Örtülü İstihbarat Operasyonlarda Güvenlik Önlemleri
Örtülü istihbarat operasyonlarda “Güvenlik” tüm operasyonun en temelinde, en önemli yerindedir.
“Örtülü Operasyon” nedir ne değildir daha önceki yazılarımızda işlemiştik. Ve bu tip operasyonlarda “güvenlik” denildiğinde birçok alan, içine girer.
Tek bir başlık altında toplanamaz. Ancak önem sırasına göre bir öncelik listesi yapılacak olursa;
1- Personel Güvenliği
2- Bilgi - Envanter - Doküman Güvenliği
3- Muhabere Güvenliği
4- Dijital Güvenlik
5- Mühimmat ve Mühimmat Atığı Güvenliği
6- İz ve Delil Güvenliği
7- Ulaştırma ve İkmal Güvenliği
Bir operatif harekât yürürken askeri “Security Check-List”inde yazanlar ve dikkat etmeniz gereken güvenlik tedbirleri belli başlı olarak bunlardır. Ancak; attığınız her adımın, temasa geçtiğiniz her kişinin – nesnenin “bireysel güvenlik” sorumluluğu yine operasyon görevlilerinin üzerindedir. Ve bu durumdan da mesul memur kendileridir.
Personel Güvenliği;
Operasyon icra edilirken ilk sırada ve en önemli madde budur.
Yürüyen ve işleyen bir planda ilk önce “Operasyon Görevlileri”nin güvenliklerinin, tek parça kalmalarının ve vücut bütünlüğünün bozulmamasına karşı önlemler alırsınız. Birçok açıdan incelemeniz gereken bir durumdur bu.
Tehditkâr arazi şekilleri, iklim zorlukları, tabii muhalefet, trafik ve diğer oluşabilecek muhtelif toplumsal olayları önceden kestiremeseniz bile bu tip durumlar, her zaman varmış gibi düşünüp, planlama yapılır.
Ölümü bekler, vereme razı olursunuz yani.
Yürüyüş kolu, pusu ihtimalleri ve taciz ateşlerine karşı çevrenin ve arazinin tabii mevzilerini görmezden gelemez hatta ona göre yürüyüş / istikamet yönü oluşturursunuz.
Düşman birimlerinin mevcudu, envanteri ve potansiyel ateş güçleri hakkında bir istihbarat olmazsa elinizde, büyük ihtimal ciddi sorunlar çıkacaktır.
Ve bu sorun, personel kaybı ile hanenize yazılır.
Bu sebeple ilk dikkat etmeniz gereken maiyetinizin güvenliği yani “Personel Güvenliği”dir. Faturası ağır olur. Maddi manevi çok üzücü ve tahrip gücü yüksek sonuçlar çıkar.
Bilgi - Envanter - Doküman Güvenliği;
Diğer önemli maddemizdir. Operasyonel bir faaliyet içinde dikkatsizlik sonucu düşüreceğiniz, kaybedeceğiniz ya da otel çekmecesinde unutacağınız küçücük bir doküman, bilgi notu, kartvizit hatta sigara paketi bile önce çalıştığınız müşteriye (devletinize) sonra da size çok ağır zararları olur.
Sigara paketi sizi ele verir ama kaybedeceğiniz bir harita bambaşka “bilgilerin düşman eline geçmesine” sebep olur.
Diğer doküman kayıplarında ya da zarar görmelerinde uğranacak “zarar”, kelimelerle bile ifade edilemez.
Evrakı ya da dokümanı yaksanız, üzerine bina göçertseniz hatta önce uzaya ardından aya yollasanız bile artık o bilgi “düşman eline geçmiş bir bilgi” olarak var sayılır.
Tüm bu sorunlarla uğraşmamak için dikkat etmeniz gereken nokta “Bilgi - Envanter - Doküman Güvenlik önlemleri”dir.
Muhabere Güvenliği;
Kanımca dikkat edilmeyen ve en çok açık verilen güvenlik sekmesidir. Artık dijital bir dünyada yaşıyoruz ve tüm bu veri akışı, mutlaka ama mutlaka birileri tarafından izleniyor.
“Siber Savaş ve Siber İstihbarat”tan geçen yazımızda bahsettik.
Ve siz örtülü bir operasyondayken kız arkadaşınıza göndereceğiniz “Eiffel Kulesi” manzaralı bir fotoğraf, sizi tamamen ele verecek ve tüm operasyonu, yapılan masrafı, harcanan emeği ve o kadar insanın çabasını boşa çıkartacaktır.
Siz orada turistik bir gezide değilsiniz ve kimse sizin nerede olduğunuzla ilgilenmiyor.
Sizden beklenen tek bir şey var ve onu başarmanız isteniyor. Pembe kokulu kız arkadaşınız, emin olun ülkenizin çıkarlarından çok daha önemli değil.
Ya da arkadaşlarınızın sizi gıpta ederek sosyal medyanızdan izlemesi?
Bunun da bir önemi yok!
Ve emin olun, onlar sizi Bayburt’ta bir şantiyede bilirse bu herkes için çok daha güvenli olacaktır.
Diğer yandan, kriptolu konuşmalarınız, mesajlarınız hatta mevcut olarak kullanılan birçok iletişim araçlarını kullanırken de çok ama çok dikkatli olmalı, size verilen brifingi çok iyi dinlemeli ve orada size anlatılanların asla “önemsiz” şeyler olmadığının bilinciyle hareket etmelisiniz.
Operasyon anında, aynı takım içindeki görevlilerin bile birbirleri ile kuracakları radyo temelli muhabere bile maksimum güvenlik önlemlerinde olmalıdır.
Bir anda ensenizde “Vitali Hanzo”nun çeliğini hissetmek istemiyorsanız buna çok dikkat etmek zorundasınız.
Dijital Güvenlik;
Aslında bu biraz da sizin dışınızda alınması gereken bir güvenlik parametresidir ancak sizin de muhakkak ve mutlaka sorumluluklarınız vardır.
Örtülü operasyonu icra edeceğiniz bölgede ki ‘ATM’ler, ‘AVM’ kapıları, banka ya da kurumsal firma girişleri, gözlem direkleri hatta trafik lambaları, “tik-tok” videosu çeken gençler, sosyal medya paylaşımlarının yoğun yapıldığı turistik bölgeler, havaalanı, istasyon hatta toplu taşıma durakları, balkonunda laptopu açık, film izleyen bir genç ve hatta bu istikametlerde oluşabilecek her türlü dijital kayıt sistemine karşı dikkatli olmak sizin görevinizdir.
Çünkü buraların hepsinde kamera vardır ve 7/24 kayıttadır.
Merkez Karargâhtaki dijital uzman, her ne kadar tüm bu noktaları körletse bile “gözden kaçırma” ihtimalini düşünmek yine sizin görevinizdir.
Ancak yüksek ihtimal, teknik uzmana güvenmemekte fayda vardır. Onun ‘yeteneksiz’ olmasından değil onun sıcacık ofisinde, sizin ise alanda olduğunuzdan dolayıdır.
Mühimmat ve Mühimmat Atığı Güvenliği;
Düşman ya da hedef lokasyonda girdiğiniz bir operasyonel faaliyet sırasında arkanızda bırakacağınız ya da unutacağınız küçücük bir mermi kovanı, sizin başınıza öyle dertler açar ki inanın bana hayal gücünüz bile o kadarını kuramaz.
Nasıl ki?
Şöyle örnek vereyim; A ülkesindeki bir operasyonda, çıkan silahlı çatışma sonucunda bir masum sivil hayatını kaybeder.
Olay yeri incelemesinde sizin ülkenizdeki bir firmaya ait olan bir mermi kovanı bulunur.
Hayatını kaybeden sivilin, acı dolu ailesi, kovanın izini sürer ve belli tarihler arasında kendi ülkelerine, sizin ülkenizden giriş yapan insanların eşkâllerini çıkartırlar.
Küçük bir adli araştırma sonucunda 2000 kişilik ülkeye giriş yapan liste 50 kişiye düşer.
İşler, artık onlar için daha kolaylaşmıştır.
Araştırma biraz daha kapsamlaştırılır ve bir akşam, ‘güvenlikli’ olduğunu düşündüğünüz sitenize girmek üzereyken beyninizde bir kurşun deliği ile komşularınız tarafından ölü halde bulunabilirsiniz.
Eğer şanslıysanız bu krizden, çok daha önce haberiniz olur ve topukları yağlamak için bir fırsat yaratırsınız kendinize.
İşte bu kadar önemli bir noktadır; arkanızda bırakacağınız mühimmat atık güvenliği protokolü…
İz ve Delil Güvenliği;
Bu konuda birçok defa eğitime – kursa – uygulamaya tabi tutulsanız bile mutlaka ama mutlaka “güvenlik açığı” vereceğiniz yer tam olarak burasıdır.
Bu sebeple bu maddede geçerli olmak üzere, eğer ki fotofobik bir hafızanız yoksa, bitirilen bir operasyonda sizin kendi ekibinizden birileri gelip, olay yerindeki delil ve izleri temizlemekle görevlendirirsiniz.
Kendisi de bu konuda size ve diğer takım arkadaşlarınıza göre daha uzman ve daha eğitimlidir.
Tamamen steril, maske – bone – eldiven ve önlük ile bir operasyona giremeyeceğinizden dolayı birilerinin sizin arkanızı toplaması çok normal ve bir o kadar da önemlidir.
Özellikle günümüz gelişen ve önü alınamayan teknoloji çağında arkanızda bırakacağınız nefes kokunuzdan bile sizin tespit edilme ihtimaliniz varken ve üzerinizde bu kadar baskı, stres ve önlem alma zorunluluğu varken burada açık verme ihtimaliniz çok çok fazladır.
Ve birilerini bu konuda görevlendirmeniz kimse tarafından ayıplanmayacaktır. Ancak bunu mutlaka yapmalısınız.
Unutamaz, yok sayamaz hatta gerekirse operasyon yaptığınız binayı, komple havaya uçurmak pahasına da olsa (ki asla çözüm değildir) yine de önlemleri almak zorundasınızdır.
Ulaştırma ve İkmal Güvenliği;
Operasyonu tamamlamışsınız, görevlendirdiğiniz ekip, arkanızda iz ve delilleri kaldırmış, tüm dijital gözlerden saklanmış, tüm muhabere önlemlerine uymuş, sıfır kayıpla, tereyağından kıl çeker gibi işinizi yapmışsınız.
İndiğiniz binanın önünden hemen bir taksi çevirip, havaalanına gitmesini söylerseniz yine sınıfta kalır, yine başarısız olur hatta muhtemelen uçağa binmeden yakalanır veya tutuklanırsınız.
Yapmanız gereken “Ulaştırma Güvenlik Kuralları”na uymanızdır.
Koşarak olay yerinden uzaklaşmak, hızlı bir araba ile kaçmak, hatta binanın çatısından paraşütle atlamak sizi asla kurtarmaz.
Siz bir “Tom Cruise” değilsiniz. Ve Tom Cruise’u ineceği yerde asla birileri (parmağı tetikte düşman birimleri) beklemez.
Paraşütle bir caddeye iner, paraşütü toplar, çöp kovasına atar ve sakince yürümeye devam eder. Ve mucize eseri olarak o caddedeki kimse, tepelerine paraşütle inen bir adamı fark etmez.
Kendinizin o caddede olduğunu bir düşünür müsünüz?
Hemen yanınıza paraşütle biri iniyor!..
Bu olsa olsa sadece filmlerde olur.
Ve sadece filmlerde, dizilerde olabilecek birçok fantastik olay gibi bu da öyledir. Ve asla hiçbiri gerçek değildir.
En basit örneği ile bir insanın ömründe birkaç kere bile zor görebileceği bir manzarayla karşılaştığınızda –manzaranın yaratıcısı siz olsanız bile- diğer tüm sivil insanlar nasıl panik yaparsa sizin de öyle paniklemeniz gerekir!
Ama bu profesyonel paniği, ne Tom Cruise’da, ne Mr. Bond’da ne de Polat Alemdar’da göremeyiz.
Birileri ölmüştür, öldürülmüştür, vurulmuştur, bir yer patlamıştır hatta havaya uçmuştur ve bu hayali karakterler, son derece soğukkanlılıkla olay yerinden ukala bir tebessüm ile uzaklaşırlar.
Ancak siz böyle davranırsanız bırakın hasım istihbarat uzmanlarını orta derece eğitim almış bir polis memuru bile sizi fark edecektir. Ama film ve dizilerde bu bir türlü fark edilmez.
Neredeyse pelerinleriyle uçup - kaçmadıkları kalır oradan.
Oysa ben orada görevli memur olsam, ilk buna bakarım. Kimler soğukkanlı davranmış onu ararım.
Ve siz, bu manzarayla karşılaşan her sivil ne yaparsa aynen öyle yapmalısınız.
Bir sivil ne yapar peki?
Panik yapar, ne yapacağını bilemez, sağa-sola koşturur, elinde telefon öylece şapşallaşır.
Kameralar sizi çekmiyor rahat olun, gerekirse ağlayabilirsiniz bile.
Sizden beklenen de tam olarak budur.
Tabii ki ağlamanız değil dikkat çekmeden olay yerinden uzaklaşmak…
Panik ortamı sakinleşince dilediğinizi yapmakta özgürsünüz ama hala daha uçağa binip, sevgilinize dönmek için acele etmemeniz naçizane tavsiyemdir. Çünkü havaalanı giriş ve çıkışlarında sıkı bir takip söz konusu olacaktır.
Yüz mimikleriniz bile sizi ele verir bu anlarda.
Sonuç olarak; örtülü bir istihbarat operasyonunda sizi ele verecek tek şey; yine kendinizsinizdir.
Almadığınız “Güvenlik Önlemleri”, unutkanlıklarınız, özensiz ve dikkatsiz attığınız adımlar hatta “yaşadığınız ruhsal travmalar”dır.
Ve tüm bu saydıklarım arasındaki “Güvenlik Önlemleri” çok ama çok mühimdir.
Yaşamla ölüm arasındaki incecik çizgidir, kazanmak ve kaybetmek, zafer ya da mağlubiyet, sevinç ya da gözyaşı…
Bu kadar ince bir çizgide yürümeniz gerekiyorsa ve sorumluluk tamamen size aitse, alınacak kararların yükü omuzlarınızdaysa fazla bir tercih hakkınız da yok gibi durmamaktadır.
.
Serkan Yıldız, dikGAZETE.com