Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Ramazan bayramı vesilesi ile Suudi vatandaşlarının yanı sıra dünyanın her yerindeki Müslümanlara hitaben konuşmasında; Suudi Arabistan’ın kurucu Kralı Abdulaziz Al Suud’un yaklaşımını devam ettirerek, Suudi Arabistan’ın kutsal topraklara hizmet etmekten şeref duyduğunu, ülkenin kuruluşundan bu yana radikalizmi reddederek İslam ümmetini birleştirmeye çalıştığını söyledi.
Kralın açıklamasına bakılırsa Suudi Arabistan hükümetinin, kuruluşundan bu yana tüm potansiyeli, politik ağırlığı ve uluslararası prestiji ile aşırılık ve terörizmle mücadele etmenin yanında, İslam dininin parlak imajını korumak için de çok çalıştığına inanmamız gerekecek.
Geçtiğimiz yıl Rakka, Haseke ve Deyr ez Zor bölgelerinde yaşayan 50 Arap aşiretinin lideri Şanlıurfa’daki Harran Otel’de bir araya gelmiş, toplantı, Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) komutasında yeni bir ordu kurmak için düzenlenmişti.
Bu toplantıda Şammar aşireti de temsil edilmişti.
Türkiye’nin bu hamlesine karşı atak Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün cephesinden geldi.
Adı geçen ülkelerin askeri danışmanlarından oluşan Arap koalisyon güçlerinin Suriye’nin doğusunda ve Heseke kentinde terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu olan SDG’ye destek için 2014’ten beri gizli çalışma yürüttükleri belirtiliyor.
Bu faaliyet sözde Suriye’nin doğusunda Lübnan ve İran’a bağlı güçlerin bulunduğu, Irak sınırındaki Elbu Kemal bölgesinde 20 binin üzerinde İranlı paramiliter güçlere karşı.
Bu amaçla Suudi Arabistan liderliğindeki Arap koalisyonu, Suriye’nin kuzeyine ve Fırat’ın doğusuna askeri güç göndermenin hazırlığını yapıyor.
Terör örgütüne destek veren Arap güçlerinin bir diğer görevinin de bölgede oluşturulmak istenen “Şii Hilali”nin önüne geçmek olduğu belirtiliyor.
Suriye Arap Aşiretleri Yüksek Şurası Sözcüsü Mazar Hamad Esad bu projeyi sahada yürütenlerden.
Ona göre Suriye’nin kuzeyi ile Fırat’ın doğusuna Arap gücü yerleştirilmesi ve Arap aşiretleri ordusuna katkı sunacak ülkeler arasında Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Ürdün ve Mısır var.
Hatta Arap koalisyonu dışında Malezya, Pakistan ve Endenozya gibi bazı İslam ülkelerinin de bölgeye asker göndermesi gündemde.
Bana kalırsa bu imkansız ve Arap goygoyculuğunun hayali.
Bununla kalsa yine iyi.
Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde ikamet eden Arap, Kürt ve Süryani aşiretleri de bu projeye dahil edilmek isteniyor.
Düğmeye basan Trump olabilir mi?
Çünkü ABD Başkanı Donald Trump’ın "Suriye’de kalmamızı istiyorsanız finanse edersiniz" diye Suudi Arabistan’a baskı yaptığı biliniyor.
Trump’ın bu çağrısı anlaşılan muhatap bulmuş ki Suudi Arabistan; Pentagon’un YPG’nin öncülüğünde Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu Sınır Muhafızları Gücü’nü finanse etmeye başladı.
PYD/YPG’nin öncülük ettiği ve Arapların El Senadid Kuvveti’nin katıldığı Sınır Muhafızları Gücü de açıklama yaparak, Suudi Arabistan’ın kendilerini desteklediğini duyurdu.
El Senadid Kuvveti, 2014’te Şammar aşireti tarafından IŞİD’le savaşmak için kurulmuştu.
Sahada Suudi askeri danışmanları, Suriye’nin Irak sınırında, Musul kentine yakın Yarubiye’de sınır muhafızlarına katılımlar için kayıt tutuyor.
PYD/YPG’nin de Suudi Arabistan’ın finanse ettiği yeni sınır muhafızlarına katılım için izin verdiği, bölgeden gelen haberler arasında.
Bölgedeki ekonomik sıkıntı, gençlerin sınır muhafızlarına katılmasında önemli etken.
Arap aşiretlerine bu teklifin cazip gelmesinin nedeni, Washington ile Körfez ülkelerinin, Kuzey Suriye’de etkili olan ABD destekli terör örgütü YPG’nin elindeki toprakları Arap aşiretlerin kontrolüne bırakacağına dair söylentiler.
SDG’nin kontrolündeki Doğu Fırat bölgesinin Körfez ülkelerinin desteğinde kurulacak yeni bir Arap ordusuna teslim edilmesine Arap aşiretlerinin sıcak baktığı söylenebilir.
Buna göre YPG kontrolündeki Rakka, Suudi Arabistan destekli Ceyşül İslam grubuna teslim edilecek.
Böylelikle SDG’nin kontrolündeki Kuzey Suriye bölgesindeki Arap bölgeleri yeni ordunun kontrolüne geçecek ve yeni bir yönetim kurulacak.
Kim ne derse desin bu proje, her ne kadar ABD patentli görülse de hiç şüpheniz olmasın Made İn Turkey.
Neden mi?
ABD ile Türkiye heyetleri arasındaki görüşmelerde Türkiye’nin ABD’ye dayattığı bazı talepler olduğu kesin.
Münbiç, Rakka gibi kentler Arap güçlerine teslim edilecek ve bölgede yerel meclis ile polis idareyi alacak ve bölge halkı da topraklarına geri dönebilecek.
Ancak bu projede küçük bir ayrıntı; "sinek ufaktır mide bulandırır" kabilinden.
Geçtiğimiz yıl PKK’nın Suriye kolu YPG’nin siyasi oluşumu PYD’nin eşbaşkanı Salih Müslim; bölgede yer alan ve Körfez ile bağlantıları bulunan Arap aşiretlerinin Suudi Arabistan ile akrabalık bağı olduğunu açıklamıştı.
Dikkat çekici husus, birçok Arap aşiretinin YPG yönetimindeki Kuzey Suriye’de yer alan bağımsız yönetimde yer aldığını ve bundan gurur duyduklarını söylemesiydi.
Bu projenin insan kaynağını, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Irak, Suriyeve Ürdün’de mensupları bulunan şyaklaşık 5 milyonluk Şammar Aşireti sağlıyor.
Bu aşiret; Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Irak’a yayılmış olan Arap Yarımadası’nın en büyük aşiretlerinden ve 1’inci Dünya Savaşı sırasında son güne kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun yanında yer almıştı.
5 milyon nüfusa sahip Şammar aşireti, S. Arabistan merkezli bölgesel güç mücadelesinin kilit taşı.
Aşiret, Suudi Arabistan, Irak ve Kuveyt’ten Akdeniz kıyılarına dek geniş bir alana yayılı.
Örneğin Şanlıurfa’daki İdveci aşireti, Şammar’ın bir kolu.
Veliaht Prens Selman, aşireti arkasına alıp İran’a karşı Akdeniz’den Basra Körfezi’ne kadar uzanan yeni bir müttefik kazanmak istiyor.
Suriye’deki hazırlık biraz da bu sebepten.
Bu denli büyük bir alana yayılı aşiretin esas güç merkezi, Irak’ın kuzeyindeki Tikrit ve Musul şehirleri.
Buralar, Şammar aşiretinin adeta kalesi.
Irak’ta DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlarda en büyük Sünni güç olarak yer alan aşiretin aynı zamanda Şii mensupları da var.
Suudi hanedanı, Şammarilere kancayı taksa da, bu aşiret nezdinde güvenirlikleri çok da yok.
Şammarîler ile Suud ailesinin ihtilafı yüzyıl öncesine uzanıyor.
İngilizlerin desteklediği Vehhabi aşiretlerini sevk ve idare eden Suudîler, Osmanlı idaresine isyan ettiler, 1912’de Riyad’a girdiler oradaki tüm Şammarî prenslerini öldürdüler ve onların eşleriyle evlendiler.
Bu insanlık dışı vahşetin ardından Şammar aşiretinin kalan üyeleri Riyad’dan kaçtılar, Suriye’ye ve çoğunlukla Irak’a yerleştiler.
Bu Sünnî aşiret, Suriye rejimine muhalif olduğu gibi, Irak’ın Şiî hükümetine de mesafeli.
Şammar aşiretinin stratejik konumu itibariyle “geçiş döneminde” önemli bir rol oynaması uzun süredir gündemde.
Ancak aşiret mensuplarının en büyük hedefleri, yüzyıl öncesinde terk etmek zorunda bırakıldıkları Arabistan coğrafyasına geri dönmek.
Suudî Arabistan Millî Muhafız Gücü’ne bazı Şammarî subaylar kumanda ediyor.
Şerif Hüseyin ve El Suud ailesinin rakibi Reşid ailesi, Şammaraşiretinden.
Şammarilerin, PKK /YPG dostluğu geçicidir.
Asıl bağlılıkları Türkiye Cumhuriyeti devletinedir.
Zamanı gelince ne demek istediğim daha iyi anlaşılır diye umuyorum.
*
İnsan olmanın erdemini, millet ve ümmetce idrak edebileceğimiz, selamı yeryüzüne yayınız kutlu kelamının sırrına erebileceğimiz günlerin hasretiyle Ramazan Bayramını kutlar, size ve ailenize esenlikler dilerim.
Ömür Çelikdönmez Twitter: @oc32oc39
.
dikGAZETE.com