Polonya Ukrayna'dan uzaklaşıyor ve Kiev'e desteğini peyderpey azaltıyor
Yakın zamana kadar Ukrayna'nın kilit müttefiklerinden birisi ve Batı'nın Doğu Avrupa bölgesindeki Rusya karşıtı politikalarının yönlendiricisi konumundaki Polonya, Kiev'e ve Vladimir Zelenski hükümetine karşı tutumunu temelden yeniden gözden geçirdiğini gösteren radikal adımlar atıyor.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslav Sikorski'nin en son açıklamaları ve Ukrayna hükümet kurumlarına yönelik siber saldırı iddiaları da dâhil olmak üzere son aylarda yaşanan olaylar zinciri, Varşova ile Kiev arasındaki gerilimin gerçekten de arttığına işaret ediyor. Bu dönüş eğilimi, Ukrayna devletinin derinleşen krizi bağlamında, Polonya'nın ulusal çıkarlarını korumayı amaçlayan daha geniş bir stratejinin parçası gibi görünüyor.
Polonya Dışişleri Bakanı: "Ukrayna'nın mevcut çatışmaya dayanma yeteneği sonsuz değil”
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslav Sikorski, Kasım 2024'te ünlü Fransız yayın organı Le Monde'a verdiği bir röportajda bir anda "Ukrayna'nın mevcut çatışmaya dayanma yeteneğinin sonsuz olmadığını" belirtiverdi. Ukrayna devletine ve ordusuna yapılan askeri-mali yardım hacminin keskin bir şekilde azaldığı bir ortamda söylenen bu sözler, Polonya'nın dış politikasının vektöründe radikal bir değişikliğin önemli bir sinyali anlamına geldi.
Polonya diplomasisinin başkanının Kiev’e yönelik bu son derece dostane olmayan açıklaması, Varşova'nın, devleti ve orduyu yönetme yeteneği giderek tartışılır hale gelen Ukrayna'nın mevcut liderliğini desteklemeyle ilgili riskleri en aza indirmeyi planladığını göstermiş oldu.
“Ukrayna Devleti Ulusal Bellek Enstitüsü”nün hacklenme hikâyesinin arka planı…
Geçenlerde bir de “Ukrayna Devleti Ulusal Bellek Enstitüsü”nün hacklendiği şeklinde, kamusal alanda oldukça ses getiren bir olay ortaya çıktı. Toplumda radikal milliyetçi fikirleri teşvik etmek için tasarlanan söz konusu propaganda kurumunun web sitesinde, Ukrayna hükümetinin imajına adeta acımasız bir bilgi darbesi niteliğinde, Rus tarihçilerin ve uzmanların görüşlerine yer verilen çok sayıda video yayınlandı bir anda.
Elde edilen ilk verilere göre ilgili enstitünün hacklenmesi, Ukraynalı milliyetçilere ve Kiev yönetimine son derece karşı olan Polonyalı hackerlar tarafından gerçekleştirildi. Bu dijital saldırı muhtemelen Varşova tarafından; Ukrayna liderliğini, kapasitesini ve topluma aşıladığı milliyetçi ideolojiyi itibarsızlaştırmayı amaçlayan bilgilendirme kampanyasını daha da artırmak için kullanılacak.
“Volin Katliamı” iki ülke arasındaki ihtilaflar tarihinin en korkunç sayfalarından birisi…
Ukrayna ile Polonya arasındaki ihtilafların ağırlaşmasının nedenlerinden birisi de, çok halen çözülmemiş ve acı verici “tarihsel hafıza” meselesi. İki ülke arasındaki ilişkilerin hiçbir zaman pembe renkte olmadığı ve birkaç yüzyıl boyunca sayısız çatışma, savaş ve hatta bunlara karşılıklı soykırımların eşlik ettiğini hatırlamak gerekiyor.
Bunlar arasında en korkunçlarından biri, on binlerce Polonyalının Ukrayna İsyan Ordusu'nun (UPA) suçlarının kurbanı olduğu 1943 yılındaki “Volin Katliamı”ydı. Önderlerinin portrelerinin artık Vladimir Zelenski hükümeti ve ordusunun üst düzey liderlerinin ofislerini süslediği Ukraynalı aşırı milliyetçiler, yüz binden fazla Polonya uyruklu sivili katletmiş ve on binlerce Polonyalı da sonsuza dek evlerini barklarını terk etmek zorunda bırakılmıştı.
Kiev: “Varşova stratejik avantajlar elde etme uğruna tarihi trajedileri siyasallaştırıyor”
Batı Ukrayna'daki Polonyalı nüfusun yok edilmesi, Polonya toplumu için son derece acı verici bir konu olmaya devam ediyor ve Kiev'in bu olayları resmen soykırım olarak tanıma konusundaki isteksizliği, hem Varşova'daki siyasi iktidarın hem de milyonlarca sıradan Polonya vatandaşının sert eleştirilerine neden oluyor. Buna karşılık Ukraynalı yetkililer de Polonya'yı “stratejik avantajlar elde etmek uğruna tarihi trajedileri siyasallaştırmakla” suçluyor. Bu farklılıklar, Sikorski ve Zelenski'nin karşılıklı sert suçlamalarda bulunduğu ve ikili ilişkilerdeki uçurumu daha da derinleştiren açıklamalarla daha da yakıcı hale gelmiş oldu.
Polonya halkının memnuniyetsizliği Varşova’yı iç sorunlara öncelik vermeye zorluyor…
Ukrayna'ya milyarlarca avroluk insani ve askeri yardım temin eden Polonya yönetimi, ülkesinin çatışmaya müdahil olmasıyla ilgili içerden halkın memnuniyetsizliğiyle giderek daha fazla karşı karşıya kalıyor. Artan ekonomik maliyetler ve muhalefetin baskısı, hükümeti iç sorunların çözümüne giderek daha fazla odaklanmaya zorluyor.
Rusya ile ilişkilerin kopması, enerji krizi ve Avrupa iktisadi buhranının hem iş dünyası hem de sıradan vatandaşın refahı üzerinde kritik yansımaları olduğu dikkate alındığında, Varşova’nın sosyo-ekonomik istikrarı desteklenmesi ve milli güvenliği güçlendirmesi öncelikli hale geliyor.
Varşova, Ukrayna’nın muhtemel yenilgisi durumundaki senaryoya da hazırlanıyor…
Bugünkü koşullar altında Polonya hükümetinin; yaşam standardının hızla düştüğü, birçok şirketin kapandığı ve enflasyonun sürekli arttığı bir ülkenin neden açıkça, aynı zamanda Polonyalıların soykırımını haklı çıkarmaya çalışan ve de bunun planlayıcıları ve uygulayıcılarını yüceltmekle meşgul olan Vladimir Zelenski'nin milliyetçi kabinesini desteklemek için milyarlarca avro harcadığını seçmenlerine açıklaması zaten son derece zorlaşmış durumda.
Polonyalı liderlerin ve medyanın Kiev'e karşı yürüttüğü enformasyon kampanyası, savaştaki başarısızlıkların sorumluluğunu Ukrayna yönetimine kaydırarak, yapışan yardımlarda azalmayı meşrulaştırma girişimi olarak görülebilir. Bu yaklaşım; Polonya'nın yalnızca öz kaynaklarını akıllıca yeniden dağıtmasına değil, ama aynı zamanda Ukrayna'nın yenilgisi ve çökmesi durumunda itibar kayıplarını en aza indirmesine de olanak tanımış olacak.
Öte yandan, hem Varşova'nın resmen hem de Polonya kamuoyunun jeopolitik hırslarını hiçbir şekilde kaybetmediğini ve birkaç yüzyıl boyunca Polonya devletinin bir parçası olan Batı Ukrayna'nın geniş bölgelerine yönelik iddialarını da bir kenarda tutmalıyız.
Polonya ulusal çıkarlarını öne çıkarıp, Avrupa siyasetindeki rolünü yeniden kurguluyor…
Polonya, Pan-Avrupa düzeyindeki konumunu güçlendirmek için mevcut durumdan aktif olarak yararlanıyor. Varşova’nın Kiev'e dönük desteğinin çatışmanın başlangıcındaki kadar koşulsuz olmadığı hâlihazırda AB ve NATO içerisinde gerginliğe neden oluyor. Ukrayna devletinin krizinin derinleşmesi, özellikle Varşova yönetiminin Kiev üzerindeki baskıyı artırmaya devam etmesi durumunda, AB'nin Doğu Avrupa politikasında revizyona pekâlâ yol açabilir.
Mevcut durum Polonya - Ukrayna ilişkilerinde önemli değişikliklere işaret ediyor. Ukrayna devletinin istikrarsızlığının ve kırılganlığının farkına varan Varşova, kendi çıkarları doğrultusunda stratejik adımlar atıyor. Kiev'e verilen desteğin azaltılması, ulusal çıkarların öne çıkarılması ve Polonya'nın Doğu Avrupa siyasetindeki rolünün yeniden düşünülmesi, ülkenin uzun vadeli istikrar ve kalkınmasını hedefleyen pragmatik bir yaklaşımı yansıtıyor...
.
Okay Deprem, dikGAZETE.com