?>

Polonya Dış İstihbarat Teşkilatı Agencja Wywiadu’nun İstanbul'daki Kilise saldırısında parmağı var mı?

Ömür Çelikdönmez

11 ay önce

Polonya Dış İstihbarat Teşkilatı Agencja Wywiadu’nun İstanbul'daki Kilise saldırısında parmağı var mı? 

Benden söylemesi; dünya medyasında ilk defa İstanbul Katolik Kilisesine saldırıda NATO üyesi Polonya’nın dahlini okuyacaksınız.

2023 Aralık ayının son günlerinde Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde 37 ilde eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, aralarında Ankara, İstanbul ve İzmir’in de bulunduğu şehirlerde, 189 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Türk güvenlik güçlerinin 18 Ocak 2024’te 11 ilde IŞİD ve El Kaide’ye yönelik 3 gün süren ‘Kahramanlar-45’ operasyonlarında 36 şüpheliyi yakaladığını, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklamıştı. Operasyonlarda yapılan aramalarda 39 bin dolar, 11 bin Euro, 200 bin lira ve çok miktarda diğer ülkelere ait döviz ile çok sayıda dijital materyal ve dokümana el konulmuştu.

Üç-dört gün önce İstanbul’un Sarıyer ilçesi Büyükdere Mahallesi'nde bulunan, İtalyan Fransiskan tarikatı rahiplerinin yönettiği Convento Nativita della B.V. Maria di Büyükdere/ Latin Katolik İtalyan Kilisesi’nde silahlı saldırı gerçekleştirildi.

Olaydan hemen sonra güvenlik güçlerinin kısa sürede terör eylemi faillerini yakalaması ile bunların uyruklarının ortaya çıkması, kimilerinin aklına Rus askeri İstihbaratı GRU’yu getirdi. İlk servis edilen haberlerde teröristlerden biri Tacik diğeri ise Rus’tu.

Katolik Kilisesi, Ortodoks Rusya Federasyonu’nun Ukrayna ile savaşında, Kiev yönetimini destekliyordu. Ayrıca terör saldırısının yapıldığı kilise, İtalyan yoğunluklu cemaati nedeniyle yine Kiev destekçisi İtalyan Cumhuriyeti ile irtibatlandırılması ve kamuoyunda böyle bir algı yaratılması mümkündü.

Bu mantık silsilesine göre kısaca Rus askeri İstihbaratı GRU ve DAEŞ/IŞİD ilişkisinden söz edeyim.

Neden Rus askeri İstihbaratı GRU ve DAEŞ/IŞİD?..

DAEŞ saflarına eski Sovyet coğrafyasından katılanlar, bu bölgelerde örgütlü “Kafkasya Emirliği” ve Horasan Vilayet örgütleri ile bağlantılıydı. “Kafkasya Emirliği” ilk dönemlerde El-Kaide’ye bağlıydı ve DAEŞ liderine biattan uzaktı. Bu nedenle Suriye’deki iç çatışmalar başladığında örgütün militanları El Kaide kökenli gruplarla birlikte hareket ettiler Aynı dönemde “Horasan Emirliği”ne katılanlar, Orta Asya ülkelerindeki Özbekistan İslam Hareketi, “İslami Cihat” gruplarıydı ve bu grup mensupları DAEŞ lideri Ebu Bekir Bağdadi’ye biat etmekte zorlanmadı.

Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi, Afganistan, Pakistan ile İran Türkleri’nin de yer aldığı terörist grupları, Suriye ve Irak’ta savaşa fiilen katıldılar. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’dan Suriye ve Irak’taki çatışmalara katılanlarla ilgili batı kaynaklarına göre, 2 bin 46 terörist adı geçen ülke kaynaklarına göre 4 bin civarında terörist DAEŞ’e iştirak etmişti.

Nitekim Rusya kaynakları, 2016’da eski Sovyet coğrafyasından Suriye’de DAEŞ ve El Nusra’ya katılan savaşçı sayısının 6 bine yaklaştığı ve Orta Asya’daki savaşçı grupların Suriye’deki DAEŞ ve Al Nusra’ya (El Kaide yakınlığıyla bilinen gruplara) Türkiye üzerinden katıldıklarını gündeme taşımıştı. Bu bilgilerin servis edilmesinin sebebi, Türk savaş uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlal eden Rus uçağını düşürmesinden sonraki süreçte iki ülke arasındaki soğuk savaşla ilgiliydi.

Türkiye, sıkı bir istihbarat çalışmasıyla 2011 yılından itibaren 4 bin 128 Rusya vatandaşını DEAŞ’la ilişkileri olduğu gerekçesiyle kara listeye aldı. Türkiye İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, DEAŞ’la ilişkili olduğu şüphesiyle 4 bin 128 Rus vatandaşına ülkeye giriş yasaklandı. Aynı sebepten dolayı 804 Rusya vatandaşı, Türkiye’den sınır dışı edildi. DEAŞ yani IŞİD’in Amerikancı, İngilizci, Almancı, İsrailci İrancı kanadı varsa bir de Rusçu kanadı vardı. Kimse bizi aptal sanmasın! Bu terör örgütü bünyesinde her Avrupa ülkesinin ve ABD’nin gizli servis elemanlarının olduğu gibi Rusya’nın da elamanları vardı.

GRU / Rus Askeri İstihbaratı, Glavnoye Razvedyvatel’noye Upravleniye

Rusya’nın en büyük istihbarat örgütü GRU; Glavnoye Razvedyvatel’noye Upravleniye- Rusya Silahlı Kuvvetler Genelkurmayına bağlı askeri istihbarat teşkilatı. Daha öncesinde Sovyetler Birliği’nde Kızıl Ordu’ya bağlıydı. Rus Dış İstihbarat Servisi (SVR) genel anlamda ABD’nin Merkezi İstihbarat Servisine (CIA), İngiltere’nin Gizli İstihbarat Servisine (M16) ve Fransa’nın Dış İstihbarat Ajansına (DGSE) benzer. Rusya Federasyonu’nun Ana İstihbarat Direktörlüğü (GRU) da NATO’daki birçok karşıtları gibi bir askeri dış istihbarat servisidir.

GRU terör örgütlerine “Müslüman kimliği”yle sızdı…

Nasıl mı? 15 Mayıs 2016’da Suriye’de terör örgütleri için savaşan bazı yabancıların Rusya tarafından bölgeye gönderildiği öne sürülmüş, Rusya’nın, ülkede yakaladığı bazı suçluları, Suriye’ye gitmeyi kabul etmeleri durumunda, serbest bırakarak yeni kimlik ve pasaport sağladığı belirtilmişti. Bunların arasında Rusya Federasyonu askeri istihbaratı GRU’dan olanların sayısı küçümsenemeyecek kadar hayli fazlaydı. Açığa çıkanlardan birisinin hikayesini anlatayım.

Rus Askeri İstihbarat Subayı Denis Khisamov…

Dört beş yıl önce Kuzey Kafkasya Bölge Askeri Mahkemesi’nde görülen davada Rusya Savunma Bakanlığı’nda eski subay ve Suriye’de IŞİD’e katılan Denis Khisamov hakkında 19 yıl ağırlaştırılmış hapis cezası kararı verilmişti.

Bir yıl da gözetim altında tutulmasına hükmedilen Khisamov'un yedek subaylık rütbesi de elinden alınmıştı. Başka suçları da var. Daha öncede Rusya’ya teslim edilmesinin ardından, 2017'de Suzdal Bölge Mahkemesi Denis Khisamov'u sahte paraları piyasaya sürmekten için suçlu bulmuş, 3 yıl üç ay hapis cezasına çarptırmıştı.

Soruşturmaya göre, Khisamov Ocak 2016'dan Nisan 2017'ye kadar IŞİDli teröriztlerle omuz omuza savaşmıştı, bu süre öncesinde de Rakka'da bir kampta eğitim almış, ayrıca Suriye'de çatışmalara katılmış, Ekim 2016 itibariyle de Türkiye'de örgüt saflarına militan kazandırma görevini yürütmüştü.

2017’de Suriye'den dönerken Türkiye'de yakalanan Khisamov'un yanında Tacikistan pasaportu vardı. Türkiye'nin teröristi iade ettiği Tacikistan, daha sonra pasaportun sahte olduğu ve Suriye'den Türkiye'ye geçiş için kullanıldığı açıklamasını yapmıştı. Bir ay sonra da eski Rusya Savunma Bakanlığı subayı Khisamov, Rusya'ya teslim edilmişti.

Rus istihbaratının DAEŞ/IŞİD’e sızdırdığı Denis Khisamov kimdir?

Rusya Savunma Bakanlığı’nda Muhabere ve İstihbarat görevlerinde bulunan Denis Khisamov, 18 Aralık 1983 Krasnodar doğumlu. Yüksek eğitimli, doktora düzeyinde derecesi var. Rusya Savunma Bakanlığında yüzbaşı rütbesindeydi. Uzmanlık alanlarından birisi de sahte pasaport.  Nitekim 2015’te, Tacikistan pasaportunun sahtesini yaparak Rusya'dan Türkiye'ye geçmişti.

Denis Khisamov’un 2015’de Türkiye üzerinden Suriye’ye giderek IŞİD terör örgütüne katılma hikayesi, banka kredisi ödemelerinde yaşanan gecikme nedeniyle Moskova’da kendisini takip eden alacaklılardan kaçmak için Suriye’ye gitmesiyle başlıyor. Ne yalan ama!

Suriye'ye yaptığı yolculuk ve hakkında ‘piyasaya sahte para sürme’ suçlamasıyla 2015 yılında dava açılan sanık, sahte parayı camide tanıştığı radikal fikirleri destekleyen bir şahıstan aldığını ifade ediyor. Kommersant gazetesine göre, devlet sırlarının korunması konularında uzman olan Khisamov, Rusya ordusundaki zorunlu hizmetinden 2009 yılında “Kaptan/Yüzbaşı” rütbesiyle ayrıldı.

Dini fikirlerle ilgilendi. DAEŞ destekçileriyle buluştuğu Moskova camilerine gitti. Khisamov'un yeni tanıdığı bu kişiler ona Suriye'ye ‘cihada gitme’ çağrısında bulundu. Tacik biri de piyasaya sürmesi için 5 bin rublelik sahte banknotlar verdi.

Khisamov, ‘piyasaya sahte para sürülmesine yardımcı olmak’ suçlamasıyla 2015 yılında iki kişiyle birlikte gözaltına alındı ancak kefaletle serbest bırakıldı. Sahte pasaportuyla önce Türkiye’ye oradan da Suriye’ye kaçan Khisamov, savcılara göre, tanıdığı radikal bir kişiden bu konuda yardım aldı.

Khisamov 2015'ten 2016'ya kadar DAEŞ'in saflarında savaşarak, yerleşim yerlerine yönelik saldırılara katıldı. Aralık 2016'da eşi ve çocuklarını Suriye'ye getirmek üzere Türkiye'ye gitti ve üzerinde kimliği olmaması nedeniyle Türk polisi tarafından gözaltına alındı.

Serbest bırakılmasının ardından sahte bir Tacik pasaportu aldı ve Tacikistan'a gitmeye çalıştı. Ancak Gürcistan havaalanında güvenlik güçleri tarafından yakalandı ve Türkiye’ye deport edildi. Türk yetkililer, kendisini Tacikistan’a sınır dışı etmeye karar verdi. 2017 Kasım ayında, Tacik yetkililer Khisamov’u Rusya’ya teslim etti.

Şimdi bu ve benzeri, haberleştirilmiş yüzlerce saçma-salak hikaye okumuşsunuzdur. Rusya Federasyonu, doğal olarak emperyal çıkarlarının güvenliği gerekçesiyle bu tür operasyonlara yol vermiştir. Lakin İstanbul'daki Kilise saldırısı bazılarının sandığı ve öyle düşünmemizi istedikleri gibi Rus istihbaratının imzasını taşımıyor.

Umarım işte bu nedenle hevesleri kursaklarında kalmıştır. Ancak ele geçirilen teröristlerin aidiyetinden dolayı bu bağlantının kurulmasını istedikleri ortada. Ankara-Moskova yakınlaşmasına çomak sokmak istediler.

Kilise saldırısına dair bazı bilgiler…

Saldırının yapıldığı kilisenin İtalyan Fransiskan tarikatı rahiplerinin yönettiği söylenmişti. Bu tarikatı İtalyan rahib Assisili Francesco’nun, Hz. İsa'nın isteğine göre yoksulluk hayatı sürmeye ant içmiş müritleri ile kurmuş. Türkiye'de bu tarikata bağlı kiliseler:

- Santa Maria Draperis kilisesi (İstanbul)

- St. Antuan Katolik Kilisesi (İstanbul)

- Büyükada - San Pasifiko Kilisesi (İstanbul)

- Yeşilköy - Aziz Stefanos Kilisesi (İstanbul)

- Mater Dolorosa Katolik Kilisesi (Samsun)

- St. Antuan Katolik Kilisesi (İzmir)

- Meryem Ana Evi (İzmir)

- Terra Santa Manastırı - Kendirli Kilisesi (Gaziantep)

Kilisenin güvenlik kameralarına da yansıyan saldırıda, yüzü maskeli iki kişi, ayin esnasında kiliseye girdi ve Tuncer Cihan'ı ateş açarak öldürdü. 28 Ocak'ta yapılan saldırı, güvenlik kameraların tarafından da kaydedildi. 

Güvenlik kamerası kayıtlarında, ayin başladıktan sonra bir kişinin içeriye girdiği görülüyor. Bu kişi, içeri girmeden cemaatin bir gürültü duymuş gibi davrandığı anlaşılıyor. Bazı cemaat üyeleri kapıya bakıyor. Muhtemelen yaşamını yitiren Tuncer Murat Cihan olduğu tahmin edilen kişi, girişin sağında sıralara yaklaşırken kilise kapısında saldırganlardan biri beliriyor. 

Bu sırada ikinci saldırgan, muhtemelen havaya ateş ediyor. Saldırganlardan birisi doğrudan Cihan'a ye yöneliyor kafasına vuruyor veya ateş ediyor. Cihan yere düşerken, saldırganın yeniden ateş ettiği tahmin ediliyor.

Cemaat, panikle kiliseyi terk ediyor. Bazı cemaat üyeleri, sıraların altına saklanıyor. Saldırganlardan birisi kapıda beklemeye devam ederken, ikinci saldırgan, sıraların ortalarına kadar geliyor. Bu saldırgan, silahının tutukluluk yaptığı izlenimi veren hareketler yapıyor. Kapı yakınlarında duran ikinci saldırgan da yere birşey düşürüp alıyor. Bir süre sonra iki saldırgan kiliseden ayrılıyor.

Terör kurbanı, evsiz Türk vatandaşı…

İstanbul Sarıyer ilçesi Büyükdere Mahallesi'ndeki Latin Katolik Kilisesi Santa Maria İtalyan Kilisesi’nde gerçekleştirilen silahlı saldırıda, yabancı basının iddiasına göre evsiz ve yoksul 52 yaşındaki Tuncer Murat Cihan hayatını kaybetmişti.

Yakınları maktul Tuncer Cihan'ın gezmek ve vakit geçirmek amacıyla kiliseye gittiğini söylüyor. Yüzde 80 engelli raporu bulunan Alevi Müslüman Tuncer Murat Cihan için Nurtepe Cemevi'nde düzenlenen törene, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Latin Katolik Cemaati Ruhani Reisi Massimiliano Palinuro, Kağıthane Kaymakamı Niyazi Erten ile Cihan'ın ailesi ve yakınları katıldı.  Cihan'ın cenazesi, törenin ardından Hasdal Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Polonya basınında yayınlanmayan örtbas edilen ayrıntılar!..

Bu kilisenin cemaati İtalyan yoğunluklu olmasına rağmen Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Witold Leśniak ve çocuklarının da orada olması, kafaları karıştıran bir husus. Adı geçen diplomat, Polonya'daki Wrocław Üniversitesinden mezun olduktan sonra Berlin'deki Freie Universität'ta burslu okumuş. Almanlar, Polonyalılar, Hollandalılar ve Amerikalıların girişimiyle kurulan Stiftung Kreisau für Europäische Verständigung /Krzyżowa" Avrupa Anlayışı Vakfı’nda görev almış.

Ayrıca Polonya Dış İstihbarat Teşkilatı Agencja Wywiadu’nun paravan yancısı, 18 Aralık 1998 tarihli Kanun uyarınca 19 Ocak 1999'da kurulan; Ulusal Anma Enstitüsü - Polonya Milletine Karşı İşlenen Suçların Kovuşturulması Komisyonu tarafından farklı tarihlerde Berlin, Kahire, İstanbul ve Ankara'da görevlendirilmiş.

Agencja Wywiadu’nun Başkanı Tuğgeneral Maciej Hunia ile irtibatlı olduğu söylenebilir.

Türkçesi; tüm dünyada olduğu gibi diplomat görünümlü istihbaratçı. Eğer Kiliseye yönelik terör eyleminde dahli olduğu MİT tarafndan tespit edilirse Dışişleri Bakanlığı tarafından Persona non grata” ilan edilmelidir.

Silahlı saldırıyla ilgili olarak gözaltına alınanların sayısı 51'e yükseldiğine, bunların Tacikistan, Rusya ve Türkiye vatandaşı oldukları belirlendiğine göre, güvenlik bürokrasisi olayı büyütüyor.

Nasıl büyütülmesin?

Şüphelilerin olayda kullandıkları araç bir yıl önce Polonya’dan Türkiye’ye getirilmiş ve araç, bu süre içerisinde hiç trafiğe çıkmamış. Tesadüfe bakın ki teröristler, Kiliseye intikal ettiklerinde kullandıkları aracın getirildiği Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu, Witold Leśniak, eşi ve çocukları da olay mahallinde bulunuyormuş.

Ne hikmetse Tacikistan uyruklu A.K. ile Rusya uyruklu D.T. silahın ikinci kez ateş almasının ardından tutukluk yapması üzerine kiliseden ayrılmışlar. Bunu benim külahıma anlatsınlar. Böyle bir eyleme “çakaralmaz, nuhu nebiden kalma” tabancayla mı gelinir?

İkisinin de silahlı olduklarí, kamera kayıtlarında açıkça görünüyor. Terörist eylemde hayatını kaybeden tek kişi var, o da Kilise cemaatinden değil hem de Alevi Müslüman Türk vatandaşı. Maktül yaşlı, yoksul, emekli ve engelli.

Gözaltına alınan şüphelilerden 23’ü sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezine teslim edilmiş. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Biri Tacikistanlı, diğeri Rusyalı olan bu iki yabancı uyruklunun DAEŞ'li olduklarını değerlendiriyoruz.” açıklamasından sonra IŞİD, Telegram kanalından yaptığı paylaşımla saldırıyı üstlenmişti.

2017 İstanbul gece kulübü saldırısı ya da Reina Katliamını da Özbek asıllı, 2011 yılından beri Türkiye'de bulunan, Abdulkadir Mashapirov isimli bir IŞİD militanının yaptığı belirlenmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkonsolos ile görüştü…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Santa Maria İtalyan Kilisesi Rahibi Anton Bulai ve saldırının gerçekleştiği esnada Kilise’deki Pazar ayinine  eşi ve çocukları ile birlikte katılan Polonya'nın İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Bu kilise, kimin kilisesi çünkü İtalyan basını ‘bize ne?’ diyor!..

Genelikle yapıldığı gibi menfur silahlı saldırı sonrasında farklı bir haber yapabilmek dürtüsü ile yalan yanlış veya şişirme bilgiler servis edildi. Sanki çok önemli imişcesine Santa Maria’nın Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfederken kullandığı yelkenli geminin adı olduğu, İtalya Sardinya’da bulunan bir kasabanın da adı taşıdığı ‘Santa Maria’nın aynı zamanda Hıristiyanlar için “Kutsal Meryem” anlamına geldiği, yani Hz. İsa’nın annesinin adı olduğu falan yazıldı.

Bununla birlikte, bazı İtalyan medya kuruluşlarının, Kilise saldırısının İtalya hükümetini ilgilendirmediğini belirleten analiz haberle yer vermesi özellikle benim açımdan ilginçti.

Kısaca şöyle deniliyor; Bazı medya kuruluşları, kiliseyi çok ünlü Santa Maria Draperis (Meryem Ana Draperis Latin Katolik Kilisesi) ile özdeşleştirmiş olsa da bu karşılaştırma yanlıştır.

Buna göre; her ikisi de tamamen Osmanlı dönemine dayanan tarihsel nedenlerden dolayı İtalya ile ilişkilendirilmektedir.

İstanbul’da Beyoğlu İstiklal Caddesinde bulunan 1584’te inşa edilen bu kilise, İstanbul’un en eski faal kiliselerindendir. Fransiskenlerin kontrolünde olduğu biliniyor.

İtalyan medyası; "ne Sarıyer/Büyükdere Kilisesinin ne de Beyoğlu'ndaki aynı adı taşıyan diğer büyük ve tarihi kilisenin aslında resmi ve idari anlamda özellikle İstanbul İtalyan Cemaati'ne bağlı olup, İtalyan Cumhuriyeti/ Repubblica Italiana ile bir bağı yoktur ve resmi olarak İtalyan Cumhuriyetinin  herhangi bir kurumunu da ilgilendirmez" diyor.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani’nin de saldırıyı "başsağlığı dilekleriyle ve şiddetle kınadığını" ifade ederek, Türk yetkililere katilleri arama çalışmalarında destek vermesi tamamen politik. Ayrıca bu terör eyleminin İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Türkiye ziyareti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesiyle uzaktan yakından ilgisi yok.  Yani menfur terör Ankara Roma yakinlaşmasını hedef almamıştır.

Görevden ayrılan Perugia-Città della Pieve Başpiskoposu Kardinal Gualtiero Bassetti'nin yerine Papa Francis tarafından İtalian Bishops' Conference CEI başkanı olarak atanan Kardinal Matteo Zuppi ve genel sekreteri Monsenyör Giuseppe Baturi, İstanbul'un havarisel vekili ve Türkiye'de yaşayan Bizans mezhebine bağlı Eksarhlık'ın havarisel yöneticisi Monsenyör Massimiliano Palinuro'ya, CEI Başkanı ve sekreteri, İtalya'daki Kiliselerin dayanışmasını ve yakınlığını ifade ettiler.

Böyle kanlı bir eylemin Türkiye'nin yeniden inşasına etkileri nelerdir?

1. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak operasyonlarından rahatsız olanlar…

Kiliseye yapılan saldırıyı değerlendiren eski genelkurmay istihbarat başkanı İsmail Hakkı Pekin “Seçime kadar saldırılar devam edecektir, işler yavaş yavaş kızışacak” görüşünü öne sürdü.

IŞİD’in saldırıyı üstlenmesiyle benzer saldırıların önümüzdeki dönemde de olabileceğine dikkat çeken Pekin, Türkiye’deki elçilikler, mabedler korunamıyor meselesi gündeme gelebilir.’ IŞİD ile mücadelede Türkiye’nin önünü açmaya çalışan bir hamle de olabilir.

Türkiye’nin IŞİD’e yönelik faaliyetlerde bulunması gündeme getirilebilir. Bu saldırıyı IŞİD’e kim yaptırdı ona bakmak lazım. Saldırı Türkiye’ye ‘Irak’ın kuzeyinde sen birtakım eylemler yapıyorsun, ama senin kendi içinde teröristler var, onlara bakman lazım’ mesajı da taşıyor olabilir.” analizini yapmış.

2. Ülkenin Rusya ve Filistin'e karşı tutumu…

Eğer şüpheliler göründüğü gibi Rus ve Tacik vatandaşıysa ve kendilerini de bu işin içinde saymış olsalardı, böylesine hassas bir anda kimin provokatör olduğu sorusu ortaya çıkacaktı: Türkiye, Rusya'nın yanında yer aldı. Rusya Federasyonu, İsrail'in geçen Kasım olaylarına gösterdiği tepki sonrasında Filistin'i destekliyor.

Saldırıyla eş zamanlı olarak ABD Dışişleri Müsteşarı Victoria Nuland, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la Ankara'da toplantı yapıyordu. Bakanlığın internet sitesinde toplantının konusu bile açıklanmıyor. Acaba ne görüşüldü ?

3. Papalık ile İlişkiler…

Türkiye Cumhuriyeti ile Vatikan arasındaki ilişkiler tarihsel olarak özellikle hassastır. İstanbul Katedrali'nde, Osmanlı döneminden kalma, dönemin padişahı tarafından, Büyük Savaş'tan sonra Türk savaş esirlerinin özgürlüğüne kavuşturulması için gösterilen taahhütten dolayı Benedict XV'e teşekkür etmek için yaptırılan bir heykel bulunmaktadır.

John XXIII, Cumhuriyetin şafağında Türkiye'de Apostolik Nuncio'ydu. John Paul II'yi vuran bir Türk vatandaşıydı. Aziz Petrus Meydanı'ndaki saldırının asıl kışkırtıcıları ne olursa olsun, Türk aşırı sağının (Türk-İslam sentezi) Katoliklik ve Papalık otoritesi karşısındaki tutumu biliniyor. Aziz Petrus Meydanı saldırganı onların yan kuruluşuydu ve bu siyasi partinin yandaşları, Türkiye'nin mevcut hükümetinde önemli bir role sahip.

Sonuç; olay bir gizli servis işi, azmettiren de kabak gibi ortada.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com 

Seçilmiş Kaynakça

https://ipn.gov.pl/

https://www.krzyzowa.pl/pl/

https://ria.ru/20240128/napadenie-1923960240.html

https://www.katolikkilisesi.org/en/mariedraperis.html

https://www.gov.pl/web/turcja/konsul-generalny-w-stambule

https://www.reuters.com/article/us-turkey-attack-idUSKBN14M0CJ/

https://www.chiesadimilano.it/news/attualita/istanbul-chiesa-colpita-2792619.html

https://sputniknews.com.tr/20240128/istanbulda-kiliseye-saldiri-1080117474.html

https://www.politikyol.com/11-ilde-isid-ve-el-kaideye-operasyon-36-supheli-yakalandi/

https://radio.lublin.pl/2024/01/turcja-w-czasie-ataku-w-kosciele-obecny-byl-polski-konsul/

https://www.agos.com.tr/tr/yazi/29745/kilise-saldirisinda-oldurulen-tuncer-cihan-topraga-verildi

https://www.cnnturk.com/turkiye/son-dakika-reutersin-iddiasina-gore-reina-saldirisini-deas-ustlendi

https://www.odatv4.com/guncel/trabzon-ve-istanbulda-kilise-saldirilari-santa-marianin-sirri-120024790

https://www.rmf24.pl/fakty/swiat/news-zamachowcy-zaatakowali-wloski-kosciol-w-stambule,nId,7297144

https://www.pap.pl/aktualnosci/zlapano-zamachowcow-z-kosciola-w-stambule-wzielo-odpowiedzialnosc-za-atak

https://www.pap.pl/aktualnosci/zamach-w-stambule-we-mszy-uczestniczyl-polski-konsul-msz-dyplomata-i-jego-rodzina-sa

https://www.rp.pl/przestepczosc/art39751211-atak-na-kosciol-w-stambule-napastnicy-weszli-z-bronia-w-czasie-mszy-wideo

https://www.vaticannews.va/en/church/news/2022-05/cardinal-zuppi-new-president-of-italian-episcopal-conference.html

https://www.politikyol.com/korkutan-uyari-turkiyedeki-isidliler-toparlandi-benzer-saldirilar-secime-kadar-devam-edecek/

https://www.aw.gov.pl/eng/agencja/przedmiot-dzialania-agencji.html

https://www.dikgazete.com/yazi/italyan-meloni-den-erdogan-a-gocmen-melodisi-6475.html

https://polskienowiny.pl/swiat/stambul-polski-konsul-byl-z-dziecmi-w-tureckim-kosciele-gdy-doszlo-do-ataku-zlapano-sprawcow/

https://www.fanpage.it/esteri/attacco-armato-contro-chiesa-italiana-a-istanbul-durante-la-messa-1-morto-e-diversi-feriti/

https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilisede-silahli-saldiri-ayin-sirasinda-bir-kisi-olduruldu-47-gozalti, MpecgYBUtkeWtu-kKs1nsg

https://www.agenzianova.com/ru/news/attacco-armato-in-una-chiesa-cattolica-italiana-di-istanbul-morto-un-cittadino-turco-di-52-anni/

https://wiadomosci.gazeta.pl/wiadomosci/7,114881,30641735,stambul-w-czasie-ataku-w-tureckim-kosciele-obecny-byl-polski.html

https://www.dikgazete.com/yazi/rus-askeri-istihbarati-gru-atlantikci-dinci-teror-orgutu-daes-iside-nasil-sizdi-makale,1317.html-1317.html

https://www.ansa.it/sito/notizie/mondo/asia/2024/01/28/attacco-a-una-chiesa-italiana-a-istanbul-un-morto_7180d185-0d24-45ba-bd26-920e0a453c77.html

https://www.geopolitica.info/attacco-alla-chiesa-di-s-maria-ad-istanbul-ma-non-e-la-chiesa-italiana-nello-stesso-momento-ad-ankara-il-sottosegretario-di-stato-usa-incontrava-il-ministro-degli-affari/

YAZARIN DİĞER YAZILARI