?>

Özel gereksinimli şampiyon sporcuların verdiği önemli ders

Ahmet Gülümseyen

3 yıl önce

Özel gereksinimli (engelli) bireyler, hareket ve egzersizle kaliteli hayata ‘adım’ atarken, sportif başarılarıyla takdir toplamaya devam ediyor. 

Organizasyonlarda elde edilen dereceler, bizzat sporcuların anlatımlarıyla o denli net, o derecede açıklayıcı ki idareci/yöneticilere önemli mesaj niteliği taşıyor. 

Aktif sporun içinde yer alan sporculara kulak kabarttığımızda, hayatlarının nasıl değişime uğradığını net bir şekilde anlamak mümkün. 

2016 Rio ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunlarında ismini altın madalyaya yazdırarak, sportif başarıda ülkemiz adına yeni bir sayfa açan Abdullah Öztürk, sporun hayatını nasıl değiştirdiği ve ay-yıldızlı forma altında ülkemize kazandırdığı madalyalarla ilgili düşünceleri önem taşımakta. 

Şampiyon sporcumuz Öztürk’ün dikGAZETE.com'da (*) yer alan röportajı, bu konuda adeta toplumsal mesaj niteliğinde;

"Profesyonel olarak 16 yıldır sporun içindeyim. Hayatımda elde ettiğim her şeyi spor sayesinde kazandım. 

Masa tenisinde elde ettiğim başarılar sonucu inanılmaz güzel bir hayatım oldu. Projelerle sporu engellilere ulaştırmaya çalışacağız. Aramızdan yeni dünya şampiyonları, olimpiyat şampiyonları neden çıkmasın.”

Peki, bunun nasıl gerçekleşeceği sorusunun cevabını yine şampiyon sporcu veriyor… 

ANNE VE BABALARA DÜŞEN GÖREVLER

"En büyük sorumluluk anne babalara düşüyor. Engelli çocuklarınızı sokağa çıkarın, spor salonlarına getirin.

Getirin ki biz de onlarla spor yapalım, hayata çok farklı bir çerçeveden baksınlar. Spor, ben ve benim gibi birçok arkadaşımın hayatını değiştirdi.

Anne babaların yapmaları gereken tek şey, çocuklarını spor salonuna getirmeleri. Gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir.

Anne babalar şunu unutmasın, sizler bugün var, yarın yoksunuz. O engelli çocuğunuz hayata bir şekilde tutunmak zorunda. Bu da sporla olacaktır.”

Şampiyon sporcumuz Abdullah Öztürk’ün anne ve babalara verdiği mesaj, ebeveynlerin çocuklarını erken yaşta sporla buluşturmaları yönünde. 

Bu birliktelik, çocukların sağlıklı ve zinde kalmalarının yanında sosyalleşmelerinde önemli rol oynamakta. 

Bu sözleri, bizler dile getirsek belki duygusal/kişisel, sıradan şeklinde değerlendirilir ama konunun hassasiyetinin bizzat şampiyon sporcular tarafından gündeme getirilmesi önemli ve ders niteliğinde. 

Düşünebiliyor musunuz; Abdullah Öztürk, spora başlamasa veya uluslararası yarışmalarda başarılar elde etmese, verdiği mesaj bu denli anlamlı ve etkili olur muydu, tartışılır! 

Devam edelim… 

HER BİR BAŞARININ KARŞILIĞI VAR!.. 

Sporun özel gereksinimli (engelli) bireylerin etkisini yansıtan bir başka haberde ise görme engelli minik sporcuları, üç aylık eğitim sonrasında elde ettikleri başarıları yer alıyor. 

Hamza Anıl, Muhammed Rınas ve Arda Şimşek isimli Diyarbakırlı minik sporcuların kısa sürede bu başarılara ulaşması.

Bu örneklerden bir tanesi de Paralimpik masa teniste üçüncü Dünya Şampiyonluğunu hedefleyen Nesim Turan.

Ne diyor Turan; “Ben kendimi hiçbir zaman engelli sporcu olarak tanımlamıyorum. Biz sporcuyuz, bu ülkenin bayrağını taşıyan, bu ülkeyi gururla temsil eden ve nice başarıları kazanan sporcular olarak kendimizi ifade ediyoruz…”

ÖRNEK BELEDİYECİLİK; YEŞİLYURT

Sporcunun her bir başarısı tesadüfi değil, sporcunun antrenörünün gözetiminde programlı çalışması sonrasında karşılık buluyor. 

Bu sürecin en önemli destekleyicisi sponsor, kurum ve kuruluşlar.

Bugün yazımıza konu olan ve dikGAZETEcom’da yer alan (**) bu haberlerden birisi de görme engelli atlet Yusuf Çelik

Dokuz yaşında spora başlayan 16 yaşındaki Çelik’in yeni hedefi, milli takıma seçilmek ve uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsil etmek. 

Başarı yolunda en önemli destekleyicisi ise Yeşilyurt Belediyesi. Belediyenin görme engeliler spor kulübünde sürdüren Yusuf Çelik ve spora yapılan yatırımlar hakkında düşüncelerini açıklayan Başkan Mehmet Çınar’ın, “Üç yılda belediye olarak 200 milyonun üzerinde tesisleşmeye yönelik yatırım yaptık. 21 branşta gençlere hizmet vermeye çalışıyoruz. Sporcu sayımız 3 bin 700. Amacımız hem Malatya’yı hem ülkemizi temsil edecek başarılı sporcular yetiştirmek…”

İlgili kurum ve kuruluşlar, tesis, antrenör ve sporcu. Basına, bizlere düşen görev ise, bu süreci haberleştirmek. 

Bugün yazımıza konu olan 'haber demetimiz'den, toplumun yararına olacak şekilde yetkililerin gerekli mesajı almaları ve sporun (hareket ve egzersizin) hayatımızın bir parçası haline getirilmesine katkı sağlamak…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

(*) Olimpiyat şampiyonu paralimpik masa tenisçi Abdullah Öztürk'ten ailelere çağrı

(**) Görme engelli atlet Yusuf Çelik Avrupa'da madalya hedefliyor

YAZARIN DİĞER YAZILARI