Orta Doğu'nun Tılsımı: Anadolu
Küçük bir çocuğa kızamazsınız. Hele ki sağlam adımlar atamadığı için düştüyse ve ağlıyorsa ya da birileri zorbalıkla ittiyse.
Bir büyüğü olarak gözyaşlarını silip, elinden tutup yürütmek istersiniz.
Fairuz'un Beyrut'taki savaş yıllarını anlatan şarkısı, Lübnan'ın yaşadığı acıları en lirik şekilde yansıtıyor.
Sokaklarında gezerken tarihi ortaklığı, insanların yüzlerindeki korkuyu ve acıyı, kalplerinde duydukları refah özlemini görüp kardeşlik duygusunu yaşayabileceğiniz ülkelerden yalnızca biri Lübnan.
Coğrafyası, dokusu, güzelliği başka da olsa her yerde hatıralar aynı.
Bir bakışta anlaşılır ya iki kardeş, aynı anadan ve babadan olma, farklı bir annenin elinde büyümüş gibi öz be öz kardeşimiz.
3 kavim vardır birbirinden ayrılmayan Kürt, Türk ve Arap. Bu iki kavim Türk idaresi olmadan ayakta kalamamıştır, mutlu da değillerdir zaten.
Türkler yönetimden el çektikten sonra ne Şam, ne Bağdat ne de Lübnan huzur bulmuştur. Çünkü mutluluğu verebilecek olan ilim, bilim ve birleştirici güç Anadolu'dadır; Orta Doğu'nun tılsımı Anadolu'dur.
1960 yılına kadar Suriye ve Irak, ihtilal kararlarında bile Malatya Ordu Komutanı'mıza elçi gönderip danışması, 400-500 yıllık tarihi alışkanlıkların kolay kolay silinmeyeceğini gösterir.
Açık olan şudur ki; Orta Doğu, bizim sahamız ve bizim etki alanımızdır; bizim o toprakları geçici olarak bıraktığınızı kabul eden insanların alanı.
Ortadoğu halkları ne zaman bu kan bağını fark ederse değişim de o zaman başlar.
Bunu görebilmekten çok uygulayabilmektir aslolan, buna çalışanların akibeti de yakın tarihimizde ortada.
William Wallace'ın dediği gibi; tarihi yazanlar kahramanları asanlardır.
Kuralları koyan oyunu yönetir.
Birliğin yolu kuralları belirleyen olmaktadır.
Bu fark edilmesi istenmeyen gerçeği bilmek Ortadoğu coğrafyasını bir gün tekrar bir yapacaktır.
Bu da Sykes- Picout Antlaşması bilinmeden, Kut'ül Amare Zaferi okutulmadan olacak iş değildir.
Bu birliğin yolu, özellikle medeniyetimizin tekrardan tozlu arşivlerden, gizli kapılardan gerekirse aşırılıp araştırılarak kendi ellerimizle ortaya çıkarılmasıdır.Sosyolojinin ve batı aklının kurucu babası Toynbee'nin itirafı ne güzel açıklar Ortadoğu’nun bugün düştüğü hali: “Türklere istiklal kazandırmış hissi verip, onlardaki kültürü alıp cebime koydum!”...Gün yeni bir akıl ortaya koyma günüdür.
Oyunu yönetmek için önce oyunu yazmak lazım. Sonra kazanan ve kaybedene de siz karar verirsiniz zaten.
Batılı bir tabir olan “Orta Doğu”nun huzurunu sağlama Anadolu'nun analık misyonudur; ilahi misyonudur.
Güneş doğudan doğduğu müddetçe yüzünü her doğuya döndüğünde Türkiye'nin gölgesi batının üzerine düşer.
Türkiye yüzünü ne zaman kıbleye dönse Orta Doğu'yu görür..
Nickola Berrygele, dikGAZETE.com