?>

Nezarat-ül Hariciye

Yener Bozkurt

9 ay önce

NEZARAT-ÜL HARİCİYE 

Konu başlığımız “Nezarat-ul Hariciye El Cumhuriyye Turkiyye

Efendim “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı” demeye çalıştık ama uydururken bile zorlandık valla.

Türk olup gururla Türkçe konuştuğumuz için illaki hatamız olmuştur, affola.

Peki nereden çıktı şimdi bu?” sorusunu hemen yanıtlıyoruz.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara Garı’nda trenden inen, eli çantalı, kravatlı şahısların, personel yokluğu nedeniyle Hariciye Vekâlet’ine yani Dışişleri Bakanlığı’na memur olarak alındığı rivayet edilir.

Doğru mu, yanlış mı bilemeyiz.

Ama aradan geçen yüz yılın sonunda, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın Meslek Memuru alımında hangi kriterleri aradığını biliyoruz.

Ne diyor yönetmelik?

Lisans düzeyinde en az dört yıllık eğitim veren fakültelerin, “Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi, İktisat, İşletme, Maliye, Finans, Çalışma Ekonomisi ile başlayan, son yıllarda ise Tarih, Sosyoloji, Halkla İlişkiler Ve Psikoloji’nin de eklendiği bölümlerinden mezun olmak” gerekir diyor.

Bu arada hatırlatalım. Eskiden Tarih, Sosyoloji, Psikoloji Bölümü mezunları sadece idari kadrolara alınırdı.

Görünen o ki, büyükelçiliğe uzanan kadrolara atanacak yandaşları, Uluslararası İlişkiler, Kamu Yönetimi gibi zorlu bölümleri beceremeyince, bunlar daha da zorunu yapmışlar.

Ampulü sabit tutup tavanı çevirmişler. Yani, Tarih, Sosyoloji, Psikoloji mezunlarının da Büyükelçi olmasının önünü açmışlar.

Kimse kusura bakmasın valla. Doktor olacaksan tıp, hâkim olacaksan hukuk okuyacaksın kardeşim. Eğitimini aldığın mesleğin hakkını verip, kendini kimseye ezdirmeyeceksin.

Bu kadar lafı boşuna etmedik tabi. Gelelim sadede.

Tanıştıralım efendim. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Katar/Doha Büyükelçisi Dr. Mehmet Mustafa GÖKSU.

Büyükelçiliğin resmi sayfasındaki CV’ye göre, “25.02.1966 Adıyaman/Gölbaşı doğumlu. Orta ve lise tahsilini Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesi’nde tamamlamış. 1994’te Medine İslam Üniversitesi’nden mezun olmuş.

Bir dakika şimdi.

Normalde Sayın Büyükelçimizin liseyi 1983’te, dört yıllık lisans eğitimini de 1987’de tamamlaması gerekmiyor mu?

Hayır yani, kendimizden biliyoruz. Büyükelçi ile yaşıtız, aramızda gün farkı var.

Hazırlık okuma, sınıfta kalma, kayıt dondurma gibi bir dizi pozitif ayrımcılık yapsak da, Sayın Büyükelçinin yedi yıllık bir süreci on dört yılda tamamlamasındaki kerameti bir türlü göremiyoruz.

Neyse biz devam edelim.

Büyükelçimiz 1994’te hangi bölümden mezun olmuş, bu da belli değil. Oysa mezun olunan bölüm zurnanın zırt dediği yerdir bir CV’de. Gelin, Büyükelçimizin hangi bölümden mezun olduğunu biz bulmaya çalışalım o halde.

Medine İslam Üniversitesi’nde beş ana fakülte var. Hadis Fakültesi, Şeriat Fakültesi, İslam Usulleri ve Din Fakültesi, Kuran-ı Kerim Fakültesi ve Arapça Fakültesi.

Üniversitenin Mühendislik, Bilişim gibi bir kaç fakültesi de var ama emin olun, Sayın Büyükelçi bu bölümlerden birini bitirmiş olsaydı CV’de mutlaka yer alırdı.

Böylece, Büyükelçi GÖKSU’nun, lisans eğitimini İslami bir dalda tamamladığını anlamış oluyoruz. Ama olsun. Uluslararası ilişkilerde özellikle de Orta Doğu diplomasisinde, Fıkıh eğitimi önemli tabi.

Medine İslam Üniversitesi’nden 1994’de mezun olan Büyükelçimiz sonrasında ne yapmış peki?

Arapçası yetmemiş olsa gerek ki, dil eğitimi ve akademik çalışma adı altında, ABD’de Saint Rose Koleji’nde Ve Kanada'da Toronto Üniversitesi’nde eğitim görmüş.

1999-2005 yılları arası Almanya’da ayakkabı ve terlik pazarlama alanında faaliyet gösteren bir Türk firmasının, S.Arabistan’da ise bir oteller zincirinin Kurucu Genel Müdürlüğünü yapmış.

İş insanı vasfı da var yani.

Sonuçta, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın oluruyla, Ağustos 2020’den bu yana, ülkemizin Katar nezdindeki Büyükelçisi olarak görev yapıyor ve eminiz ki bundan büyük bir gurur duyuyor.

Yahu tamam, anladık. Uluslararası ilişkilerde bazen kitaba uymayan durumlar olur da, bu kadar mı olur birader.

Bilmeyenler için söyleyelim. Büyükelçi, “bir devletin, kendini temsil etmek üzere başka bir devlete gönderdiği en yüksek dereceli memurdur. Diplomatik teamüllere göre Büyükelçiler, devletlerini temsil sıfatını taşıyan Elçilerden farklı olarak, Hükümdarının şahsını da temsil ederler.”

Şimdi anladınız mı başlıkta neden “Nezarat-Ül Hariciye El Cumhuriyye Turkiyye” dediğimizi?

Allah’tan kabile devleti değil de çağdaş ve laik bir hukuk devletiyiz.

Biz yine de Asil Türk Gençliğine, ileride uluslararası arenada, onurlu bir vatandaşı oldukları Türkiye Cumhuriyeti’ni gururla temsil edebilmeleri için, Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi, İktisat, İşletme gibi bölümleri okumalarını, ama hakkını vererek okumalarını tavsiye edelim.

YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,

VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.

.

Yener Bozkurt, dikGAZETE.com

-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu

YAZARIN DİĞER YAZILARI