Özel Askeri Şirketlerin Rolü ve 12 Şehidimiz Üzerinden Hassas İddiaların Değerlendirilmesi
Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte uluslararası güvenlik ortamında önemli değişimler yaşandı. Süper güçlerden birinin tamamen ortadan kalkması, dünyanın birçok yerinde ciddi güvenlik zafiyetlerine sebep oldu. Bunun bir sonucu olarak mikro ölçekte çatışmaların artması, devletlerin askeri harcamalarında tasarrufa gitmesi ve silah, teknoloji transferinde yaşanan sıkıntılar, özel askeri şirketlerin (Ö.A.Ş.) önemini arttırdı.
Ö.A.Ş.'ler, devletlerin ihtiyaç duydukları askeri hizmetleri, sivil şirketler aracılığıyla sunan kurumlardır. Bu şirketler, muharebe hattında savaşan askerlerden, istihbarat ve lojistik destek sağlayan uzmanlara kadar geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır.
Ö.A.Ş.'ler, üç ana kategoriye ayrılabilir:
Askeri Hizmet Tedarikçisi Şirketler; Bu şirketler, muharebe hattında taktik seviyede hizmetler sunmaktadır. Savaş ve nakliye helikopterleri, ağır silahlar ve her tür yardımcı uzmanı barındıran genellikle bir tabur büyüklüğünde kuvvet tahsis ederek çatışmaların gidişatını etkileyebilirler.
Askeri Danışmanlık Şirketleri; Eğit-donat temelinde faaliyet göstererek "müşteri" devletlerin silahlı kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesini sağlamaktadırlar. Özellikle Körfez ülkeleri gibi iktisadi olarak zengin ama askeri bilgi ve teknik açıdan zayıf ülkeler, bu şirketlere başvurmaktadır.
Askeri Destek Şirketleri; Bu şirketler ise savaş ya da harekât alanına doğrudan etkisi olmayan lojistik, istihbarat, teknik destek, tedarik ve taşımacılık gibi ikincil alanlarda askeri hizmetleri destekleyen ve mevcut kabiliyetleri arttıran servisler sunmaktadır.
Bu maddeleri biraz daha açıp, detaylandırmak gerekirse;
Ö.A.Ş., özellikle tehlikeli bölgelerde faaliyet gösteren hükümetlere ve şirketlere güvenlik danışmanlığı sağlar. Bu, personel ve varlıkların korunmasını içerebilir. Ö.A.Ş., müşterilerine güvenlik risklerini değerlendirmek ve uygun güvenlik stratejilerini geliştirmek konusunda danışmanlık yapabilir.
Malzemelerin, ekipmanların ve insanların güvenlikli bir şekilde tehlikeli bölgelere taşınmasına yardımcı olabilirler. Bu tür operasyonlar genellikle savaş bölgelerine yardım malzemeleri ve insani yardımın ulaştırılmasını içerir.
Çoğunlukla olmasa bile bazı Ö.A.Ş., müşterilerine istihbarat toplama ve analiz hizmetleri sunar. Bu operasyonlar, istihbarat gereksinimlerini karşılamak için casusluk ve gözetleme gibi yöntemleri içerebilir.
Gerekli kontratlar yapıldığında Ö.A.Ş., afet bölgelerine veya savaş bölgelerine yardım operasyonlarında rol oynayabilir. Bu, insanların tahliye edilmesi, sağlık hizmetlerinin sağlanması ve yardım malzemelerinin ulaştırılmasını içerebilir.
Ö.A.Ş.’in bir başka faaliyet alanları ise, bazı bölgelerde tesislerin ve şirketlerin korunmasından sorumludur. Örneğin, kamu şantiyeleri, petrol sahaları veya maden tesislerinin güvenliğini sağlamak gibi görevler bu kategoriye girer.
Buradan yola çıkarsak Ö.A.Ş.'ler, uluslararası güvenlik ortamında önemli bir rol oynamaktadır. Bu şirketler, devletlerin askeri kapasitelerini artırmasına, çatışmaların maliyetini düşürmesine ve insan kayıplarını azaltmasına yardımcı olmaktadır. Ancak Ö.A.Ş.'ler, bazı olumsuz sonuçlara da yol açabilmektedir. Örneğin, bu şirketler, “insan hakları ihlalleri, yasal düzenlemelere aykırı davranışlar ve şeffaflık eksikliği” ile suçlanmıştır.
Ö.A.Ş. ile ilgili sanırım en güzel yorum; bu şirketlerin faaliyetlerini izlemek üzere görevlendirilen bir Birleşmiş Milletler Raportörünün söylediklerinde gizlidir: “Özel Askeri Şirketlerin faaliyetleri, son kırk yıldır, halkların kendi kaderlerini belirleme haklarını kullanmalarını engellemek ve insan haklarını ihlal etmek için devreye sokulan bir şiddet biçimidir.”
Sözleşme yoluyla müşterilere hizmet veren bu şirketler, yabancı devletlerle yapılan sözleşmelerde belirli yükümlülükler altına girmekte ve bazen de lisanslar alarak bağlılıklarını ortaya koymaktadırlar. Ancak bu bağlılık, geleneksel askeri birliklerin ulusal çıkarları temsil etme yeteneğiyle kıyaslandığında farklılık arz etmektedir.
İllegal olarak hizmet veren paralı askerlerden farklı olarak, özel askeri şirketler, yasal bir yapıya sahiptirler; müşterilerine yukarıda dediğimiz gibi bir kontrat yoluyla bağlanırlar, global piyasa içinde birbirleriyle rekabet ederler.
Bu durum bir “arz / talep” meselesi oluşturduğu içindir ki, köprü altlarında ciddi rekabetler yaşanmaktadır. Bu sebeple Ö.A.Ş.’lerin kolay kolay kanun dışı hizmetleri kabul etmeleri pek rastlanılan bir olay değildir. Yani bir mafya çatışmasında, yasa dışı örgüt faaliyetlerinde ya da uyuşturucu ticaretinin güvenliğinin sağlanması için bu firmalarla masaya oturamazsınız.
Ki dünya üzerinde çok az Ö.A.Ş. vardır ki; size askeri hizmet tedariki sağlasın. Yani çok az ve çok pahalı bazı şirketler, sıcak çatışma ve / veya muharebe hattında size hizmet sunar. Satın almanız ayrı bir sorunken, masaya oturup kontrat imzalamanız da daha ayrı bir sorundur.
Buraya kadar okuduklarımızı kenarda tutalım.
01 Ocak tarihli Yeniçağ gazetesinde Arslan Bulut tarafından kaleme alınan yazıda bahsedilen olaya dikkat çekmek istiyorum. (*)
Amerikan güçlerinin Bölücü Terör Örgütüne (BTÖ) eğitim ve lojistik destek sağladığı konusunda kamuoyunda genel bir fikir oluşmuş durumda zaten. Ancak, Sayın Bulut'un iddia ettiği, 12 askerimizin öldüğü harekâtta Amerikan Özel Askeri Şirketi çalışanlarının da hayatını kaybettiği bilgisi büyük önem taşımaktadır.
Bu tür bir bilgi, "devlet sırrını ifşa" suçuna girmez mi? Bu bilgiyi nasıl elde ettiğiniz, yeterliliğiniz ve profesyonelliğiniz konusunda da sorular ortaya çıkmaktadır. Açık bir kaynakta böyle hassas bir bilgiyi yayınlamak ise kesinlikle profesyonellikle bağdaşmamaktadır.
Eğer bu “bilgi” gerçekse, neden devletin idari ve adli birimlerinin sessiz kaldığını da ayrıca merak ediyoruz. Bu tür bir ihlal, ciddi davalar, icralar, yaptırımlar ve tazminatlar gerektirmektedir.
Ancak kanımca Sayın Bulut, bunu “uyanık bir tüccar” mantığı ile “kazanmak için” ortaya atmıştır. Kaldı ki yazmış olduğu bu verilerin de gerçeklerle bir alakası yoktur. Olmasının da mümkünatı yoktur. Akla da mantığa da aykırıdır. Yukarıda tek tek açıkladık ‘Özel Askeri Şirketlerin Rolleri’ni ve mantığa dayalı sebeplerini. Olsa olsa Sayın Bulut’un bu iddiası “komplo teorisi”dir.
En rasyonel ve geçerli sebep ise BTÖ böyle bir Ö.A.Ş. ile antlaşma yapamaz. Parayla ilgisi yok bunun; hiçbir özel şirket böyle bir sözleşme yükümlülüğü altına girmez. Bunun kendi ülkesinde yasalar nezdinde ciddi yaptırımları olur.
Sizin resmi bir devlet / ordu ile antlaşmanız farklıdır, kendi ve birçok ülke tarafından “Terör Örgütleri Listesi”nde olanlarla yapacağınız antlaşmalar çok farklıdır. Bol sıfırlı ama cidden bol sıfırlı rakamlar söz konusu olursa belki… Peki, BTÖ bu “bol sıfırları” karşılayabilir mi?
Karşılayamaz!..
26 Aralık 2023 günü yayınlanan yazımda; “Terör Örgütüne İstihbarat Desteği Olabilir mi?” (**) diye sormuş ve tane tane, madde madde açıklamıştım.
Baş şüphelilerden birinin ABD ve İsrail olduğunu orada da kendimce sebeplerle sunmuştum. Evet, istihbarat sağlamış olabilirler. Lojistik ve ikmal desteği vermiş olabilirler. Ama Ö.A.Ş. vasıtasıyla sıcak çatışmaya silahlı unsur göndermeleri?.. Bu çok zor ve bir o kadar da akıl dışı bir varsayım olur.
Sayın Bulut'un bir ameliyat sonrası heyete teşekkür eden cümleler arasında sıkışmış bu iddiası, belki de dikkat, ilgi veya okuyucu çekmek için yapılmış bir hareket olabilir. Ancak bu tür iddialar, devletin ve ordunun itibarı göz önünde bulundurularak özenle ele alınmalıdır.
Sonuç olarak, "tıklama ve okunma" kaygısıyla ortaya atılan bu tür iddiaların ciddiyeti, devletin ve ordunun itibarı göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.
İddiaların gerçekçiliği ve mantığı hakkında kesin bilgilere sahip olmak gerekmektedir. Bunun dışında sunulan ve yazılanlar “magazinden ve dedikodu”dan öteye geçemez…
.
Serkan Yıldız, dikGAZETE.com
(*) https://www.yenicaggazetesi.com.tr/devletin-corbasini-icmek-ve-otesi-750697h.htm
(**) https://www.dikgazete.com/yazi/teror-orgutune-istihbarat-destegi-olabilir-mi-6373.html