5 Nisan’ı 6 Nisan’a bağlayan gece, İnguşetya’da, kolluk kuvvetlerine bir saldırı yapıldı. 3 polisin öldüğü, 8 polisin yaralandığı çatışmada adı geçen direnişçiler: 24 yaşındaki Mikail Moshkhoev, 21 yaşındaki Amir Bokov, 33 yaşındaki Amirkhan Gurazhev ve 35 yaşındaki Adam Ozdoev’di.
Mikail’in babası, hemen onu evlatlıktan reddetti, Amir’in taipi, onun kaçırıldığına dair bir açıklama yaptı.
Bunların sebebi, bilinen yaygın toplu cezalandırmadan sakınma çabası olmalı.
Hatta “olmalı” değil, “öyledir”.
Bu, kesin bir gerçekliktir.
Bölgede şu an olağanüstü hal koşulları işliyor, operasyonlar yapılıyor.
Daha önce Amir’in sülalesine uygulanan toplu cezalandırma sebebiyle teslim olduğuna dair haberler yayılsa da bunu kanıtlayan herhangi bir veri olmadı.
Fakat Mikail’in yakalandığına dair bir haber var.
Direniş yanlısı kaynaklar ise bu haberleri yalanlıyor ve aksine, daha çok gencin bu gruba katıldığı bilgisini veriyor.
Elbette, her iki durum da olası. Zaten onlarca zırhlı araçla, helikopterle, dronla, kamerayla sürekli taranan bir coğrafyada, 4 insanı günlerdir bulamamak da bir beceri (!) sayılabilir.
Gelelim olan-bitenin alt metini okumaya…
Bu saldırılar küçük çaplı olarak, farklı farklı zamanlarda yapılmaktaydı.
Zaman zaman da kolluk kuvvetlerinin insanları nedensiz gözaltına alıp “terörist” diye yaftaladığı sahte terör operasyonları oldu.
Bu durum, Ukrayna savaşına katılan Kafkasyalıların çağrısı ve Ukrayna’daki başarısıyla ilintili olabilir.
Kuzey Kafkasya’da sürdürülmek istenen korku imparatorluğu, bu tip olayları bahane ederek köy basar, adam kaçırır ve halkı sindirmeye çalışır.
500 senedir işe yaramadığı açıkça görülse de asla vazgeçilmeyen sadist Rus yöntemi!
Elbette halk, uzun zamandır sırtında şaklayan bu kırbacı koparmak isteyen evlatlara da sahip olabilir.
Gerçekten gençler dağa çıkmış ve bu lanet düzene baş kaldırmış olabilir.
Bunun sebeplerini anlamak için biraz “www.kafhak.org” adresini ziyaret etmek yeterli olacak okuyucuya.
Hiç kimse, eğer uyuşturulmuyorsa, bu işkence koşullarında yaşamayı kabul etmez.
Ukrayna safındaki Kafkasyalı güçlerin çağrısı cesaret vermiş ve doğası özgür bir halk, bu duyguyu bastırmak yerine dinlemeyi tercih etmiş olabilir.
Bir başka ihtimal de Kadirov’un varlığı…
Uzun zamandır İnguşetya’da gözü olan Kadirov, Yevkurov ve ardılıyla işbirliği içinde İnguşetya’nın topraklarını alıyor, halkından insanları kaçırıyor, tutukluyor.
Açıkçası orada da hakimiyetini resmileştirme isteği ve gayreti gözlerden kaçmıyor.
Son ihtimal de büyük gayretlerle Suriye’ye gitmeleri için yol açtıkları direnişçilerin sadece Ukrayna’ya dönmemiş olması.
Evlerine dönmüş olabilirler, bekliyor olabilirler, büyük bir sürpriz yapacak olabilirler.
Sebep ve kaynak ne olursa olsun, sonuç aynı: Küçük gruplar halindeki direnişçiler, İmarat Kavkaz dönemindekinden hafif tipte, kolluk güçlerine saldırılar düzenliyor.
Rus destekli rejim güçleri köyleri kuşatıyor, evleri basıyor, adı geçenlerin ailelerini ve hatta sülalelerini tutukluyor.
Bu döngü neredeyse 20 yıldır bu şekilde işliyor.
Rus devletinin bunu insanca çözeceği yok.
Bir kez Cahar’ın Ukrayna hakkındaki konuşmasını dinlerseniz zaten umut etmek hümanistliğini bırakırsınız.
Yapmaz!..
Yapmayacak!
Bu sorunun çözümünün tek yolu, diyalog ve barış olmasına rağmen 500 yıldır her rengi ve biçimiyle karşımıza çıkan Rusya bunu asla denemedi.
Uluslararası güçler de daima kör ve sağırı oynadılar.
Şimdi Ukrayna belki fikirlerini değiştirmiştir.
Bilemiyorum…
Zaten, batılı güçlerin Rusya üzerinde baskı uygulama şansı da artık yok gibi görünüyor.
Ne kadar köklerim Kafkasya’ya ait olsa da, Kafkasya’nın kaderi hakkındaki kararı, orada yaşamakta olanların vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Benim tercihim daima, onların kararını desteklemek oldu.
Bugün de kalan iki yol var:
Küçük saldırılarla süren bu ölüm çarkını çevirmek veya direnişi daha da büyütmek.
Belki de alışmak da bir yoldur.
500 yıldır esarete alışmayan bir halk için olmasa da…
Belki benim bilmediğim bir başka ihtimal daha vardır ve onu da siz biliyorsunuzdur.
İnşallah, o ihtimal bütün bunlardan hayırlı ve mübarek olsun…
Özgür günlerde…
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com