?>

Pendik Belediyesi Ampute Futbol Takımı Başkanı Bozanlı; Spor aşkı engel tanımaz!

Ahmet Gülümseyen

3 yıl önce

Belediyelerin özel gereksinimli (engelli) bireyler için ne tür spor yatırımlar gerçekleştirdiği hususunda araştırma yapılırken, Pendik Belediyespor Ampute Futbol Takımı Başkanı Osman Bozanlı beyefendiyle tanışıp, spor konusunu engelliler açısından masaya yatırma imkânı bulduk. 

Başkan Bozanlı’nın uzun yıllar Ampute futbol oynadıktan sonra, Kulüp Başkanlığı yapması, sorunlara bakış açısı ve engellerin üstesinden kolay gelinmesi için yaptığı çalışmalar, herkes için büyük önem taşımakta. 

Sosyal medya (instagram/ahmetgülümseyen) üzerinden gerçekleştirdiğimiz ve toplumsal mesaj niteliği taşıyan o yayınımızı, diğer yönetimler başta olmak üzere herkese örnek olması amacıyla bugün köşemizde paylaşmak istedik. 

Hayırlara vesile olsun inşallah...

“SPOR AŞKI ENGEL TANIMAZ”

“Biz Ampute Futbolu oynamaya başladığımız zaman, İstanbul Anadolu Yakası, Çekmeköy’de tek takım vardı. O takımda başladık.

İlerleyen zamanlarda bu takım kapanınca, Anadolu yakasında Ampute Futbolu oynayacak takım kalmadı. O zaman Pendik Belediyesine müracaatta bulunmuştuk. Sağ olsun o dönemin Belediye Başkanı Kenan Şahin bu konuyla ilgilenerek, saha, malzeme ve ulaşım imkânı sağlanarak, 2013 yılında Pendik Engelliler Spor Kulübü adı altında Ampute Futbolu başlattık.

Daha sonra destekleri oldu ve şimdi Pendik Belediyesi Ampute Futbol Kulübü olarak faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Biz Belediye Başkanımıza bir sloganla gitmiştik; ‘Spor aşkı engel tanımaz’ Sağolsunlar beklentilerimiz karşılandı. 

Hatta büyük fedakârlık göstererek, o dönem bizlere, Türkiye’de üç tane, İstanbul’da ise bulunmayan Ampute Futbol Sahası tahsis ettiler. Türkiye’de 7 bölge var ve her bölgede engellilerle ilgili bir spor branşı var. Bizim arzumuz 81 ilimizde, tüm engelli branşları kapsayacak şekilde faaliyetlerin olması….”

ENGELİ BULUNMAYANLARA ÖRNEK OLMAK...

-Pendik Belediyespor Ampute Futbol Takımı ve Başkanı Osman Bozanlı-

“17 yaşında trafik kazasından engelli olduğum için, engelliliğimin öncesi ve sonrası olmak üzere, tüm engellileri bir kategoride değerlendirdiğimizde, bu insanlar; hem okul olarak, hem çalışma alanı olmak üzere, küsmeden ve bıkmadan hayat mücadelesi veriyorlar. 

Bu mücadelenin içerisinde yer alan engelliler hiçbir şekilde birilerinin kapısına gidip de ‘Ben engelliyim, ben muhtacım’ demiyor. 

Engelliler, bir azim ve istekle sadece ‘Bize imkân verin, elimizden geleni bu şekilde yapar ve mücadelemize devam ederiz.’ Seminerlere, toplantılara gittik ve çok insanlarla karşılaştık.

Engellilerin bu azmini, hayata bakış ve yaklaşımları, engeli bulunmayan insanlara örnek oluyor. Bizim mücadele azmimiz, diğer insanlara da daha iyi örnek oluyor…”

“İLK TESELLİYİ AİLEMDEN GÖRDÜM”

1994 yılında, Dünya Kupası futbol maçları gecenin geç saatlerinde oynanıyordu. Gece 3-4 gibi Dünya Kupasını izledik. O şekilde, olduğumuz yerde, televizyonun başında uyuduk. 

Sabah kalkıp erkenden işe gitmek icabetti. İşe giderken de, yolda uykusuz olduğumdan dolayı arabayı bariyerlere vurarak kaza geçirdim. 

Hastanede yattım. Belirli bir zaman sonra yoğun bakımdan çıktıktan sonra ayağımı kaybettiğimi öğrendim. 

Şöyle düşündüm; ‘Ayağımı kaybettim ama, o anki mantık, ben buradan çıkacağım ama, bana buradan ayak takacaklar’. 

Hatta babama dedim ki ‘Bana ayak taktıklarında, beni istasyonda indirin, ben eve koşa koşa gideceğim…’ Hastaneden geldik. 

O zaman eksikliğimiz. Sosyal medya bu kadar yaygın değil. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. 

Hastanede ayağımızı kestiler, diktiler, ‘alın bunu eve götürün!..’ Ne psikolojik destek ne rehabilitasyon, hiçbir destek alamadık. 

Bize ne yapacağımızı söylemedikleri gibi, bu hususta ailemiz de bilgi sahibi değildi. 

Eve geldiğimizde Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, rahmetli babaannemle, Erzurum şivesiyle şöyle bir diyaloğum oldu; ‘Oy oğul, sen embele olacak uşak mıydın. Nazarlara geldin.’ Babaannem bana teselli veriyordu…”

‘SPOR SAYESİNDE ENGELİMİZİ UNUTTUK’

“Ben gerçekten futbol hastasıydım. Futbol izlerken sabaha kadar uyumadım. Onun etkisiyle, sabah işe giderken de kaza yaptım. 

Her taraf yeşillikti. Arkadaşlar top oynuyor. 

Dışarıdan onların sesini duyduk, oynayamamanın psikolojisiyle iyice çöktük. 

Dışarıya çıktık. Karşıdan insanlar geliyor. Toparlayarak yürümemek için bekliyordum, insanlar gitsin ondan sonra devam edeyim. O düşünceyle yaşadık. 

Ben futbolla tanışana kadar, çok sorun yaşadım. Ampute futbolla tanıştıktan sonra, engelli arkadaşlarla bir arada spor yaptık, denize gittik, kampa gittik. 

Protezimi çıkararak, değneklerle sokakta yürüyebiliyorum. Ampute futbola başlamadan önceki hayatımda bunlar yoktu. 

Yusuf kardeşim var. Kendisi de doğuştan engelli. O zaman 12-13 yaşlarındaydı, şimdi 20 yaşına geldi. 

Bir ulusal basında şöyle bir röportajında söyledikleri çok anlamlıydı. ‘Beni küçükken top oynatmayan arkadaşlar, şimdi beni tribünden ve televizyondan izliyorlar’. 

Maçlarımıza seyirci gelmeye başladı, televizyonlardan da yayınlar yapılıyor. 

Bu gerçekten ayrı bir mutluluk…”

‘AMPUTE FUTBOLLA HAYATA TUTUNDUM’

Amputasyon süreci sonrasında, ailemden, eşim, dostum, akrabam, herkes destek olmaya çalıştı. Hepsine bir kez daha çok teşekkür ederim. Ayağımı kaybettikten, engelli olduktan sonra maddi ve manevi olarak desteklerini yanımda gördüm. 

Benim asıl hayata tutunma noktam ampute futbola, spora başladıktan sonra oldu. Çünkü sağlam bireyler ne kadar anlatırsa anlatsın, ben engelli olduktan sonra, engelliliği yaşayanlar hayatı bana daha iyi ifade ettiler. 

Dediğimiz gibi, spor aşkı engel tanımaz. Futbolu seviyordum, engelli oldum. 

Her şeyden kopacağım dedim ama ampute futbolla tekrar hayata tutunduk. Yaş ilerledi, genç arkadaşlara ulaştık. 

Takımımızda genç arkadaşlarımız var. Bizi izleyip de, bize ulaşmak isteyen arkadaşlar oldu, bu yayınımızdan sonra belki bize ulaşacaklar olacak. 

Hangi ilde, hangi takım var ise, bu işe ilgili arkadaşları yönlendirme yapıyoruz. Ne olursa olsun, engelliliği Allah, kimsenin başına vermesin ama her şeye hazırlıklı olmak lazım. 

Müslümanız, hepimiz kaderin ve kazanın Allah’tan geldiğine inanıyoruz. Ampute futbolla tanıştıktan sonra, yurt içi ve yurt dışında çok arkadaşlarımızla tanışma imkânı oldu. 

Artık bu engelin bize engel olmadığını, insanların bize engel olduklarının farkına vardık. Engel olmasınlar, destek olsunlar. Böyle olduğunda hayat mücadelemiz daha iyi ve keyifli oluyor…”

AMPUTE FUTBOLDA YABANCI OYUNCU KONUSU...

Türkiye’de birçok futbol kulübümüz var. Maddi imkânları da var. Neden ampute futbolda yabancı konusunu kafamıza takıyoruz?

Koşan futbolda da çok sayıda yabancı oyuncu var! ‘Türkiye’de o kadar engelli varken, neden yabancı oyuncu getiriyorsunuz?’ diyorlar. 

Bizler rehabilitasyon amaçlı bunları yapmıyoruz. Bizler artık ampute futbolu profesyonel olarak yapıyoruz. 

Örnek vereyim, takımımızda 3 tane yabancı oyuncu varsa, 15 tane de yerli oyuncumuz var. Ama yerli oyuncular, bir yerde bırakıyor. 

Bizler; yerli oyuncu, yabancı oyuncuyla birlikte gayret göstersin, rekabet olsun, daha iyi kaliteli takım ortaya çıkması gayretindeyiz.

Bakın dediğim gibi, ampute futbol bizler açısında profesyonel olmuştur. Canlı yayınlarımız var, Kupa ve Lig maçlarımız var.

Osman Çakmak hocamızın dediği gibi, dünyada Ampute futbolu Türkiye’den soruluyor. Ama bugün Ampute futbolda herkes eleştiriyor, koşan futbolda da bir sürü yabancı var. 

Yabancı oyuncu transfer konusuna gelince. Milli takımdaki birçok oyuncumuz Avrupa ve Dünya Şampiyonasına gittiği için, bizler de televizyon vermediği zaman internet üzerinden izliyoruz. 

Bizde menajer yok. Oyuncuları takip ediyoruz, 7 numara 5 numara diye. 

Oyuncunun başarısı ve takımımıza yarar sağlayıp sağlamayacağı hususunu değerlendirip, kendisiyle internet üzerinden iletişime geçiyoruz…”

‘KULÜPLERİNDE DÖNER SERMAYE OLMALI’

“Bugün 10 liraya oynayan oyuncu, 30 veya 40 lira verip, büyük bütçeler oluşturup şampiyon olan takımlar var. Gerçekten bunlar bize en çok zarar veren kısımlar. 

Hiç oyuncu yetiştirmeden, takımların emek verip yetiştirdiği oyuncuları transfer eden, yetiştirdiği takıma değerini vermeyen, takımlar var. 

Kulüplerin en büyük sıkıntısı, bir sponsor bulduklarında, önümüzdeki seneyi düşünmeden bütün o parayı buraya aktarıyoruz ve borcun içerisinde devam ediyoruz. Bizlerin en büyük sıkıntısı mali konular. 

Kulüplerin döner sermayesi olduğunda, mali sıkıntıların üstesinden gelinir. İnşallah bütün takımlarımızda bu uygulama olur. 

Kulübümüz adına, Pendik Belediye Başkanımız Ahmet Cin beye teşekkür ediyoruz. 

Takımımıza ait Ampute Futbol sahamız var. Sahamızın soyunma odaları tamamlandı. 

Sahamız faaliyete geçtiği vakit dışarıdan kimseye, ‘bizlere 5 lira 10 lira destek olun’, demeyeceğiz. 

Kulübümüzün kendi halı saha ve kafesi olacak. Futbol takımımız bu şekilde dönmeye çalışacak. 

Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu Bölgesinde öyle gençlerimiz var ki, engelli, evden çıkmayan. 

Sponsor desteğiyle birlikte, bu bölgedeki çocukları buraya getirip, okullarıyla birlikte spor yapmalarını sağlayabiliriz. Ama hepsi imkân meselesi. Şu anda sporcularımız arasında üniversitelerin Beden Eğitimi Bölümü okuyan arkadaşlarımız var…”

PROFESYONEL KULÜPLERİ ENGELLİ ŞUBELERİ...

2017 yılında Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Riva Tesislerinde Kamp Müdürlüğü yapıyorum. TFF, o dönem şöyle bir karar alma aşamasına gelmişti. Türkiye’de Süper Lig, 1. Lig ve 2. Lig’de yer alan tüm kulüplerin, engelli branşı olması konusunda bir karar çıkacaktı. 

Maalesef o çalışma askıya alındı. 

Daha sonra hiç gündeme gelmedi. Kurumların engelli birimlerine bakan kişilerle bir iletişim bozukluğu yaşanmaktadır. Bu da karar alma sürecini ya uzatıyor, ya da karar alınmadan konu kapanıyor…”

PENDİK BELEDİYESİ'NİN SPORA YATIRIMLARI...

Pendik Belediyesinin Ampute Futbol ve Tekerlekli Basketbol Takımları Süper Lig’de. 

Pendik Engelsiz Yaşam Merkezi’miz, Pendik Belediyesi Engelsiz Atölyemiz var. 

Atölyemizde tüm engellilerin kendilerini geliştirebilme imkânı var. Hiç evden çıkmayan, belediyenin araçlarıyla getirilip götürülen engelliler var. 

Belediye ne diyor, evinde oturan çocuk atölyeye gelip çalışarak, alın teriyle para kazansın….”

SPOR İLE DEĞİŞEN HAYATLAR...

Sporla birlikte hayata bakış açımız çok çok değişti. İlk günlerde babam derdi ki ‘Oğlum bir ayağın var, onu da futbol oynarken mi kaybedeceksin.’ Şimdi ise ailem maçlarıma geliyor. 

Doğuştan engelli ile sonradan engelli arasında çok fark vardır.

Sonradan engelli, pimi çekilmiş el bombası gibidir ama, doğuştan engelli biraz daha sakindir. 

Her engellinin spora başlama serüveni hüzün veya komedi şeklinde oluyor. 

Takımımız oyuncusu Adem, ilk idmana geldiğinde uzun bir kıyafet giymiş. Kendisinin kolu engelli, göstermiyor.

İlk idmana çıktı. Ben bunu sosyal medyadan takip ediyorum, bütün fotoğraflarında kolunu saklamış. Bu kardeşimize ‘Sen yapamazsın’ dedim ve idmandan kovdum. 

Önce kendinle barışık olman gerekiyor. Ama maşallah Adem’e bir özgüven geldi. 

Adem bir açıldı, hep sıfır kol kıyafet giymeye başladı. Engelli kolu dışarda. Her yere de gidiyor, her yerde de geziyor. 

Öyle öz güven geldi çocuğa şu an…”

‘AMPUTELİ FUTBOLCU ARAMAYA BAŞLADIK’

Pendik Belediyesinin çarşı kafesi var. Orada tam oturuyorduk, kenarda bir engelli görebilir miyiz? Yani şöyle söyleyeyim, yeni bir engelliye ulaşabilir miyiz? 

Çünkü engellilerin çoğu evden çıkmıyor, ya da gittiği yerde farklı algılanıyordu. 

Dediğimiz gibi 2017 Avrupa Şampiyonası ve 2018 Dünya İkinciliğinden sonra ampute futbolun adı çok duyuldu. Duyulduktan sonra da insanların çoğu bu sefer dedi ki ‘çocuğumuz ampute futbol oynasın’. Çünkü biliyorsunuz, o zaman milli oyuncularımız çok büyük maddi ve manevi destekler almayı hak ettiler. 

Allah razı olsun, daha çok alsınlar. Çünkü ülkemize bu gurur yaşattılar. 

Ampute futbol da olsa, dünyada bir nevi ismimizi duyurarak devam ettiler. Dediğimiz gibi, dışarıda engelli gördüğümüz zaman hemen yaklaşıyor ve konuşmaya başlıyoruz. 

Biz çoğumuz, birbirimizi böyle bulduk. Ben Ahmet’i gördüm, Ahmet Mehmet’i çağırdı ve çember oluşturarak takımımızı oluşturduk….”

‘MİLLİ SPORCULARIMIZLA GURURLANDIK’

2013 yılında kurulduk, 2015 yılında Süper Lig’e çıktık. Lig ve Kupa’nın ilk dört sırasında yer alma başarısı gösterdik. 

Bunlar da bizim için ayrı bir başarı ve heyecan. Bazen şampiyonluğu kaçırdığımızda üzüldük ama ikincilik kupasını görünce o üzüntü sevince dönüştü. 

Bazen arkadaşlar şöyle söylüyor ‘Bir sezonluk mücadele bu kupa içi mi?’ Ama bir bakıyorsunuz herkes kupa ile fotoğraf çektiriyor. Kupayla paylaşım yapıyor, aileler destek veriyor. 

Milli takımımızın Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında oyuncularımız yer aldı. Bunlar da bizim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. 

Takımımızın başarılı bir seviyeye ulaşmasına neden olduğu için, buradan tekrar Pendik Belediyemize teşekkür ediyoruz…”

"AMPUTE FUTBOL FEDERASYONU" KURULUR MU?

Türkiye Bedensel Engelliler Federasyonu’nun lokomotifi Tekerlekli Sandalye Basketbol ve Ampute Futboldur

Yaklaşık 5-6 yıldır, tekerlekli sandalye basketbol ve Ampute Futbolun, Bedensel Engelliler Federasyonu’ndan ayrılması konusu konuşulmaktadır. 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun altında faaliyet göstermekten ziyade, bizler Ampute Futbolun bağımsız bir federasyon olarak faaliyet gösterilmesinden yanayız. 

Şu anda gündemde bunlar var. 

Şu anda liglerimizde 35 Ampute Futbol Takımı var. Önümüzdeki yıllarda bu sayı 40’a çıkacak gibi görünüyor. 80’e yakın tekerlekli sandalye basketbol takımı var. 

Kulüpler bir araya gelerek, bağımsız bir federasyon kurulması konusunda, artısı ve eksisi ile değerlendirdik ve bununla ilgili federasyonumuza çalışmalarımızı sunduk...”

‘HER ŞEYİ KAMUDAN BEKLEMEMEK LAZIM’

“Her şeyi bir başkasından beklemekten ziyade, ailelerin de yüklenmesi gereken sorumluluklar var. Maddi olarak ailelere destek olalım ama yerine getirmemiz gereken görevler var. 

Her gelenin belediyeden isteği; ‘Benim engelli çocuğum var, bana bakmak, bana destek vermek zorundasınız.’ Bizler diyoruz ki, ‘senin engelli çocuğun var, gel bunu işe sokalım’, ‘ben iş istemem’ diyor; ‘Bana şu yardım lazım!..’

Bugün belediyelerin asansörlü araçları var. Engelliyi evinden alıp, okuluna götürebilir. Eğer hastaneye gidecekse, hastaneye gitmesine yardımcı oluyor. 

Devletimiz sağ olsun her türlü maddi ve manevi desteği sağlıyor. Bugün engellilerin bir ihtiyacı varsa, o zaman engelinin ihtiyacını görelim. 

Maddiyat ihtiyacı var ise maddiyatını karşılayalım, okul ise oku ihtiyacını karşılayalım, iş eksikliği var ise iş ihtiyacını giderelim. Ama burada engelli var, 200-300 lira vereyim veyahut ihtiyacı olmadığı halde gıda yardımında bulunayım. 

Şahsımca, bu tür uygulamalara karşı çıkıyorum. 

Eksiği ne ise onunla ilgilenelim, onu tamamlayalım. 

Maddi veya manevi bu ay eksiğini gideriyorsun, ama bunun bir sonraki ayı var. Bizim geçici değil de kalıcı çözüm bulmamız, buna odaklanmamız gerekiyor…”

AMPUTE FUTBOLDA DEĞERLER EĞİTİMİ...

“Dünyaca ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo’ya efor testi yapmışlar. Bir normal olarak koşmuş, bir de bizim şu an kullandığımız ve kanedyen değnek dediğimiz, koltuk değnekleriyle koşmuş. Kanedyen değnekle yapmış olduğu koşuda, normal koşuya göre 5 katı da fazla efor sarf etmiş. 

Diyoruz ya, sonradan engelli olmuş arkadaşlarımız, pimi çekilmiş patlamaya hazır el bombası gibiler. Biz akşamları idman yapıyoruz, gündüz güneşin altında maç oynuyoruz. Yendiğimizde seviniyor, yenildiğimize üzülüyoruz. 

Kazanmak da var kaybetmek de var. 

Diyoruz ki yendiğimizde nasıl seviniyorsak, yenildiğimizde de sinirlerimize hakim olalım. Bu düşünceyi, başkan veya hoca olarak oyuncularımıza anlatırsak yararlı olur. 

Spor ahlakı temelden gelir. 

Bugün 1. Lig futbol Kulüplerinden Altınordu Spor Kulübü’nün örneklerini gördük. 

Yendiği veya yenildiği maçlardan sonra soyunma odalarını temizlemeleri, örnek bir hareket. 

Maç, oynanmadan kazanılmıyor. 

Maçlara giderken kendimizin ve rakibin kadromuzu analiz ederek, bizim sahadan galibiyetle ayrılacağımız düşüncesiyle sahaya çıkıyoruz. 

Bakıyoruz, alacağımız maçı kaybediyoruz. Ya da tam tersi, alamayacağımız maçı alıyoruz. 

Buna bağlı olarak çok farklı duygular yaşıyoruz. O mücadele öyle geçiyor ki, deplasmana gittiğimizde rakip takımdan arkadaşlar otelimizde ziyaretimize geliyor. 

Bazen maça çıkacağımızda bakıyoruz benim oyuncum rakip takımın soyunma odasına gitmiş, rakiplerine takıma başarılar diliyor. 

Bizde böyle bir ayrım yok, hepimiz arkadaşız…”

‘MUTLULUK VE HÜZNÜ BİRLİKTE YAŞIYORUZ’

“Bir başka örnek, ben Ankara’dan çıktım, İstanbul’a geleceğim. Ankara takımının oyuncusu benim aracıma biniyor, yenmişiz veya yenilmişiz fark etmiyor, İstanbul’a geliyoruz. 

O takım İstanbul’a geldiğinde, bizde oynayan ve Ankara’da oturan oyuncumuz var ise, maçtan sonra takım aracına binip Ankara’ya gidiyor. 

Bununla ilgili Cengiz isimli arkadaşımızın bizle paylaştığı ve oldukça manidar olan anısını, sizle de paylaşmak istiyoruz; 

Antalya’da gerçekleştirilen bir organizasyonda şampiyonluk yaşadık. Final oynadığımız takımın oyuncusu, Ankara’ya kadar bizim aracımızla geldi. O arkadaşımızın üzülmemesi için, Ankara’ya kadar olan o yolculuk sürecince, şampiyonluğu doyasıya yaşamadık.’

Ampute Futbolda 5 Haziran’da başlayan Süper Lig maçları, 5-19 Haziran 2021 tarihleri arasında Ankara’da yapılacak. 

Bu maçlara katılacak olan 13 takım aynı konaklama yerinde kalacak. 

Yenen, yenilen, şampiyon olacak ve ligden düşen takım, hepsi bir arada kalacak. 

Bundan daha büyük Fair-Play, centilmenlik, bundan daha büyük mutluluk mu olur. 

Ampute futbol ailesi olarak sevinci ve hüznü hep birlikte yaşıyoruz...”

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI