sarmalının maddi vücut bulmuş son halidir.
Gelen tüm hak peygamberler de öncelikli olarak HAK ADINA, İNSANLIK ADINA bu putları yıkmış ve yok etmişlerdir.
Lakin günümüzde psikolojik putlar mevcuttur. Yanisi; putlar artık zihin dünyalarımızı kaplamış durumdadır.
İnsanlık mirasımıza sahip çıkmak adına putların yok edilmesi dileği ile…
.
Ali Karani, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete