Hepimizin malumu; gündemimiz Ukrayna. Ancak hep ABD, AB, İngiltere ve tabii ki Türkiye üzerinden bu konu ele alınıyor. Oysa biraz da Ukrayna’nın komşularına bakmak lazım.
Ukrayna’nın batısındaki iki komşusu Polonya ve Macaristan, Sovyetler Birliği döneminde Ukrayna’ya ilhak edilen bazı bölgeleri geri almak isteyebilir.
Polonya’nın uzun süredir Ukrayna’nın Batı bölgesindeki bazı bölgeleri ilhak etme fikrini benimsediği ortada. Mevcut durumdan faydalanmaktan da çekinmeyecektir.
Polonya hükumetinin ajandasında, kendisine Ukrayna’nın beş farklı oblastını ilhak ederek komşusunu kafasında böldüğünü; Polonya’nın “TVP1 Kanalı”nda gösterilen haritadan anlıyoruz.
Mevzubahis bu haritada Ukrayna’nın Lvov, İvano-Frankovsk, Volın, Rovno, Ternopol oblastları Polonya toprağı; Transkarpatya Oblastı ise Macaristan toprağı olarak gösterildi.
Macaristan’ın da ajandasında Ukrayna topraklarıyla alakalı çıkarları olduğu bir gerçek.
Bahsettiğim Transkarpatya Oblastı’nın sakinleri, ikamet ettikleri toprakların Macaristan’a katılımı konusunu defalarca dile getirdiler. Zaman zaman göndere Macaristan Bayrağı dikmişlikleri bile var.
Transkarpatya topraklarında yaşayan ve Macaristan pasaportu taşıyan etnik Macar nüfus, Ukrayna güçleri tarafından uygulanabilir bir soykırımdan kurtarılmak üzere Macaristan Cumhurbaşkanı Viktor Orban’a resmi talepte bulundular.
Budapeşte, şimdiden Ukrayna’nın sınır bölgesine destek sağlamaya başladı.
Bölgede yaşayan etnik Macar nüfus, tam anlamıyla birleşmeyi umuyor. Bu amaçla Transkarpatya Oblastı içerisinde bulunan Begerovskiy Rayonu’ndaki etnik Macar nüfus, bölgenin Macaristan’a katılması için bir referandum hazırlığına başladı.
Buna karşılık; Ukrayna Başbakan Yardımcısı İrina Vereşçuk, Macaristan’ı tarihin böylesine zor bir döneminde Transkarpatya’yı almak suretiyle Ukrayna’yı sırtından bıçaklamak ve Rusya’yı desteklemekle suçladı.
Bu noktada Polonya ve Macaristan’ın toprak iddiaları, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumak ve bölünmesini önleme gerekliliğini ilan eden ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı bloğunda Batı’nın kolektif pozisyonunun olmadığını gösteriyor.
ABD Başkanı Joe Biden’ın, Polonya ziyareti sırasında Polonya’nın “Barışı Koruma Misyonu” önerisi, Amerika tarafından reddedildi.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki, ABD makamlarının Ukrayna’ya asker göndermeyi düşünmediklerini defalarca belirttiklerinin de üstünü çizdi. Ancak Polonya, 24 Mart’ta Brüksel’deki NATO Zirvesi’nde barış gücü konusunu yine de gündeme getirdi.
Sonuç olarak NATO, Batı Ukrayna’ya gönderilmek üzere oluşturulacak birlik konusunu reddetti.
Polonya’nın ABD ve NATO Genel Sekreteri’nin onaylamadığı ve karşı tutumuna rağmen Ukrayna’ya bağımsız olarak oluşturulmuş bir barışı koruma misyonu göndermeyi planlaması ve Macaristan’ın yavaş yavaş Rusya’ya yanaştığı ve kendi konumunun pragmatik olduğunu ilan etmesi ile birlikte bu iki ülkenin çıkarlarının Batılı ortaklarının konumundan oldukça farklı olduğu açıktır.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com